25 Kasım 2024 Pazartesi

'Türk devletinin asıl amacı Özerk Yönetim Sistemini ortadan kaldırmak'

Ebdî, Esad-Erdoğan görüşmesi ve olasılıkları, Türk devletinin çetelerle ilişkisini, Özerk Yönetimin Şam hükümeti ile diyalog ihtimalleri, Özerk Yönetim sisteminin gelişim ihtiyaçları ve sorunları ve devrimi bekleyen gelişmeleri değerlendirdi.

Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdî, son dönemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Türk devletinin iç ve dış siyasette sorunlar yaşadığını belirten Mazlum Ebdî, Türkiye'nin Suriye üzerindeki planlarının boşa çıktığını, işgal ettiği bölgelerle birlikte Suriye'deki sorunun bir parçası olduğunu söyledi. Türk devletinin asıl amacının, "QSD güçlerini ve Özerk Yönetim sistemini ortadan kaldırmak olduğunu" vurgulayan Ebdî, Türkiye'nin bunda başarılı olamadığına ve tekrar denemeler yaptığına dikkat çekti. 

'TARAFLARIN FARKLI İSTEKLERİ VAR'
Türkiye-Şam ilişkilerini ANHA'ya değerlendiren Ebdî, Suriye rejimi ve Türk devletinin anlaşacağı bazı noktalar olduğunu belirterek tarafların farklı istekleri olduğuna dikkat çekti. Ebdî, "Türkiye'nin muhalif gruplardan, İhvan-ı Müslim'den, Îdlib, Efrîn ve Serêkaniyê'deki silahlı güçlerden vazgeçmesini istiyor. Aynı zamanda, Türk devletinin bu bölgelerden çekilmesi gerektiğini vurguluyor. Böylece Türkiye'nin bu güçlere verdiği desteği keserek, asıl hedefi olan bölgeleri yeniden kontrol altına almayı amaçlıyor" dedi.

Türkiye'nin de benzer taleplerde bulunma ihtimaline ve Suriye'nin de kapalı olmayabileceğine dikkat çeken Ebdî, imkansız değil ama zor olacağını söyledi. Türkiye'nin çete gruplarını ve ailelerini önce İdlib'te topladığını, şimdi ise onları Efrîn'e götürdüğünü söyledi. Türk devletinin, bu grupların tekrardan Türkiye'ye dönmesine izin vermediğini belirten Ebdî, Türkiye kamuoyunun da buna karşı çıktığını ifade etti. Suriye'nin de çeteleri kabul etmediğini belirten Ebdî, sorunun oldukça derin olduğunu kaydetti. İşgal edilen alanlarda sadece çete güçlerinin olmadığını, Suriye rejimi ile çelişkiler yaşayan kesimlerin aileleriyle birlikte buralarda bulunduğunu söyleyen Ebdî, bu kesimlerin çeşitli anlaşmalarla bu bölgelere getirildiğine dikkat çekti. Tarafların daha önce, Bab, Efrîn, İdlib, Halep, Humus'da anlaşma yaptıklarını bugün ise esaslı bir çözüme ihtiyaç olduğunu bunun da kısa sürede çözülemeyeceğini belirten Ebdî, Türkiye'nin destek verdiği çeteleri gerilla alanlarına, Nijerya, Libya gibi bölgelere gönderdiklerini söyledi.

'12 YILDA ÖNEMLİ KAZANIMLAR OLDU GERİ DÖNMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL'
Suriye rejimi ile 12 yıldır diyalog kurulmaya çalışıldığını ifade eden Ebdî, bir anlaşmanın olmadığını ama görüşmelerin sürdüğünü belirtti. Mazlum Ebdî, Suriye rejiminin çözüme henüz hazır olmadığını, Kürt sorunun Suriye'de de çok büyük ve derin olduğunu kaydetti. Suriye rejimi ile sınır kapısı, ekonomi, ticaret, eğitim gibi konularda görüşmeler yapıldığını belirten Mazlum Ebdî, rejimin anlaşmaya yaklaşmadığını söyledi ve "Özerk Yönetim'in çabalarını fırsat olarak görmeli" dedi. Özerk Yönetim topraklarında 12 yıllık süreçteki gelişmelere dikkat çeken Ebdî, "12 yıldır burada bir hakikat ortaya çıktı; güvenlik, askeri, idari bir durum var. Çocuklar Kürt dilini öğrenerek, üniversitelere geçtiler. Artık eskiye dönmemiz mümkün değil. Suriye rejimi, bu konudaki yaklaşımını yeniden gözden geçirmesi gerekiyor ki, çözümü ileriye götürebilelim" dedi.

'TÜRKİYE İLE DİYALOĞUN TEMEL ŞARTI, İŞGAL BÖLGELERİNDEN ÇEKİLMELİ'
Suriye rejiminin adım atmasının zor olduğunu bununla birlikte umutlu olduklarını söyleyen Ebdî, rejimin de ekonomik ve güvenlik sorunları bulunduğunu bununla birlikte adım atmaları için üzerilerinde baskının oluşturulması gerektiğini ifade etti. Mazlum Ebdî, Suriye çözümü için "Türkiye dahil her tarafla görüşme yapabiliriz" açıklamasına ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi: "Suriye sorununun savaşla çözülemeyeceğine inanıyoruz. Güvenlikle çözüm sağlanamaz, diyalogla çözüm olmalı. Elbette sadece Suriye rejimiyle değil tüm taraflarla diyalog olması gerekiyor. Şimdi İdlib, Efrîn ve işgal altındaki diğer yerlerdekiler diyaloğa açıksa ve temel şartımızı kabul ederse biz de diyaloğa açığız. Türkiye ve ona bağlı olanlar için temel şartımız öncelikle işgalin sona erdirilmesinin tartışılmasıdır. Onların şartları var bizim de şartlarımız var. Şartımız Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê'deki işgalin sona ermesidir. Bu çerçevede sorunları kendi aramızda çözmek için bu güçlerle görüş alışverişine açığız. Türk devleti de silahlı grupları destekliyor, işgalci bir güçtür: İşgali bitirmeleri konusunda onlarla görüş alışverişi için hazırız. Fakat bu biraz zordur."

Türk devletinin Kürt halkına, gerillasına dönük saldırı pozisyonunda olduğunu söyleyen Ebdî, "Ama ilkesel olarak çözüm için diyaloğa açığız. Onlar da 12 yıl süren saldırı ve işgalle sorununu çözülemeyeceğinin kanaatine varmaları gerekiyor" dedi.

'ŞAM-ANKARA GÖRÜŞMELERİNDEN SONUÇ ÇIKMAZ'
Irak'ın arabuluculuğunda Şam ile Ankara arasında yapılacak görüşmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ebdî, bu konuda ilerleme olmayacağını, bu görüşmelerin Astana görüşmelerinin devamı olduğunu bu girişimden sonuç alınabileceğini düşünmediğini belirtti. Ebdî şunları söyledi: "Sorun sadece Suriye rejimi değil. Başka güçler de var, biz de buradayız. Türk devleti ile Şam hükümeti arasında bu ülkenin diğer bölgeleri üzerinde hesap yapılması yanlıştır. Irak hükümeti böyle bir şey geliştirmek istiyorsa Kuzey ve Doğu Suriye temsilcilerini çağırmalıdır."

'EKSİKLİKLERİ ELEŞTİRELİM AMA EL ELE VERELİM, BİRLİKTE İLERLEYELİM'
Mazlum Ebdî, 12. yılını kutlayan Rojava devriminin birçok zorlukla mücadele halinde olduğunu belirtti. Devrim savunması yapılırken kurumsal yapısının da inşa edildiğini söyleyen Ebdî, "Ekonomik açıdan sorunlar; kurumlarda yolsuzluk var, yargı sisteminde sorunlar var. Üzerimizde ambargo ve dış güçlerin müdahaleleri de var. Devrimin 13. yılında halkımızın taleplerine kulak vermeli ve güçlü bir yenilenme yapmalıyız. Biz ve halkımız el ele verirsek tüm sorunları çözemeyebiliriz ama bu yıl ve gelecek yıla kadar mevcut durumu iyileştirecek adımlar atabiliriz" dedi.

Aşiretlerle yapılan çalıştaya dair değerlendirmelerde bulunan Ebdî, Türk devleti ve Suriye rejiminin aşiretler üzerinde kirli planları olduğuna dikkat çekti. Çalıştayın, Özerk Yönetim sistemine yapılan saldırılara bir yanıt olduğunu söyledi.

'GELECEK YIL DA BÜYÜK BİR EMEK VE DİRENİŞ YILI OLACAK'
Rojava devriminin 12 yılının halkla birlikte büyük bir emek ve direnişle geçirildiğine dikkat çeken Ebdî gelecek yıla da böyle hazırlanıldığını söyledi. Ebdî şu değerlendirmelerde bulundu: "Daha güçlü bir ilerlemenin sağlanacağına inanıyorum. 13. yıl çözüm yılı olmalı, Suriye'nin genel sorununu çözecek adımlar atılmalıdır. Tüm sorunlar tamamen çözülemese de sorunlar uzasa da sorunun ancak diyalogla çözülebileceğine dair inanç büyüyecek. QSD olarak halkımızın korunması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Geçtiğimiz yıllarda pek çok gelişme oldu, gelecek yıl için de hazırlıklarımızı tamamlamak istiyoruz. Savunma anlamında büyük bir projemiz var ve bunu başarmak istiyoruz. Özerk Yönetim birçok adım attı, Toplumsal Sözleşme yapıldı, yasalar çıkarıldı ve kurumsallaşma yönünde çalışmalara hız verdi. Umarım projemizin hayata geçmesi için iç cephemiz ve bileşenler birlik içinde çalışırlar. Zor kısmını geçtik artık kimse göç yoluna düşmesin. Devrimimiz bunu hak etmedi. Eksikliklere rağmen yönetimimizin yanında olalım, eksiklikleri eleştirelim ama el ele verelim, birlikte ilerleyelim."