25 Aralık 2024 Çarşamba

Yangın çıkan şantiye önünde eylem: Çalışırken ölmek istemiyoruz

Tüm Çalışanlar İçin Sağlık Platformu, Ümraniye'deki Finans Merkezi şantiyesi önünde açıklama yaparak, 1 işçinin yaşamını yitirmesi ve 33 işçinin koronaya rağmen çalıştırılmasını protesto etti. Açıklamada, "İş cinayetleri bu iktidarın politikası" dedi.

Tüm Çalışanlar İçin Sağlık Platformu, Ümraniye'deki Finans Merkezi şantiyesi önünde açıklama yaparak, iş cinayetlerini protesto etti. 

Finans Merkezi şantiyesinde 22 Mayıs günü çıkan yangında 1 işçi yaşamını yitirmiş, 5 işçi de yaralanmıştı. Salgında yeterli önlem alınmayan şantiyede ayrıca 33 işçinin koronavirüs testi pozitif çıkmıştı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, SGDF Eşbaşkanı Alev Özkiraz, Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, ESP İstanbul İl Eşbaşkanı Ezgi Bahçeci, Genel-İş Anadolu Yakası 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Arıkan'ın katıldığı eylemde, "Çarklar dönüyor, işçiler ölüyor. Çalışırken ölmek istemiyoruz" yazılı pankart açıldı, iktidarın işçi ve emekçi düşmanı politikalarını teşhir eden dövizler taşındı. 

HDP Milletvekili Piroğlu, iktidarın iş cinayetlerini "kader" diye kabullendirmeye çalıştığını söyledi. Şantiyeyi işaret eden Piroğlu, tedbir alınmadan işçilerin salgın döneminde barakalarda kalmaya zorlandığını vurguladı ve "İş cinayetleri bu iktidarın politikasıdır" dedi. 

İşçi sınıfına hükumetin "öleceksiniz ya da çalışacaksınız" tercihini dayattığını vurgulayan Piroğlu, işçi sınıfına birlikte mücadele ve dayanışma çağrısı yaptı. İş cinayetlerinin ve katliamların ancak direnişle sona ereceğini altını çizen Piroğlu, şöyle devam etti: "Biz kazanacağız patronlar kaybedecek, biz kazanacağız, bu iktidar yıkılacak." 

Salgın nedeniyle fiziki mesafe kurallarına uyularak yapılan eylemin basın metnini okuyan Deniz Gider, şantiyede yaşananların iktidarın işçi sınıfına layık gördüğü hayatın özeti olduğunu vurguladı.

'SERMAYEYİ KORUMAK İÇİN İŞ CİNAYETLERİNİN ÜSTÜNÜ ÖRTÜYORLAR' 
Son 6 yıl içinde onbini aşkın işçinin önlenebilir nedenlerle hayatını kaybettiğini aktaran Gider, "Adı konulmamış bir savaş boyutuna varan bu kayıplar, patronlar ve siyasi iktidar tarafından aklımızla alay edilircesine fıtrat, kader ya da iş cinayeti gibi terimlerle geçiştirilmeye çalışıldı, çalışılıyor. Çünkü biliyorlar ki her cinayette kendi sorumlulukları var. Bu nedenle patronların kasalarını ve kendi koltuklarını korumak için cinayetlerin üzerini el birliğiyle kapatıyorlar" dedi. 

'BİZE LAYIK GÖRÜLEN HAYAT ÜCRETLİ KÖLELİK' 
Koronavirüs salgınıyla sözde mücadele kapsamında evde kal çağrıları yapılırken işçilerin çalışmaya zorlandığının altını çizen Gider, "İşçilerin virüs kapma oranının ortalamanın en az 4 kat fazlası olması ve yaşamını yitirenlerin ezici çoğunluğunun işçi ve işçi ailelerinden olması bu gerçeğinin altını çizercesine önümüzdeyken aynı gemide olduğumuz ya da virüsün sınıf ayrımı bilmediği yalanlarına inanmamızı bekliyorlar. Salgının ne zaman biteceği konusundaki belirsizliği bir yana bırakacak olsak bile işsizlik ve gerekli güvenlik önlemleri olmadan çalışmak zorunda bırakıldığımız bu koşullarda bize layık görülen hayat olsa olsa ücretli bir kölelik oluyor" ifadelerini kullandı. 

'EMEĞİMİZLE VE İNSANCA KOŞULLARDA YAŞAMAK İSTİYORUZ' 
Açıklamanın yapıldığı finans merkezini işaret eden Gider, çok sayıda kölelik kamplarından biri olduğunu söyledi. İşçilerin ve sendikaların çağrılarını görmezden gelen patronların ve iktidarın işçi ve emekçileri ölüme terk ettiğini söyleyen Gider, "Açlık, salgın, yoksulluk ya da iş cinayeti bize giydirilen deli gömleği olan sermaye düzeninin sonucudur. Biz artık bu deli gömleğinden kurtulmak istiyoruz. Çalışırken iş cinayetinden, salgından ya da işimizden olarak açlıktan ölmek istemiyoruz. Emeğimizle ve insanca koşullarda yaşamak istiyoruz" dedi.

"Kaybedecek bir canımız kalmıştı. Ona da göz diktiler. O zaman bizim de direnmekten başka yolumuz yoktur" diyen Gider, sermayeye ve onu koruyan siyasi anlayışa karşı birleşerek, sınıf dayanışması ruhuyla mücadele etme çağrısı yaptı. 

Eylem, "Köle değil işçiyi, birleşince güçlüyüz", "Yaşasın işçilerin birliği", "Sermaye için değil halk için önlem" sloganları ve alkışlarıyla sona erdi.