24 Kasım 2024 Pazar

Temelli: Artık değişim zamanıdır

İzmir'de basın mensupları ile bir araya gelen HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, 25 Haziran sabahı umutlu bir güne uyanacaklarını belirterek, "Artık değişim zamanıdır" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli seçim çalışmaları kapsamında İzmir'de partisinin il binasında gazetecilerle bir araya geldi. Çok sayıda gazetecinin katıldığı toplantıda 24 Haziran baskın seçimlerine dair değerlendirmelerde bulunan Temelli, soruları yanıtladı.
 
24 Haziran baskın seçimlerinin Türkiye açısından çok kritik olduğunu belirten Temelli, hem Cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçiminin bir arada yapılacak olmasını hatırlattı. Temelli, parlamento seçiminin özgürlükler ve demokrasinin belirleyicisi olacağını dile getirirken, HDP'nin parlamentoda yeniden yer almasının Türkiye demokrasi ve özgürlük mücadelesi açısından önemli olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı adayları Selahattin Demirtaş'ın Türkiye'nin adayı olduğunu vurgulayan Temelli, "Adayımızı sadece HDP belirlemedi. HDP'nin dışında bütün yapılar ve çevreler ile görüştüğümüzde ne mutlu bize ki; Selahattin Demirtaş'ı onlar da önerdi. Böylece Türkiye'nin adayı belirlenmiş oldu. Amacımız birinci turda ve ikinci turda da adayımızın kazanması. Çalışmalarımız bu anlamda yoğunlaştı. Tabi HDP'nin de barajı geçerek parlamentoda 7 Haziran'dan daha güçlü bir şekilde yer almasını amaçlıyoruz" dedi. 
 
'ÖNEMLİ OLAN HALKIN İTTİFAKIDIR'
 
Ege bölgesi ve özelde İzmir'in önemli bir kent olduğunu belirten Temelli, İzmir'den beklentilerinin yüksek olduğunu aktardı. İzmir'in bir demokrasi kenti olduğunu ifade eden Temelli, "Bu anlamı ile eğer bir demokrasi mücadelesini tam da hayata geçirme ve bunun zamanıdır diyorsak burada da Ege'nin ve İzmir'in katkısı önemli bir rol oynayacaktır. Hem dayanışma anlamında hem Türkiye'nin önüne örülmüş olan bu demokrasi barajını yıkma anlamında. Baraj sadece HDP'ye değildir. Türkiye demokrasisinedir. Türkiye, demokrasi için bunu aşmak zorundadır. Baraj ittifaklarını aşmak için ittifaklar yapılabiliyor. Barajı aşmak açısından sıfır baraj ittifakları yapılabiliniyor. Asıl olan halkın ittifakıdır. Demokrasi güçlerin, kadınların, gençlerini, işçilerin ve Türkiye halklarının farklı inanç sahibi inanç eğilimleri ile yan yana gelmesi ile aşılabilecek bir barajdır. HDP 7 Haziran'da ve 1 Kasım'da bunu başardı. Şimdi 24 Haziran'da bunu başaracaktır. Tüm halklarımız ile birlikte demokrasi önündeki bu barajı yıkacağız. Hep birlikte 25 Haziran sabahı umutlu bir güne uyanacağız" diye ifade etti.
 
'ARTIK DEĞİŞİM ZAMANIDIR'
 
Asıl barajın demokrasi önünde olduğunu ifade eden Temelli, demokrasi önündeki barajın devam etmesi durumunda Türkiye'nin karanlık bir yola sapacağını vurguladı. Türkiye halklarının 16 Nisan sonrası hayata geçirilmeye çalışılan Cumhurbaşkanlığı sistemini kendisine yakıştıramadığının altını çizen Temelli, "Bugün zaten dönüp baktığımızda bütün kamuoyundaki gelişmelere tepkinin ne kadar yüksek olduğunu bu tekçiliğe karşı tek bir kalıba gösterilen tepkinin ne kadar yüksek olduğunu hep birlikte görüyoruz. TAMAM diyoruz. Artık değişim zamanıdır. Bizler 'Senle değişir' diyerek hem Cumhurbaşkanlığı aday kampanyasında hem de herkese çağırı yapıyoruz. Hep birlikte bunu değiştirebiliriz diyoruz. Türkiye'nin her yerinde yoğun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.
 
'TOPLUMSAL SÖZLEŞMEYE İHTİYAÇ VAR'
 
14 Mayıs Pazartesi günü seçim kampanyalarının tanıtımını Ankara'da yapacaklarını açıklayan Temelli, bütünlüklü bir kampanya yürüteceklerini ifade ederek, "Biz cumhurbaşkanımızın programını anlatacağız. Bu bütünlüklü kampanyayı sürdürmek istiyoruz. Kampanyamızı özellikle de bildirgelerimizi sözümüzü bir geçiş dönemi programı üzerine kurduk. Madem bu prova uymadı kimseye, Cumhurbaşkanı sistemine karşı güçlü itirazlar var. Bizim de iddiamız bunu değiştirmeye yönelik. Hem Cumhurbaşkanı adayı hem biz önümüzdeki dönem Türkiye'yi bu kıskaçtan ve girdaptan kurtarmak için çaba göstereceğiz, demokrasi konusunda yapacaklarımız ile. Türkiye'nin yeni bir toplum sözleşmesine ihtiyacı var. Tüm kesimlerin bir araya gelerek toplumsal sözleşmeye ihtiyaç var. HDP'nin çağırısı bu yöndedir. Hep birlikte bir arada yaşayabileceğimiz ortak vatanda demokratik cumhuriyeti inşa edebileceğimiz bir toplum sözleşmesini gelin birlikte oluşturalım" diye aktardı.
 
'HDP İÇİN BARAJ SADECE YÜZDE 10 DEĞİL'
 
Devamında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Temelli, HDP'nin baraj riski olup olmadığı yönündeki soruya, HDP'nin sadece baraj ile uğraşmadığı yanıtını vererek, HDP'nin barajının yüzde 10 olmadığını kaydetti. Temelli, "HDP'nin yüzde 10 üzerine çıkarma çabaları var. Bu riskler konusunda kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz. HDP'ye karşı karalama kampanyaları var. Bütün bunları düşündüğümüzde sadece seçim kanununda yer alan bir yüzde 10 barajı değil bunun çok daha ötesinde HDP'ye karşı kuşatma ve bir baraj örgüsü var. Bu yüzden çağırımız bütün Türkiye toplumuna ve halklarınadır. Gelin bu bütün kuşatmayı el birliği ile kıralım ortadan kaldıralım" dedi.
 
'ERDOĞAN YOLSUZLUK EKONOMİSİ ÖRGÜSÜ YARATMIŞ'
 
Seçimlere ekonomik krizin kendisini hissettirdiği bir ortamda gidildiği yönündeki bir soruya da Temelli, "Ekonomik krizin aşılabilmesinin yolu aslında yine demokrasi programıdır. İktisadi alanda bu sıkışmanın bu derin krizin en büyük müsebbibi bu siyasi iktidardır. Savaş politikaları aslında iktisadi riskleri de derinleştirmiş, halkın üzerine çok büyük külfetler ve maliyetler yıkmıştır. Bunu aşmanın yolu bu politik riskten kurtulmaktır. Erdoğan iktidarından kurtulmaktır. Erdoğan kendini var etmek için aslında bir yolsuzluk ekonomisi örgüsü yaratmış ve ülkenin kaynaklarını çarçur etmiştir. Dünyada iktisadi gelişmeler büyük bir kriz içinde değilken Türkiye neden bu kadar derin kriz yaşıyor. Yanıtını işte tam da burada bulabilirisiniz. Dünyadaki ekonomide bu denli derin dalgalar, kriz dalgaları yok ama Türkiye bir çöküş yaşıyor. Gerçek anlamda Türkiye'nin hem iktisadi sorunlarını hem demokrasi sorununu çözebilecek bütünlüklü bir çalışmamız var. Ekonominin demokratikleşme programını ekonominin de kaynakların da tabana yayılması ve birlikte karar mekanizmaları üretilmesi yönünde önemli çalışmalarımız var" dedi.
 
'DEMİRTAŞ'IN TUTSAK OLMASI TÜRKİYE'NİN AYIBIDIR'
 
Demirtaş'ın seçim kampanyasını sürdürmesi için tahliye olma ihtimali olup olmadığı yönündeki soruya da Temelli, mevcut koşullarda adil şartlarda seçime gidilmediğini dile getirdi. Demirtaş'ın cezaevinde olmasının Türkiye'nin en büyük ayıplarından biri olduğunu ifade eden Temelli, "Demirtaş'ın tutsak olmasının hiçbir haklı gerekçesi yok. Demirtaş 18 aydır cezaevinde, neden cezaevinde olduğuna dair kimse bir yanıt üretemiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri başladı ve bütün adaylar meydanlarda propagandalarını yapmaya başladı. Adaylar serbestçe dolaşıyorlar fakat Sayın Demirtaş, içerden yazabildiği mektuplarıyla gardiyanların çektiği fotoğraflarla ancak kampanyayı yürütebiliyor. Bu ayıp Türkiye'ye yeter de artar bile. Bir an önce serbest bırakılması gerekiyor. Hemen ilk fırsatta bunun gerçekleşmesi gerekiyor. Biz hukuki anlamda da başvurularımızı yapıyoruz, daha önce yaptığımız gibi. Bunu ilk defa yapmıyoruz, bir kez daha yapacağız. Hem tutuklu olduğu mahkemeye hem Anayasa Mahkemesi'ne, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine hem de YSK'ye başvurularımızı Pazartesi'den itibaren bir kez daha yapacağız. 
 
Bu seçimlerin OHAL koşullarında yapılmasının ötesinde HDP'ye ve HDP'nin adaylarına, Demirtaş'a uygulanan özel OHAL uygulamadır. Yani Türkiye'ye uygulanan OHAL'in ötesinde bir özel OHAL ile karşı karşıyayız. Barajların yıkılması gibi bu OHAL'in kaldırılması açısından atılacak ilk adımlardan biri başta Demirtaş olmak üzere haksız hukuksuz yere tutsak edilmiş arkadaşlarımızın serbest bırakılmasıdır" diye konuştu.
 
'DEMOKRASİ CEPHESİNİ GENİŞLETME ÇABALARI ÖNEM TAŞIYOR'
 
HDP'nin ittifaklara bakışının ne olduğu yönündeki soruya da Temelli, AKP-MHP ittifakının ittifak kavramını kirlettiğini söyledi. Temelli şöyle devam etti: "Aslında bu bir kirli pazarlıktır. Buna ittifak demek, aslında ittifak sözcüğünü kirletiyor. Seçimin iradesine ipotek koyma peşindedir. Türkiye'yi demokrasiden uzaklaştırıp diktatoryal bir rejime çevirme hevesidir. Bu anlamıyla da zaten bütün kurgu bunun üzerine yapılandırılmış. Kendi seçmeninin iradesine bile saygı göstermeyen bir oluşumdur. Diğer ittifaka gelince, 'Millet İttifakı' aslında yola çıkarken Türkiye açısından, demokrasi açısından önemli bir adım atarak başladılar. Sıfır baraj konusunda bir ittifak yaptılar. Oysa HDP'siz bu meselelerin çözümü mümkün değil. Eğer bu denklemi çözmek istiyorsanız bu tekçi anlayışı yıkmak istiyorsanız, bu ancak HDP ile mümkün olabilir. Bu anlamıyla bu zihniyet barajlarından kurtulamadığımız sürece Türkiye'de demokrasi konusunda gelişmeler çok mümkün gözükmüyor. Önümüzdeki bu 45 günlük süre boyunca bu tartışmalar içine boğulmak yerine, demokrasi cephesini genişletme çabaları büyük önem taşıyor" diye konuştu.