24 Kasım 2024 Pazar

Şiddet bir telefon kadar yakın değil, hayatımızın içinde

Akıllı telefonlara indirilebilen KADES'e kimlik numarasını giren kadınların şiddete maruz kaldığında konum bildirmesi üzerine polisin desteğe geleceği belirtiliyor. Bu uygulama tıpkı tecavüze uğrarken çığlık atmayan kadının rızası var gibi, konum göndermeyen kadının da şiddete rızası vardır demek için yapılıyor. Şiddet anında değil elinde telefon polise konum göndermek, polis koruması altında öldürülen kadınlar gerçeği yok sayılıyor.
Kadına yönelik şiddet; sosyalist, demokratik ve feminist kadın hareketi mücadelesi ile kadın kitlelerinin sokaklara çıktığı, kazanımlar yaratarak ilerlediği, erkek egemen iktidarın da gözünü kapayamayacağı temel toplumsal sorunlardan biri haline gelmiştir. 
 
Kadına yönelik şiddetle mücadelede dönem dönem sözde 'ataklar' yapan AKP'nin bugüne kadar hayata geçirdiği projelerin tümü boşa düştü, ki zaten ölü doğmuşlardı. İktidar şimdi yine, seçimler arifesinde yine ölü doğan bir projeyi gündemimize getirdi. 
 
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, kadına yönelik şiddetle mücadelede Kadın Destek Mobil Uygulaması (KADES) ile yeni bir dönem başlatacaklarını açıkladı. Yeni bir yöntem olarak sunulan KADES, aslında daha önce denenen ve başarısız olan panik butonu uygulamasının başka bir versiyonu. Panik butonunun bir işe yaramadığını kadına yönelik şiddetin azalması bir yana giderek artmasından da anlamak mümkün. Şimdi de iktidar, “mobil” dönemini başlatacakmış!
 
KADES'i “yenilikçi, çözüm odaklı ve hızlı” gibi iddialı manşetlerle kamuoyuna açıklasa da aslında bu uygulama bugüne kadar AKP'nin ortaya koyduğu erkek egemen politikaların başka bir görüngüsüdür. 16 yıllık iktidarı boyunca AKP tarihine yazılanlar, kadın düşmanlığını her düzeyde büyüttüğüdür.
 
Akıllı telefonlara indirilebilen KADES'e kimlik numarasını giren kadınların şiddete maruz kaldığında konum bildirmesi üzerine polisin desteğe geleceği belirtiliyor. Bu uygulama tıpkı tecavüze uğrarken çığlık atmayan kadının rızası var gibi, konum göndermeyen kadının da şiddete rızası vardır demek için yapılıyor. Şiddet anında değil elinde telefon polise konum göndermek, polis koruması altında öldürülen kadınlar gerçeği yok sayılıyor. 
 
Siyasal iktidar kadına yönelik şiddeti; ekonomik, psikolojik, cinsel, siyasal yani kısaca toplumsal bir sorun olarak ele almaktan ısrarla imtina ederek, erkek şiddetini bireysel bir sorun gibi yansıtarak kendi sorumluluğunu örtbas etmeye çalışıyor. Bu da yetmezmiş gibi kadınların mücadelesi ile görünür olan erkek şiddetini kadın örgütlerinin talepleri doğrultusunda çözmek yerine teknolojinin nimetlerinden yararlanarak 'çözme' yollarını arıyor. 
 
Yeni dönemin adı: Mobil dönemi. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinin yolu bir telefon mesafesi kadar basit olarak ele alınıyor. Ancak erkek şiddeti bir türlü son bulmuyor. Nedeni kadınların teknolojiden uzak olması değil kuşkusuz. Erkek yargının haksız tahrik indirimi ile kadın cinayetlerini özendirmesi, medyanın cinsiyetçiliği meşrulaştırması, kadın düşmanı söylemler ile kadına yönelik şiddetin teşvik edilmesi de tüm gerçekliği ile hayatın tam ortasında duruyorken bir telefonun, kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasında bir mücadele yöntemi olmayacağı da açıktır.
 
Saray'ın 16 yıllık pratiğinde somutlaşan kadın düşmanılığı, şimdi de bu kadar yakıcı bir gündemin sulandırılmasında karşımıza çıkıyor. Seçim öncesi kadınların öfkesini oya çevirmeye yönelik bu projeler yerine AKP, kadın örgütlerinin yıllardır dile getirdiği çözüm önerilerine kulağını tıkamakta, hatta özsavunma hakkını kullanan kadınları şiddete razı göstermediği için cezalandırmaktadır. Nevin'in, Çilem'in bakışları aklımızda ve yaşadıkları acı yüreğimizdeyken AKP'nin sahte çözüm önerilerine kanmayacağız elbette. 
 
Kadına yönelik şiddetin toplumsal bir sorun olduğu ve ancak toplumsal bir değişim ile çözülebileceğini biliyoruz. Panik butonu ve mobil uygulama gibi teknik bir mesele olarak görülemez. Kadına dönük şiddetle mücadele, kadın kitlelerinin örgütlü mücadelede sesini çoğalttığı, birlikte, güçlü ve doğrudan onu üreten erkek egemen sisteme karşı mücadele ettiği oranda aşılabilir.