3 Mayıs 2024 Cuma

Ankara Kadın Platformu'ndan Ayşe Gökkan'a verilen cezaya tepki

Ankara Kadın Platformu, TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan'a verilen hapis cezasına karşı, "Savaş politikalarının, hukuksuz cezaların karşısında susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" dedi.

Ankara Kadın Platformu, Özgür Kadın Hareketi (TJA) Sözcüsü Ayşe Gökkan'a yargılandığı davada 30 yıl hapis cezası verilmesine ilişkin Mülkiyeliler Birliği'nde basın toplantısı düzenledi.

Açıklama metnini okuyan platform üyesi Deniz Akbıyık, "Kadın kazanımlarına ve sınır tanımayan kadın dayanışmasına saldırmayı amaç edinmiş erkek devlet; 20 Ekim tarihinde Diyarbakır'da görülen duruşmada TJA sözcüsü ve mücadele arkadaşımız Ayşe Gökkan'a politika yaptığı için, Kürt ve kadın kimliğiyle mücadeleden vazgeçmediği için 30 yıl hapis cezası vermiştir. Ayşe 18'inci celsede tutuklandı, Kürtçe savunma yapma hakkı ihlal edildi, 20'inci celsede baro başkanı dahil olmak üzere avukatlar mahkeme başkanının kararıyla zorla salondan atıldı. Son duruşmada da reddi hakim talebi kabul edilmediği için savunma yapmadı, mahkemeye zorla getirildi" ifadelerini kullandı.

HUKUKSUZ YARGILAMA
Yargılamanın hukuksuzluğuna dikkat çeken Akbıyık, "Erkek adaletin ve düşman hukukunun açık bir tezahürü olan kararla arkadaşımız, 20 Ekim günü bir değil, iki kere aynı örgüte üye olmaktan ceza aldı. Bir sosyal medya paylaşımına 3 yıl hapis cezası 'uygun görüldü' ve böylece erkek devlet, kendisine itiraz etmenin toplamda müebbetten daha ağır bir cezayı gerektirdiğine kanaat getirmiş oldu. Daha önce 83 kez gözaltına alınan, tutuklanan Ayşe Gökkan yürüttüğü kadın mücadelesinden geri adım atmamış, baskıların karşısında susmamıştır. Katillerin, tecavüzcülerin, Musa Orhanların, Şirin Ünalların serbest gezdiği, şiddet uygulayan erkeklerin sırtının sıvazlandığı bu ülkede, Kürt kadınlarının ve genel anlamıyla kadın hareketinin örgütlü mücadelesine ilk saldırı değil bu. Uzun bir süredir devam eden kayyum atamalarının, eşbaşkanlığa saldırıların, kadın merkezlerinin kapatılmasının, politikacıların gözaltına alınması, tutuklanması, ağır cezalara çarptırılması, cezaevinde de haklarının yok sayılması zincirinin yeni bir halkası. Sesimizi yükselttiğimiz alanlar olan sokaklar ve mahkemeler çok zamandır polis işgali altında" diye belirtti.

TECRİT, İŞKENCE, TECAVÜZ
Hapishanelerde kadın tutsaklara yönelik ağır tecrit ve işkence yapıldığını dile getiren Akbıyık, "Biz bunu süngerli odalara çekilen, hücrelerde tutulan, her maltaya çıktığında gardiyanlarca şiddet uygulanan, cinsel saldırıya maruz kalan kadın tutsaklardan, en temel ihtiyaçlarımızdan olan pedlerin bile işkence aracı haline getirilmesinden biliyoruz. Son süreçte gündeme oturan Kandıra Hapishanesi'ndeki işkence ve cinsel saldırı haberleriyle aslında kadın tutsakların neler yaşadıkları tüm kamuoyunun gözleri önüne bir kez daha serilmiş oldu. Biz de kadınlar olarak şunu bir kez daha belirtiyoruz, işkenceci ve tecavüzcü gardiyanlar, sağlık hizmeti vermeyen hapishane doktoru ve bu olayda sorumluluğu veya ihmali olan her bir kişi hesap verene dek meselenin takipçisi olacağız. Garibe Gezer yalnız değildir. İşkenceciler bilsinler ki kadın mücadelesine boyun eğdiremeyecekler, içeride dışarıda bulunduğumuz her alanda kadın mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

KARARI TANIMIYORUZ
Kürt siyasetçilerin hapsedilmesi ve kurumlarının kapatılmasıyla, bölgede kadınların her türlü erkek-devlet şiddeti karşısında nasıl yalnızlaştırdığını deneyimlediklerinin altını çizen Akbıyık, "Ayşe gibi bu baskıya rağmen mücadeleyi sürdüren kadınlar sayesinde ayakta kalıyoruz, birbirimizden güç buluyoruz. Çok iyi biliyoruz ki, bu kararı verenler gidecek, Ayşe Gökkan ve tüm yol arkadaşlarımız serbest kalacak! Kürt kadın mücadelesine karşı, hepimizi sindirmeyi hedefleyen bu kararı tanımıyoruz. Hep birlikte baskıların, tutuklamaların, sistematik devlet işkencesinin, cinsel saldırıların, savaş politikalarının, hukuksuz cezaların karşısında susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" dedi.