22 Aralık 2024 Pazar

Yargıtay kadın cinayetleri davalarında 'haksız tahrik' uygulamasında kısıtlamaya gitti

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun aldığı kararlar ile, kadın cinayeti davalarında bozma ve haksız tahrik indirimi uygulamalarında kısıtlamaya gidildi.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu (YİBGK) şiddet yargılaması sırasında "Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı haberdar edilmedi" diye dosyaların usulden bozulup sanıkların tahliyesi yolunu kapattı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise 12 kez bıçaklanarak öldürülen kadının katile hakaret etmesinin, itmesinin ve tokat atmasının 'haksız tahrik' kabul edilemeyeceğini belirtti.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun tüm mahkemeleri bağlayan 13 Aralık 2019 tarihli kararı dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Bu içtihat sonrası, binlerce kadına şiddet ve kadın cinayeti konulu yargılama dosyasının "Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı haberdar edilmedi" gerekçesiyle bozularak, yeniden yerel mahkemelere gönderilmesi sona erdi.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu (YCGK) ise 12 kez bıçaklanarak hayatını kaybeden kadının, cinayetten önce katile hakarette bulunmasının, itmesinin ve tokat atmasının "haksız tahrik" kabul edilemeyeceğine karar verdi. YCG kararına göre, Erzurum'da, 17 Mart 2015'te Lokman Serçeoğlu, konuşmak için çağırdığı Hanım Ç.'yi 12 kez bıçaklayarak öldürdü. Erzurum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde sanık, Hanım Ç. ile 2010'dan bu yana ilişkisi olduğunu, boşandığı eşiyle tekrar evlenmesini kabullenemediğini öne sürdü. Davada sanığa "haksız tahrik" ve "iyi hal indirimi" uygulanmadı, müebbet verildi. Sanık, maktül Hanım Ç.'nin olay günü kendisine küfredip tokat attığını, iteklediğini savunarak "haksız tahrik" indirimi yapılmadığı gerekçesiyle kararı temyiz etti. Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, cezayı fazla bularak bozdu. Erzurum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi ise ilk kararında direndi, gerekçesinde şöyle dedi:
"Sanığın maktul ile buluşmaya bıçakla gitmesi, maktule karşı isabet ettirdiği bıçak darbesinin sayısı ve niteliği dikkate alındığında sanığın olay yerine konuşma amaçlı değil, maktulü bıçaklamak amacıyla gittiğinin kabulü gerekir. Sanık hakkında savunmasına itibar edilerek haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmesi halinde bu tip olayların, genel olarak yakın mesafeden olayı gören tanığının bulunmaması nedeni ile sanık savunmasına itibar edilerek her sokak ortasındaki kadın cinayetinde haksız tahrik hükümlerinin uygulanması sonucunu doğuracağı açıktır."

Mahkeme direnince dosya YCGK'ya taşındı. Kurul, sanığa "haksız tahrik" indirimi uygulamayan mahkemenin kararını isabetli buldu. Kurul, maktulün ilişkiyi sürdürme niyetinin olmadığını açıkça dışarı vurduğuna, sanığın maktulün müracaatları sonucu mahkûmiyet ve uzaklaştırma kararı aldığına, olay sırasında yakasından çekildiği ve tokat atıldığı yönündeki iddialarına, vücudunda darp cebir izi bulunmadığı yönündeki rapor nedeniyle itibar edilemeyeceğine hükmetti. Kararda özetle şunlar vurgulandı:
"İnsanları yaralama ve öldürme potansiyeline sahip bıçağı sürekli cebinde taşıdığını ifade eden, bu şekilde gittiği her yere şiddeti de beraberinde taşımayı kişilik haline getirmiş olan sanığın, 5 çocuk annesi 32 yaşındaki Hanım Ç.'yi haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında değil, maktulün kendisiyle ilişkisini bitirip eşi ile tekrar evlenmesinden duyduğu kıskançlık ve intikam duygusu ile hareket ederek kasten öldürdüğü kabul edilmelidir."