24 Kasım 2024 Pazar

Temelli: Filistin'deki soykırım hamasetle durdurulamaz

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Bugün dünyadaki en büyük sorunlardan biri olduğunu söylediğimiz Filistin sorununun çözümü, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkıyla ancak mümkün olabilir" ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli, gündemdeki gelişmelere ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın Ankara ziyaretine dikkat çeken Temelli, İsrail'in işgal politikalarının bir soykırıma dönüştüğünü söyledi. 40 binden fazla Filistinlinin katledildiğine işaret eden Temelli, "Bu soykırımın sonlanması için tüm devletlerin, tüm halkların üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi çok büyük bir öneme sahip. Bizim en başından beri dile getirdiğimiz en önemli şey şuydu. Bu soykırım, bu saldırganlık, hamaset ve timsah gözyaşlarıyla durdurulamaz" dedi.

'FİLİSTİN SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ, KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKIYLA MÜMKÜN OLABİLİR'
Filistin sorununun Ortadoğu'nun en büyük sorunlarından biri olduğunu söyleyen Temelli, şöyle devam etti: "Kürt sorunu ve Filistin sorunu çözülmediği sürece Ortadoğu'ya barışın gelemeyeceğini, Ortadoğu halklarının huzura kavuşamayacağını, sadece Ortadoğu halklarının değil dünya siyasetinin de istikrara kavuşamayacağını çok iyi biliyoruz. Savaşı körükleyen, savaştan beslenen iktidarların bugün yaşadığımız sorunların en birincil sorumlusu olduğunu da çok iyi biliyoruz. İsrail'in çok uzun yıllardır sürdürdüğü yerleşimci ve yayılmacı politikası Filistin halkını yerinden yurdundan etmiştir, kendi ülkesinde mültecileştirmiştir. Bugün dünyadaki en büyük sorunlardan biri olduğunu söylediğimiz Filistin sorununun çözümü, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkıyla ancak mümkün olabilir."

'HAMASETTEN BESLENİYORLAR'
Soykırıma karşı Filistin halkıyla temas ve dayanışma içinde olduklarını ifade eden Temelli, "AKP iktidarı ise sadece hamasetten beslenerek, hamasetle ayakta durmaya çalışarak Ortadoğu'ya yönelik tutumunu sürdürüyor" dedi.

Savaş siyasetinden beslenen AKP'nin Filistin meselesinde de ikircikli davrandığını vurgulayan Temelli, "İsrail'e karşısınız, soykırıma karşısınız, her türlü timsah gözyaşıyla bunu dile getiriyorsunuz ama öte yandan ticarete devam ediyorsunuz, Azerbaycan gazının İsrail'e ulaşmasına yol veriyorsunuz. Savaşı durduracak sahici hiçbir tedbir almamış, hiçbir adım atmamışsınız. Neden? Çünkü sizin Filistin meselesine yaklaşımınızın arkasında yatan neden Kürt sorununa yaklaşımınızdır. Kürt sorununun demokratik çözümü konusundaki yaklaşımınız, aslında tüm Ortadoğu politikanızı da belirlemiş oluyor" dedi.

'SURİYE'NİN DEMOKRATİKLEŞMESİ ÖNEMLİ BİR ROL OYNAYACAK'
Savaş siyasetindeki ısrar nedeniyle Ortadoğu'nun bir türlü istikrara kavuşamadığını vurgulayan Temelli, "Bugün Rojava'daki gelişmeleri dikkatlice izlediğimizde şunu görüyoruz ki orada ortaya konmuş olan çözüm Suriye'nin demokratikleşmesi ve huzura kavuşması açısından çok önemli bir adımdır. Diğer taraftan yine Suriye'nin demokratikleşmesi, belki de Filistin sorununun çözümünden İran'a ve Irak'a kadar Ortadoğu'daki tüm ülkelerin içinde yaşadıkları kaostan çıkmasında önemli bir rol oynayacaktır. Ama buna karşılık biz neyi izliyoruz? Rojava'da, Kuzey ve Doğu Suriye'de gerçekleştirilmeye çalışılan inşanın sürekli olarak tehdit politikasıyla saf dışı bırakılmaya çalışıldığını görüyoruz" dedi.

'ÊZİDÎLER 74'ÜNCÜ FERMANI IŞİD ELİYLE YAŞADILAR'
"Tam 10 yıl önce 3 Ağustos'ta Êzidîler soykırıma tabi tutuldu. Evet, 5 binden fazla Êzidî katledildi, 6500 Êzidî kadın ve çocuk kaçırıldı, 400 bin Êzidî yerinden ve yurdundan edildi. 300 bini bugün Federe Kürdistan Bölgesinde çadırlarda yaşamak zorunda, 100 bini dünyanın çeşitli ülkelerine yayıldı. Êzidîlerin kutsal kenti Şengal'de yaşama hakları ellerinden alındı. Şimdi Êzidîler Şengal'e geri dönüyor. Şengal'de öz savunma güçleriyle kendi özerk yaşamlarını var etmeye çalışıyorlar. O gün onları yalnız bırakıp kaçanlar, bugün onların öz savunma güçlerine karşı çıkıyor" diyen Temelli, 6 bin 500 kayıp Êzidî kadın ve çocuğun çoğunun Türkiye'de DAİŞ tarafından alıkonulduğuna dikkat çekti.

Temelli, "Geçmişte 73 ferman yaşamış Êzidîler 74'üncü fermanı IŞİD eliyle yaşadılar. 75'inci fermanın yolunu hazırlayanlara buradan net sesleniyoruz: Êzidi halkının bir kez daha soykırıma uğramaması için başta Kürt halkı olmak üzere tüm Ortadoğu halkları gereken inisiyatifi almaktan geri durmayacaktır" dedi.

'KERKÜK'TE ÜRETİLEN ÇÖZÜM ÇOK KIYMETLİ'
Kerkük seçimlerinde halkların bir arada uzlaşarak bir çözüm ürettiğine işaret eden Temelli, "Kerkük Valisi Kürt olacak ve Meclis Başkanı da Arap halkından seçilecek. Dolayısıyla Kürt ve Arap halklarının uzlaşmasıyla ve oradaki Türkmenlerin de büyük bir çoğunluğunun katılımıyla Kerkük'teki var olan gerilim aşılmış oldu. YNK'nin kazanmasından sonra seçimleri yok sayan anlayışa karşı Kerkük'teki halklar seçim sonuçlarının meşruiyeti üzerinden bir araya geldiler ve bir çözüm ürettiler. Bu çözüm çok kıymetli ve önemli" dedi.

Irak ve Türkiye arasındaki görüşmelere dikkat çeken Temelli, "Bu görüşmelerden çıkan sonucun da Irak'ta, Kerkük'te, Süleymaniye'de, Erbil'de var olan, ortaya çıkan halk iradesinin geleceğini riske atan görüşmeler olma olasılığı çok yüksektir. Bizim çağrımız nettir, bütün Ortadoğu'ya topyekün bir ateşkes öneriyoruz. Nasıl şimdi Gazze için ateşkes görüşmeleri söz konusu ise aslında tüm Ortadoğu'nun acilen bir ateşkese ihtiyacı var. Ortadoğu'da tüm silahların susmasına ihtiyaç var" dedi.

'KRİZİN EN BELİRLEYİCİ FAKTÖRÜ SAVAŞ EKONOMİSİDİR'
Türkiye ekonomisinin büyük bir kısmının silah sanayisine ayrıldığını belirten Temelli, "Enflasyonla mücadele edeceğiz diyenler, bugün stagflasyonun kapısını aralamış durumda. Yani hem enflasyon hem de işsizlik yükselmeye devam ediyor. Hazine ve Maliye Bakanları ile Merkez Bankası Başkanı halka hayal satmaya devam ediyor. Yıl sonu enflasyon hedefini yüzde 38 olarak açıkladılar. Bundan sonra her ay yüzde 1,5 olsa bile enflasyon, bu hedefin tutturulamayacağı ortadayken şimdi TÜİK bile işsizlik rakamlarını saklamaktan yavaş yavaş vazgeçiyor. Çünkü artık mızrak çuvala sığmıyor. Ekonomideki bu krizin belki de en belirleyici faktörü bu savaş ekonomisi ve siyasetidir, barıştan kaçmaktır. Bunun sonuçları da tüm ülkeye, evlere yansımaktadır" dedi.