21 Aralık 2024 Cumartesi

Sporda cinsiyetçilik ve Dünya Kadınlar Futbol Şampiyonası- L. Michel Destan

8. Dünya Kadınlar Futbol Şampiyonası, 7 Temmuz'da Fransa'nın Lyon kentinde başlıyor. Yeni nesil sporcular bir önceki nesilin kazanımları üzerinde yürüyerek, gelecek nesillere daha cinsiyet ve fırsat eşitlikçi bir spor sistemi bırakmak için mücadele ediyor. Sporda cinsiyetçiliği yenmek, kadın ve erkek eşitliğini yakalamak bir ütopya değil, verilen mücadelenin etkin gerçekliğidir.
Dünya'da birçok ülkede sporcu kadınlar bir kulüp bulmaları şartıyla tüm sporları yasal olarak uygulayabilseler de, cinsiyetçi klişeler devam ediyor. Kadınlar, erkek egemenlğin hakim olduğu sporlarda yer bulmakta zorlanıyor. Amatör ya da profesyonel fark etmez sporun bir çok dalında aynı durum yaşanıyor.
 
Avrupa ülkelerinde okullarda ve kulüplerde kız ve erkek çocuklar için spora erişim olanağı eşit olsa dahi pratikte yaşanan sıkıntılar ve engeller devam ediyor. Sporda klişeleşmiş cinsiyetçi ayrım çocukluk döneminde başlıyor. 
 
CİNSİYETÇİLİĞİN EN ÇARPICI GÖRÜNDÜĞÜ ALAN SPOR
 
Cinsiyetçilik, her insanın taşıdığı potansiyeli belirli bir kalıba sokmaya çalışmanın en büyük örneklerini spor alanında yaşanmaktadır. Kadınlar daha küçük yaşlarda voleybol, jimnastik gibi görece ‘kibar' sporlara yönlendirilirken, erkekler Amerikan futbolu, basketbol, boks, güreş ve dövüş sanatları gibi sporlara yönlendiriliyor.
 
Okul çağında, oyun alanlarına yönelik yapılan araştırmalarda spor salonlarında erkek çocuklar koşup futbol sahasında boy gösterirken, kız çocukları saha kenarında, tuvalete yakın duvar dibinde otururken görülmektedir. Bu çalışma UNİCEF tarafından 26 bin 458 çocuk ve ergenle yapılmış. Araştırmada yer alan kız çocukları futbol sahasına giremediklerini, çünkü bunun erkek sporu olduğunu söyleyen erkekler tarafından engellendiklerini ifade etmiş.
 
Raporda erkek çocuklar, kız çocukları ile oynadıkları oyunların erkekliklerinin ne olduğunu sorgulatıldığı uygunsuz durumlar olarak ifade ediyorlar. Erkek çocukları büyüdükçe kızlara "has" oyunlar üzerinde daha çok konuşmaya başlıyor ve futbol oynamaları erkekleri için popülaritelerini artırmanın aracı olarak görülüyor.
 
2018 yılında UNICEF'in resmi danışmanlığını yapan Lisa Mandel ve sosyolog Catherine Louveau ile "sporculara bakış açınızı değiştirin" çalışması kapsamında Decathlon, Intersport, Go Sport ve Sport 2000'nin 2017 kataloglarını incelemiş. Kızlar spor katalog fotoğraflarının sadece üçte birinde ve çoğunlukla dans ve fitnes bölümlerinde gösterilmekte. Bu resimler tam anlamıyla cinsiyetçi klişenin yansımasıdır. Dans edenlerin yüzde 90'ı kadın, futbol ve rugby oynayanların ise yüzde 90'ı erkektir. Fransa futbol federasyonunda 2.2 milyon lisanslının sadece 165 bini, yani yüzde 8'i kadınlardan oluşuyor.
 
Sporda cinsiyetçiliği yıkmak, eşit fırsatlar yaratmak için ilk kez Fransa'da yapılacak olan dünya kadın futbol turnuvası vesilesi ile karma çocuk futbol ekibi oluşturma çalışması başlatılmış ve on kente yapılacak turnuvalarda kadınların futbola olan ilgisini artırmak hedeflenmiş.
 
SPOR KIYAFETLERİNDE CİNSİYETÇİLİK
 
Cinsiyetçi yaklaşım, spor kıyafetlerinde de kendini gösteriyor. Buz hokey oyuncusu Coralie Couzinou kendine "bu bir erkek sporu sen git dikiş dik" denildiğini söylüyor ve ekliyor lisanslı kadın oyuncular artıyor ama bu sporun kıyafetleri kadın oyuncular için erkeklere göre daha pahalıya mal oluyor diyerek ekonomik külfetin yarattığı ayrımcılığa dikkat çekiyor.
 
Spor kıyafetleri ayrı bir cinsiyetçilik. 2013 yılında, Moselle eyaletinin kadın hentbol takımı olan Les Dragonnes ekibine etek giyime zorunluluğu getiren kulüp başkanı Thierry Weizman etek zorunluluğu sonucu seyirci oranında yüzde 30 artış olduğunu ifade ederek sponsorların logolarını yapıştırmak reklamlarını yapmak için eteği tercih etiklerini doğruluyor. 
 
Tarihsel ironiye bakın ki, Fransız tenis oyuncusu Suzanne Lenglen'ın kadın tenis kıyafetlerini değiştirerek ilk kıyafet devrimi yaptığı tenis kortunda başka kadın oyuncular kıyafetleri nedeniyle cinsiyetçiliğin hedefine oturuyor. Ama 2018 Ağustos'unun sonundan bu yana, tenis kortlarında yeni bir feminizm rüzgârı esmeye devam ediyor. Ronald Garros turnuvasında Serena Williams'ın  "Kara Panter" adı verilen elbisesi Fransa Tenis Federasyonu'nun (FFT) Başkanı Bernard Giudicelli tarafından cinsiyetçi eleştirilere maruz kalmıştı. Kortlarda kadın tenisçilerin kıyafetlerine sınır koyan bu tartışmalar gönderme yapan Williams 2019 Ronald Garros tenis turnuvasında pelerinli kıyafetinin üzerinde Fransızca 'Şampiyon, kraliçe, anne ve tanrıça' yazdı.
 
Yine Fransız tenisçi Alize Cornet bir maçta üzerini düzeltmek için kısa süre de olsa atletini çıkarmış ve kural ihlali uyarısı almıştı. Fakat kamuoyu tepkisi ve dayanışma nedeniyle Amerika Açık Tenis Turnuvası, Alize için verilen karar hakkında açıklama yapmış ve karardan dolayı pişmanlık duyduklarını dile getirmek zorunda kalmıştı.
 
Fakat bu cinsiyetçi tutum kural ihlali erkek tenisçilere hiçbir zaman uygulanmamıştı. Juan Martin del Potro'nun rakibi John Isner, 3 saat süren karşılaşma boyunca tişörtünü 11 defa değiştirdi. Wimbledon şampiyonu Novak Djokovic ve Avustralyalı rakini John Millman da defalarca üzerini değiştirdi ve bu durum hakemler tarafından kural ihlali olarak sayılmadı.
 
Sporda cinsiyetçilik ile ilgili soruları Spor Bakanı ve eski yüzme şampiyonu Roxana Maracineanu şöyle yanıtlıyor: "Televizyonlarda kadın sporlarına yeterince yer verilmiyor. Mesela kadın spor yazarları ve gazetecileri az. Dünya'da spor ile ilgili alınan kararlarda kadının yeterince söz hakkı yok. Kadın sporunu geliştirmek için medyayı etkili kullanalım diyoruz ama sözde kalıyor.
Sporda cinsiyetçiliği ve eşitsizliği gidermek için yapılan öneriler arasında federasyonlarda yöneticilik için kadınlara daha fazla yer açılması, kadınların hakemlik mesleğini seçmeleri için cesaretlendirmek ve derneklerin bu konuda aktif çalışmaları yer alıyor."
 
Kadın sporcular ise "kadınlar sporun tüm dallarında var olmasına karşı direnen erkek egemen anlayış ve maçoluğa karşı başarı için tek yol direnmektir. Futbolda kadınlar kendi ağlarını oluşturarak kendi rekorlarını kırmaya kilitlenmeli ve mesele sadece futbol değil özgüven meselesi olarak bilinmeli'' diyorlar.
 
Emekli Profesyonel futbolcu Serwetnyk, "çok uzun zaman oldu ama ürününü aldık" diyerek iyi bir oyuncu olduğunu ama cinsiyetçi ayrımdan kaynaklı birçok fırsatı kaçırdığını ifade ediyor.
 
SPORDA CİNSİYETLER ARASI ÜCRET UÇURUMU
 
Fransa'da yapılan araştırmalarda gösteriyor ki kadın ve erkek sporcular arasındaki ücretlendirmede de uçurum söz konusu. 2017 yılında kolektif ve bireysel spor dallarında en iyi ücret alan 50 kişinin arasında kadın sporcu yer almıyor. Bu durum sadece Fransa'ya has değil. Yine 2017 dünya sıralamasında ilk 100'e giren kadın tenisçi Serena Williams sadece 51. Sıraya yılda 27 milyon dolar kazançla girebildi.
 
Bu durum uluslararası sosyal adaletsizlik ve cinsiyet eşitsizliğinin spora yansımasıdır. Burjuva medya kadın sporu erkek sporuna nazaran daha az kazandırıyor ve seyircisi az diyerek ekonomik eşitsizliğin sözde nedenini açıklamaya çalışıyor. Sponsorların yüzde 81 erkeklere yatırım yaparken kadın sporculara sade yüzde 3 yatırım yapılıyor.
 
Tenis kortlarında kadın sporcuların cinsiyetçiliğe karşı mücadelesi devam ederken gündeme Fransa'da yapılan ve 6 Haziran günü başlayan Dünya Kadın Futbol kupası nedeniyle futbolda cinsiyetçilik tartışmaları alevlendi. Fransa dünyada en iyi olan 24 ekibin yarışacağı 8. Dünya Kadınlar Futbol Şampiyonası'nın maçlarına ev sahipliği yapıyor. Bir ay sürecek turnuva 7 Temmuz'da Lyon şehrindeki 59 bin kapasiteli Parc Olympique Lyonnais Stadı'nda oynanacak final karşılaşmasıyla son bulacak.
 
Yeni nesil sporcular bir önceki nesilin kazanımları üzerinde yürüyerek gelecek nesillere daha cinsiyet ve fırsat eşitlikçi bir spor sistemi bırakmak için mücadele ediyor.
 
Sonuç olarak 2019 yılına kadar var olan kazanımlar üzerinde sporda cinsiyetçiliği yenmek sporda kadın ve erkek eşitliğini yakalamak bir ütopya değil bir fırsatlar eşitliği ve verilen mücadelenin etkin gerçekliğidir.