19 Mayıs 2024 Pazar

Cîhad Hesen: İşkence gördüm, ajanlık dayatıldı

KDP tarafından 112 gün alıkonulan Özerk Yönetimi Hewlêr Temsilcisi Cîhad Hesen, 30 kişiyle tutuldukları 6 metrekare alanda işkence gördüklerini belirterek, "Hiç hakim, avukat yüzü görmedim. Ajanlık teklif ettiler, teslim almaya çalıştılar" dedi.

Federe Kürdistan Bölgesi'nin Hewlêr kentinde 10 Haziran'da KDP güçleri tarafından kaçırılan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Hewlêr Temsilcisi Cîhad Hesen, 29 Eylül'de serbest bırakıldı. Sêmelka Sınır Kapısı'ndan Rojava'ya gönderilen Hesen, yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı'na (MA) anlattı.

Federe Kürdistan Bölgesi'nde resmi olarak 6 yıldır Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Hewlêr Temsilciliği yaptığını anlatan Hesen, kaçırıldığı gün Fransa'dan gelen bir heyeti karşılamak üzere iki arkadaşıyla birlikte Hewlêr Havaalanı'na gittiğini söyledi. Heyeti karşıladıktan kısa bir süre sonra 4 zırhlı araçla etraflarının çevrildiğini söyleyen Hesen, "Biz iki araçtık. Bize silah çektiler ve arabadan indirdiler. Ben o an bir yanlış anlama var diye düşündüm" diye konuştu.

Kendilerini alıkoyan özel birliğin aynı gün gelecek başka bir heyeti kendilerine teslim etme talebinde bulunduğunu belirten Hesen, "Beni öldürseniz de bu dediğinizi yapmam dedim. Kabul etmeyince bizi alıkoydular ve daha ilk gün, ilk saat 4 ay yanlarında kalacağımı söylediler. Ben ilk başta inanamadım, psikolojik baskı için yaptıklarını sandım" ifadelerini kullandı.

AJANLIK DAYATMASI
Diplomatik görüşmeler için Kuzey ve Doğu Suriye'ye birçok kez gittiğini belirten Hesen, kendisine bunun nedenlerinin sorulduğunu aktardı. Özel birliğin ajanlık dayatmasına maruz kaldığını anlatan Hesen, "Bunu reddettim. Bundan sonra bana Kürdistan'ın güvenliğine karşı yapılanma içinde olduğumu söylediler. Nedenini sorduğumda misafirlerimizi kast ederek 'Bunları getirmişsiniz bir şeyler yapacaksınız' dediler. O misafirleri havaalanından aldık ve otele götürüyorduk. Her şeyimiz resmiydi" diye konuştu.

'BAŞIMIZA ÇUVAL GEÇİRİLDİ'
Özel birliğin daha sonra kendilerini asayiş görevlilerine teslim ettiğini söyleyen Hesen, "Yüzleri kapalı, ağır silahlar ile donatılmış özel bir tim başımıza çuval geçirdi, ellerimizi arkadan bağlayarak aracın arkasına attı. Genel asayiş binasına götürdüler. Bizi koydukları yer çok kötü bir yerdi. Orada insanlara işkence yapmak, öldürmek rahattı. Biz Kürdistani diplomatlardık, resmi olarak 6 yıldır oradaydım. Ben onlara neden bizi buraya koydunuz diye sorduğumda bana 'Sen her zaman bizimle çalışmayacağını, direnişi, azmini dile getiriyorsun. Burada kal senin azmin artsın' cevabını verdiler" sözleriyle yaşananları anlattı.

'AMAÇLARINA ERİŞEMEDİLER'
Tutuklandıkları ilk günlerde yetkililerin kendilerini Kuzey ve Doğu Suriye'ye göndermekle tehdit ettiğini dile getiren Hesen, "Orada beni tutma amaçlarına erişemediler. Hiçbir zaman irademi teslim alamadılar. İlk başka Kürdistan'ın güvenliğine karşı misafirlerimiz ile birlikte bir arayış içinde olduğumu söylediler, ama misafirler serbest bırakılmıştı. 50'nci günde 2 arkadaşım bırakıldı. Benim telefonumu açmak istiyorlardı ama ben buna izin vermedim" şeklinde konuştu.

TESLİM ALMA GİRİŞİMİ
Kaçırılmasının 50'nci gününde kendisini tutuklatma arayışına girildiğini ifade eden Hesen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim HPG, YPG, QSD'ye eleman kazandırdığımı öne sürdüler. 57'nci günde beni göndermek için kelepçeli bir şekilde bir merkeze götürdüler, bir takım belgeler imzalattılar, ancak 2 saat beklettikten sonra tutulduğum yere geri götürdüler. Belgelerimin tamamlanmadığını 2 gün sonra gönderileceğimi belirttiler. 2 gün sonra geldiklerinde yine telefonumun şifresini istediler. Beni teslim almak istiyorlardı. Onlara teslim olsaydım daha güzel bir yaşamım, Hewlêr'de yerim yurdum olacak falan diyorlardı. Her geldiklerinde beni sınır dışı edeceklerini söylediler."

15 GÜNDE BİR 3 DAKİKA TELEFON
Her geçen gün sağlık sorunlarının arttığına değinen Hesen, kan kustuğunu, doktora götürüldüğünde ise tedavisinin yapılmadığını söyledi. Sağlık sorunlarının artmasının ardından ilaç tedavisine başlandığını belirtti. Alıkoyuldukları ilk 40 gün aileleri ile iletişime geçemediklerini ifade eden Hesen, 40 günden sonra, 15 günde bir 3 dakika aileleriyle telefonda görüştüklerini söyledi.

112 gün boyuncu avukatı ile görüşemediğini, hakime çıkarılmadığını anlatan Hesen, "En son beni PKK'nin ajanı olmakla suçladılar. Ben PYD diyordum onlar PKK diyordu, ben Özerk Yönetim diyordum onlar PKK diyordu. Benim ağzımdan PKK kelimesini almak istiyorlardı. En son ellerinde bir şey kalmadı telefon şifremi vermemekle suçladılar. Beni tutmak için gerekçe yaratıyorlardı" dedi.

6 METREKARE 30 KİŞİ
Tutuldukları 6 metrekarelik alanda 30 kişinin kaldığını söyleyen Hesen, "Hepimiz üst üste yatıyorduk. Salgın vardı ama tutulduğumuz yer o kadar kalabalıktı ki terlediğimizde terlerimiz birbirine geçiyordu. 126 kişiden 112 kişi kuduz olduk. Hayvanlar için kullanılan ilaçları getirdiler, kabul edenleri çırılçıplak soydular. Biz kabul etmedik ilaçları vücutlarımıza sürdüler. Hala o hastalığın izlerini taşıyorum" şeklinde yaşadıklarını anlattı. Hesen, tutuklukları hücrenin yanında DAİŞ'lilerin tutulduğunu söyledi.

5 SAAT SU VERİLMEDİ
Yaşadıklarını "İnsanlığa karşı suç" olarak tanımlayan Hesen, Kürtlerin tarih boyunca büyük acılar yaşadığını hatırlatarak, "Saddam Kürtlere çok çektirdi. Başur halkı Enfal, Halepçe ile karşı karşıya kaldı, o olaylardan ders çıkarmak gerekiyor" diye konuştu.

Serbest bırakıldığı gün Kuzey ve Doğu Suriye sınırına elleri kelepçeli getirildiğini söyleyen Hesen, "Yolda 5 saat boyunca su istedim ama vermediler. Sınıra geldiğimizde kelepçeleri söktüler ve ne istediğimi sordular ama ben onlardan bir şey istemedim. Sınırda iyi davranmaya başladılar, sanki 112 gün beni tutanlar onlar değildi. Benim bir suçum olsaydı beni mahkemeye verirler ve cezamı çekerdim. Neden 112 gün hukuksuz bir şekilde tuttular? Beni teslim almak ve kullanmak istediler. Ben bunu kabul etmedim diye 112 gün tutuldum" diye belirtti.