25 Kasım 2024 Pazartesi

Serbest kalan inşaat işçileri yaşadıklarını anlattı

Kötü çalışma koşullarına karşı iş bırakarak direniş gerçekleştirdikleri için tutuklanan İstanbul Havalimanı işçileri ve sendikalar, tahliye edildikten sonra ilk kez basın toplantısı düzenledi. Yapılan açıklamada yargılama sürecinde yaşanan hukuksuzluklar bildirildi.
3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, inşaat işçilerinin tahliyesi sonrası basın toplantısı düzenledi. Toplantının yapıldığı salona "3. Havalimanı işçilerinin haklı isyanı yargılanamaz. Daha önce biz kazandık yine biz kazanacağız" pankartı asıldı. Platformun açıklamasına HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Güllüm de destek verdi.
 
İstanbul Havalimanı inşaatında çalışırken direnişe katıldığı için tutuklanan Baran Kırgın yaşadıklarını anlattı. İnternette yayınlanan bir ilana başvurarak İstanbul'a geldiğini söyleyen Kırgın, kendilerine 2500 TL vaat edildiğini ancak görüşmede 1800 TL verildiğini ifade etti. "İlk günden beri sorunlar yaşıyoruz ama çalışmak zorunda kaldık. Yol paramızı çıkardıktan sonra işi bırakmayı düşünüyorduk" diyen Kırgın, "Yediğimiz yemekler çok sağlıksız ve son kullanma tarihleri geçmiş oluyordu. Akşam yemekleri de getirilirken perişan oluyordu. Çalıştığım sürede üç kere yemekten zehirlendim. Revire gidince ise Parol dışında bir ilaç yazılmıyor ve işçilere bakılmıyordu" diye belirtti.
 
İşçi sağlığı ve iş güvenliği koşullarının sağlanmadığına dikkat çeken Kırgın, "Defalarca ölüm tehlikesi geçiren arkadaşlarıma şahitlik ettim. Hastaneye bile götürülmediler. Tutanak bile tutulmadı. Çalışma saatleri de kötüydü. Geceleri zorunlu mesai oluyordu. 15-16 saat çalıştırılıyorduk. Karanlık basamaklara aydınlatma istedik ama 30 liralık bir aydınlatma bile takmadılar. Elimde 20 kiloluk panelle karanlık basamaklardan düştüm" dedi. Barınma koşullarının kötülüğüne dikkat çeken işçi, "Yattığımız koğuşlar inanılmaz kötüydü. Dokunmaya bile tiksineceğiniz yerlerde uyumaya çalışıyorduk" diye bildirdi.
 
Kırgın şunları belirtti: "Olay günü oradaydım. İşe gitmek için kalktık sonra eylem olduğunu gördüğümde ben de katıldım. Katılmamam olanaksızdı. Çünkü bütün bunları bizzat kendim yaşadım. Züleyha hanım da o gün oradaydı ve sıkıntılarımızı dinlemek üzere gelmiş idi. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Bu konuşma süresinde fotoğraflarımız çekilmiş. Beni jandarmadan aradılar ve seni almaya geleceğiz dediler. Geldiklerinde beni ters kelepçe ile gözaltına aldılar. Gözaltında vekillere ve kadın arkadaşlarımıza küfür ettiler. Gözaltındaki arkadaşlarımız darp edilerek hakaretlere maruz kaldı."
 
İş cinayetleriyle ilgili konuşan Kırgın, 52 arkadaşımızın katledildiği söyleniyor ama bu asla doğru değildir. 400'dür, 500'dür. Verilen rakamlar yanlıştır, yalandır. Bu söz ettiğim rakamlar ise yalnızca işçi arkadaşlarımızın şahitlik ettiği ölümlerdir" dedi.
 
BABASI SAKAT KALDI KENDİSİ HAPSE ATILDI
 
İnşaat İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Özkan Özkanlı, tutuklanmalarına neden olan iddianamenin çelişkilerine dikkat çekti. İnşaat işçisi olduğunu belirten Özkanlı, "Benim babamda inşaat işçisi. 2016 yılında bir kaza geçirdi. TIR şoförüydü, işe üç gün önce başlamıştı. Orada arızalı, kaza yapmış kamyonları tamir ederek tekrar sahaya sürüyorlar. Çok tehlikeli bir şey. İşverenin yapmış olduğu eksiklikleri, canlarıyla, sakat kalarak bedelini ödüyor. Babam sakat kaldı. Daha önce kaza yapmış bir kamyon üstüne devrildi. Engelli durumuna düştü. Belki ucuz atlattı ama bunu canıyla ödeyen insanlar var" diye konuştu.
 
İş cinayetlerini protesto ettikleri için terörist olarak yaftalandıklarını söyleyen Özkanlı, "İşverenlerin gözünde sen bir makine parçasısın, rögarlardan çıkarsın, belki üstüne beton dökülebilir" dedi. İş cinayetlerine sessiz kalan İGA yöneticisi Kadir Samsunlu'nun işçilerin en küçük taleplerine bile cevap vermediğini bildirdi. Özkanlı, "Defalarca olsa çıkıp gine yaparım, Biz burada utanılacak bir şey yapmadık. Sendikacılar olarak bizi işçi arkadaşlarla birlikte yargılamanız onurlandırdı. Baskılar bizi hiç bir şekilde yıldıramayacak" diyerek dayanışma gösterenlere teşekkür etti.
 
DİSK Dev Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut ise "Herkes üzerine düşen görevi yaptı. Bizim görevimizdi o gün işçi arkadaşların yanında olmak. Mücadeleci sendikacıların göreviydi. Yarın olsa yine yapacağız. Çünkü ben de inşaat işçisiyim, aynı sorunları bende yaşıyorum. Devlet de görevini yaptı. Devletin görevi patronların yanında olmak, patronların çıkarı uğruna işçiye zulmetmekti bunu da yaptılar. Emniyetinden adliyesine kadar bunları yaşadık" şeklinde konuştu. İşçilerin avukatı Ekin Güneş Saygılı da yargılama sürecindeki hukuksuzluklara dikkat çekti.