24 Kasım 2024 Pazar

SES ve TTB'den tepki: 12 bebeğin ölümü, sağlık sistemindeki çöküşün sonucudur

Yenidoğan çetesi ve özel hastanelerin kasalarını doldurmak için 12 bebeği katletmesine ilişkin SES ve TTB açıklamalar yaptı, özel hastanelerin denetimsizliğine tepki gösterilen açıklamalarda, SGK'nin özel hastanelerle anlaşmasını iptal etmesi istendi.

Sağlık emek ve meslek örgütleri yenidoğan çetesi ve özel hastanelerin 12 bebeğin ölümüne neden olmasına ilişkin yazılı açıklamalar yaptı.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), 12 bebeğin öldürülmesine ilişkin açıklamasında, sağlık sisteminin piyasalaşması ve özel hastanelerin denetimsizliğine dikkat çekti. Sağlık Bakanlığı Müfettişliği'nin hazırladığı raporda 12 bebeğin tıbbi eksiklikler nedeniyle hayatını kaybettiği bilgisinin yer aldığını hatırlatan SES, bu durumun sağlık sisteminin piyasalaştırılması ve özel hastanelerin denetimsizliğinin bir sonucu olduğunu vurguladı.

'MAFYATİK İLİŞKİLER, BEBEKLERİN YAŞAM HAKKINA SALDIRDI'
Maddi kazanç elde etmek amacıyla mafyatik ilişkilerle çıkarlarını güvence altına almak isteyen kişilerin, çürümüş sağlık sistemindeki boşlukları kullanarak 12 bebeğin ölümüne neden olduğu belirtilen açıklamada, kamu ve üniversite hastanelerinin itibarsızlaştırılması ve özel hastanelerin yaygınlaştırılmasını teşvik eden Sağlık Bakanlığı politikaları eleştirildi, yaşanan bu trajik olayın sadece buzdağının görünen kısmı olabileceği yönündeki kaygılar dile getirildi.

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu'nun bebek ölümlerinin yaşandığı dönemde İstanbul İl Sağlık Müdürü olduğunu hatırlatan SES, "Bu kirli ilişkiler ve bağlantılar, 12 bebeğin ölümüne yol açmadan önce neden tespit edilemedi? Denetimler neden yapılmadı ya da yapıldıysa neden fark edilmedi" sorularını yöneltti.

'SGK ÖZEL HASTANELERLE ANLAŞMALARINI İPTAL ETMELİ'
Açıklamada, tüm özel hastanelerin acilen mercek altına alınması gerektiği vurgulanarak, SGK'nın özel hastanelerle yaptığı anlaşmaların iptal edilmesi istendi. SES, özel hastanelerin Sağlık Bakanlığına devredilmesi durumunda, çalışanların bakanlık personeli olarak kadrolu istihdam edilmesi gerektiğini belirtildi.

'SAĞLIK HAKTIR, YAŞAM HAKKINA YÖNELİK TEHDİTLER KABUL EDİLEMEZ'
SES, sağlık kuruluşları ve çalışanlardan gelen tehditlerin kabul edilemeyeceğini belirterek, bakanlığı piyasacı ve metalaşmış sağlık sistemine karşı uyardı. Yargılama sürecinde sonuç ne olursa olsun, kamu vicdanında bu kişilerin hüküm giyeceği ifade edilen açıklamada, iyi hekimlik değerlerine ve meslek etiğine sadık kalan sağlık emekçilerinin sayısının, etik değerlerini kaybetmiş kişilerden çok daha fazla olduğu vurgulandı.

Sağlık emekçilerinin nitelikli sağlık hizmeti sunmak ve sağlık sisteminin güvencesi olmak için mücadele etmeye devam edeceği belirtilen açıklamada, sağlık emekçilerinin mücadelesinin halkın sağlık hakkını savunmanın temel taşı olduğunu ifade edildi.

TTB: SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI SAĞLIK SİSTEMİNİ ÇÜRÜTTÜ
Türk Tabipler Birliği (TTB), İstanbul Tabip Odası'nın konuyla ilgili inceleme başlattığını ve bu sürecin hızlı ve titizlikle yürütüldüğünü duyurdu. Açıklamada, olayın detaylarının sadece hekimlik değerlerine değil, insanlık onuruna da aykırı olduğu ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği vurgulandı.

Yaşananları yakından takip ettiklerini belirten TTB, bu yaşananların yıllardır kamuoyu ve yetkilileri uyardıkları Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın halkın yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçları olduğu gerçeğini inkar edilemeyecek şekilde ortaya koyduğunu vurguladı. Sağlık hizmetini sıradanlaştıran, niteliğe değil niceliğe önem veren, hastaneleri ticarethane ve hastaları müşteri haline getiren, sağlığı piyasa kurallarına teslim eden Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın sağlık sistemini çürüttüğünü vurgulayan TTB, "Sağlık Bakanlığı'nı halk sağlığına, hekimlik değerlerine ve sağlık çalışanlarına zarar veren, ülke kaynaklarını boşa harcayan ve bu son olayda gördüğümüz gibi insanlık değerlerinin ayaklar altına alınmasına neden olan politikaları bir an önce terk etmeye çağırıyoruz. Halkın eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için koruyucu hekimlik ve birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık çalışanlarının iyi koşullarda güvenli ve güvenceli çalışabildiği, verilen hizmetin sayısının değil niteliğinin ve topluma katkısının değerlendirildiği bir sağlık sistemi hayata geçirilmelidir" dedi.