28 Mart 2024 Perşembe

Ziya Ulusoy yazdı | 1 Mayıs faşizme karşı güç gösterisi

1 Mayıs kısa vadede Erdoğan faşizmini yıkmanın ve seçimdeki saldırganlığını yenilgiye uğratmanın bir uğrağıdır. Uzun vadede ise sosyalizm amacına bağlanmış mücadelenin güç biriktirici günüdür.

Seçim havası, o denli baskın hale geldi ve hegemonya yarattı ki, 1 Mayıs mücadele gününü bile arka plana itti.

Bu atmosfer emekçi sol hareketi de egemenliği altına aldı. Oysa seçim çalışması sosyalist ve antifaşist güçleri büyütme ve mücadele alanlarına seferber etmenin yardımcı mücadelesidir. Daha fazlası değil.

Ayrıca vurgulamak gerekir ki, çakışarak bu iki mücadeleyi iç içe yürütmek her ikisini de güçlendirir. Eğer seçim çalışması sosyalizm mücadelesine ve faşizmi yıkma hedefine tabi olarak ele alınırsa. Bu bakış açısı kararlılıkla korunmadığı ve uygulanmadığı zaman, seçim manivelasıyla faşist diktatörlükten kurtulma hayal kırıklığı da yaşanır, ya da burjuvazinin kolektif çıkarını gözetecek parlamenter rejime yumuşak geçiş manevrası uzun hegemonik odak yaratarak mücadeleyi geriletir.

Oysa Erdoğan-Bahçeli faşizminin 14 Mayıs'ı hile ve gözdağıyla iktidarını devam ettirme saldırganlığına karşı başarılı mücadele yolu bile örgütlü güçleri büyütmek ve halk kitlelerinin eylemini yükseltmekten geçmektedir. Bunun öncel uğrağı 1 Mayıs'tır. 1 Mayıs'ta antifaşist güç gösterisini ve özgüvenini yükseltmek, 14 Mayıs'ta Erdoğan faşizminin hile ve saldırganlığını halkın eylemiyle yenilgiye uğratmanın basamağı olacak.

Kaldı ki Erdoğan faşizmi, şimdi de Kürt Özgürlük Hareketine karşı hava bombardımanını, Rojava ve Medya Savunma Alanları'nda Kürt hareketi ve devrimci harekete karşı SİHA suikastlarını sürdürüyor. Seçim manivelasıyla faşizmden kurtulma kolaycılığı, bu saldırganlığa karşı ses ve eylem geliştirmeyi bile akla getirmiyor.

Daha acı olanı ise Erdoğan faşizmi doğrudan seçim sürecinde Kürt gazeteci, hukukçu ve insan hakları çalışanlarını zindana atabiliyor, gözdağı da veriyor, seçim günü gerçekleştireceği hile ve saldırganlığının şimdiden aracı yapabiliyor. Fakat seçim kolaycılığı ve parlamentarist hegemonya, bu saldırganlığa karşı mücadelesizliğe yol açıyor.

1 Mayıs işçi sınıfının mücadele günü olarak Türkiye ve Kürdistan'da bir gelenek. Bu mücadele geleneğini seçim sürecinde de en iyi şekilde değerlendirmek, kısa ve uzun vadeli amaç açısından gerekli.

1 Mayıs kısa vadede Erdoğan faşizmini yıkmanın ve seçimdeki saldırganlığını yenilgiye uğratmanın bir uğrağıdır. Uzun vadede ise sosyalizm amacına bağlanmış mücadelenin güç biriktirici günüdür.

Seçim mücadelesiyle iç içe ve dahası seçim çalışmasının tabi kılınacağı örgütlü güçleri ve mücadeleci kitleyi büyütme hedefine bağlanmış biçimde 1 Mayıs'ta alanların yankılanması için çalışılmalı.

Faşizmi yeneceğiz şiarları ve kararlılığı yükseltilmeli. Ayrıca işçi ve ezilenleri alanlara seferber etmek için çalışmada yaşam koşullarını iyileştirmeyi, depremzedelerin sorunlarını ve örgütlenme özgürlüklerini dile getiren talep ve şiarlar da buna eklenmeli.

 1 Mayıs çalışmasında olduğu gibi eylem alanlarında da burjuva parlamentarist hegemonyanın yansımasına izin verilmemeli. İşçi sınıfı ve ezilenlerin faşizmi yenme ve sosyalizmi hedefleme çizgisi kararlılıkla hakim kılınmalı.

Bu çizgi aynı zamanda enternasyonal alanda komünist, devrimci ve emperyalist savaşa ve faşizme karşı olan güçlerle omuz omuza olmanın da şartıdır.

Fransa'dan, İngiltere'den, Almanya'dan İran'a, Latin Amerika ülkelerinden ABD'ye, işçi grevleri, ırkçı devlet terörüne karşı protestolar, dinsel ve milliyetçi faşist rejimlere karşı ayaklanmalarla işçi sınıfı ve ezilenler mücadele sahnesinde. Geleceklerini arıyor. ABD'ci kampın Ukrayna savaşıyla demokrasi demagojisini birleştirerek yarattığı hegemonyaya karşı emperyalist merkezlerde kitleler yeniden emperyalist savaşa karşı seslerini yükseltiyor.

1 Mayıs Türkiye ve Kürdistan'da, Dünya'da, emperyalist ve işgalci savaşlara, faşizme ve kapitalizme karşı mücadelenin yükseltildiği ve örgütlü güçlerin büyütüldüğü gün olsun!