25 Nisan 2024 Perşembe

Ankara'da kadınlar 25 Kasım'da Çankaya Belediyesi önüne çağrı yaptı

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne ilişkin açıklama yapan Ankara Kadın Platformu, tüm kadınlara 25 Kasım'da saat 18.00'da Çankaya Belediyesi önüne çağırdı.

Ankada Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne ilişkin SES Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenlendi. 

Platform adına açıklamayı okuyan Fatma Kılıçarslan, 25 Kasım'ın tarihsel sürecine değindi ve "Dominik Cumhuriyeti'ni yöneten faşist diktatör Trujillo'ya karşı mücadelenin öncüsü olan 3 kız kardeş Maria Mirabel, Minerva Mirabel, Patria Mirabel. Mirabel Kardeşler'in öldürüldüğü gün 25 Kasım" dedi.

AKP'nin kadın düşmanı politikasının artarak devan ettiğine dikkat çeken Kılıçarslan, İstanbul Sözleşmesine yönelik saldırılara, kadınları aile kurumunun içine hapsetmeye çalışan yasalara karşı mücadele edeceklerini vurguladı.

ADINI KOYMAK LAZIM: KADIN KATLİAMI VAR!
"Türkiye'nin dört bir yanından Rojava'ya, Arjantin'den İran'a, Hindistan'dan Polonya'ya kadınlar; emekleri, bedenleri ve yaşamları için mücadele ediyor" diyen Kılıçarslan, konuşmasına şöyle sürdürdü: "Adını koymak lazım: Kadın katliamı var. Her güne kadın katliamları haberleriyle uyanıyoruz. Son bir hafta içerisinde 12 kadın erkek şiddeti sonucu katledildi. Erkek egemen devlet, tüm organlarını katletmek ve katilleri korumak için seferber ediyorken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı da 'kadın cinayetlerinin abartıldığını' iddia ediyor. Yıllardır erkek şiddeti kamusal alandan özel alana bir denetim aracı olarak kullanılıyor. Erkek egemen sistemin sürdürücüsü olan AKP iktidarı ile birlikte erkek şiddeti artarak bir yönetim biçimi olarak kampüslerde, hastanelerde, adliye koridorlarında, iş yerlerinde ve yaşadığımız evlerde kullanılmaya devam ediyor. İstanbul Sözleşmesi'nin devlete verdiği yükümlülüklerin takipçisiyiz!"

İstanbul Sözleşmesi'ni savunacaklarını söyleyen Kılıçarslan, sözleşmenin önemini şöyle açıkladı: "Biliyoruz çünkü; anadili Kürtçe olduğu için ifadesi alınmayarak katledilen Fatma Altınmakas, şikayetine rağmen katilin yanına gönderilen Emine Bulut İstanbul Sözleşmesi etkin şekilde uygulanmış olsaydı hayatta olabilirlerdi. Fatma Altınmakas'ın, Emine Bulut'un, Aleyna Çakır'ın, Şule Çet'in ve erkek şiddetiyle hayattan koparılan bütün kadınların isyanıyla, öfkesiyle bu 25 Kasım'da da sokakta olacağız. Nadira'nın, Gülistan'ın, ipek Er'in ve daha birçok kadının devlet koruması altındaki faillerinin cezasız kalmaması için sokaklarda mücadelemizi büyütüyoruz! İstanbul sözleşmesi uygulansın!"

Pandemi ile birlikte toplumsal cinsiyet temelli eşitliğin daha da arttığının altını çizen Kılıçarslan, mülteci kadınların göç yolunda yaşadıkları tacizi dile getirdi. Kılıçarslan, "Geçtiğimiz günlerde Van Geri Gönderme Merkezinde yaşanan tecavüz olayı mülteci kadınların yaşadıklarını bir kez daha gözler önüne seriyor" diye konuştu. 

LGBTI+ haklarının yaşananlardan nasibini aldığını belirten Kılıçarslan, Ortadoğu'da sürdürülen savaş politikalarına karşı kadınların barış mücadelesinin büyüdüğünü söyledi.

'KADIN BEDENLERİ...'
İktidarın Kürt halkına yönelik saldırı politikasına da değinen Kılıçarslan, konuşmaya devam etti: "Taciz, tecavüz ve çocuk istismarının Kürdistan'da devlet eliyle yapıldığını gösteriyor. Kürt kadınlarının iradesi eş başkanlık sistemine saldırılarla teslim alınmaya çalışılıyor, siyasi soykırım operasyonları ile kadınlar rehin alınıyor, katlediliyor. Pandemiyi bahane ederek katilleri, tecavüzcüleri, organize suç örgütlerinin liderlerini salıveren devlet siyasi tutsak kadınlara ise çıplak arama dayatılarak her türden işkenceye maruz bırakılıyor, pandemi koşullarında en temel ihtiyaçlarına dahi erişimleri engelleniyor. Türkiye ve Kürdistan'da erkek egemen devlete karşı özgürlük mücadelesi kadınlar katlediliyor ve savaş devlet tarafından kadın bedenleri parçalanarak, işkence edilerek, sokak odasında sergilenerek sürdürülüyor." 

Kılıçarslan, 25 Kasım'da saat 18.00'da Çankaya Belediyesi önüne çağrı yaparak açıklamayı sonlandırdı.