3 Aralık 2024 Salı

Sanat ve Hayat 'Filistin'de aydın tutumu'nu tartıştı

Sanat ve Hayat dergisi, "Filistin'de aydın tutumu" paneli düzenledi. FHKC eski Politbüro üyesi Meryem Abu Daqqa ve aktivist Mine Şirin'in katıldığı panelde, siyonist işgalin saldırganlığının geldiği boyut ve aydın tutumunun nasıl olması gerektiği üzerine tartışıldı. Sunumlarda aydın tutumuna ilişkin örnekler de verildi.

Bilim, Eğitim, Estetik, Kültür, Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV) bünyesinde yayın faaliyetini sürdüren Sanat ve Hayat dergisi "Filistin'de aydın tutumu ve son gelişmeler" paneli düzenledi. İstanbul Kadıköy'de Eğitim-Sen 2 Nolu Şube'de düzenlenen paneline aktivist Mine Şirin ve FHKC eski Politbüro üyesi Meryem Abu Daqqa katıldı.

ZORLU HOLDİNG KONSERLERİNİ BOYKOT ÇAĞRISI
BEKSAV Eşbaşkanı Canan Kaplan panelinde açılışında yaptığı BDS Türkiye'nin İsrail'in destekçisi Zorlu Holding'in konserlerini boykot çağrısını hatırlattı. Devrimci bir sanat kurumu olarak BEKSAV'ın bu çağrıyı desteklediğini belirten Kaplan, konserde yer alacak sanatçılara boykota destek vermeleri çağrısında bulundu.

DAQQA: EMPERYALİSTLER GAZZE'DEKİ SAVAŞIN PARÇASI
İşgalci ve siyonist saldırganlığı, Filistin'de yaşananları ve buna karşı yürütülecek mücadele üzerine söz alan FHKC eski Politbüro üyesi Meryem Abu Daqqa, konuşmasına Gazze'deki şehitleri anarak başladı. İşgalci İsrail siyonizmi ve emperyalist saldırganlığa karşı Filistin direnişinin bir yıl bir ayı doldurduğunu ve bu direnişin Lübnan'a sıçradığını hatırlatan Daqqa, Gazze'deki savaşın uluslararası düzeyde olduğunu ve tüm emperyalistlerin bu savaşın parçası olduğunu vurguladı.

'ÇOCUKLAR VE KADINLAR KATLEDİLDİ'
ABD'nin, İsrail'in Gazze'de Filistin halkının üzerine 850 ton bomba atılmasını sağladığını kaydeden Daqqa, "Gazze'de her yer, evler, altyapı, hastaneler, okullar bombalandı. Gıdaya, ilaca ulaşmak mümkün değil. Pek çok kişi sürüldü Gazze'den, diğerleri de sürülmek isteniyor. 550 binden fazla insan öldürüldü, bunların çoğunluğu çocuk ve kadınlar. Öldürülen çocuklarını aramaya giden anne ve babaları ya tutukluyorlar ya da öldürüyorlar" diye yaşananları anlattı.

'İSRAİL'DE FAŞİST BİR YÖNETİM VAR'
Siyonist İsrail yönetimin faşist olduğunu vurgulayan Daqqa, Nazist bir yönetim olduğunu fakat İsrail yönetimine Hitler'in öğrencisi denemeyeceğini belirterek, "Çünkü onlar Hitler'den bile daha fazla faşist" diye ekledi. 

'AMAÇ PETROL VE GAZI AVRUPA'YA GÖNDERMEK'
Tüm emperyalist ülkelerin İsrail'e yardım ettiğini, Arap ülkeleri üzerinde hakimiyet kurmanın yanı sıra bu coğrafyadaki petrol ve gazı alarak Avrupa'ya gönderme amacı taşıdığını belirten Daqqa, "Amerika, İtalya, Fransa ve tüm kapitalist emperyalist ülkeler İsrail'in bunu sürdürmesine yardım ediyor. İsrail'in var olması lazım ki ABD gaz, petrole ulaşabilsin" dedi.

'AİLEMDEN 21 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ'
İsrailli askerlerin katliamlarının boyutunu anlatmak için her aileden en az bir kişinin yaşamını yitirdiğini söyleyerek tarif eden Daqqa, kendi ailesinden 21 kişinin hayatını kaybettiği bilgisini verdi. Daqqa, "Herkes hayatından birilerini kaybediyor. İsrail kadın, çocuk, sivil fark etmeksizin herkesi vuruyor. Yaptıklarının boyutuna inanamıyoruz. Faşizmin Gazze ve Lübnan'da yaptıklarını bizim de aklımız almıyor" diyerek yaşanan şiddetin boyutunu tarif etmeye çalıştı.

'BU SAVAŞ TÜM ÖZGÜRLÜK İSTEYENLERE YÖNELİK'
Siyonist İsrail askerlerinin 76 yıldır Filistin halkını katlettiğini hatırlatan Daqqa, "Bize yöneltilen bu savaş sadece bize karşı değil tüm özgürlük isteyenlere yönelik. Netanyahu, 'yeni bir Ortadoğu istiyorum' diyor; sanki dünyanın başkanı. Arap ülkelerini, ardından tüm dünyayı yönetmeye çalışıyor" diye ekledi.

'TEK BİR KADIN KALSAK SAVAŞACAĞIZ, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ KAZANACAĞIZ'
İsrail'in kendi topraklarını savunma hakkı olduğunu söyleyen yanıt veren Daqqa, "Filistin halkının kendi topraklarını savunma hakkı var. Biz 1948'de dersimizi aldık. Biz asla burayı terk etmeyeceğiz. Tek bir kadın kalsak, tek bir silahımız kalsa da savaşacağız, özgürlüğümüzü kazanacağız" diye vurguladı.

'BİRLİKTE MÜCADELEYİ SÜRDÜRMELİYİZ'
Bu saldırıların sadece Filistin halkına yönelik olmadığını vurgulayarak direnişin de sadece Filistin halkının direnişi olmadığına dikkat çeken Daqqa, konuşmasını, "Dolayısıyla biz aslında hepimiz aynı yerdeyiz. Emperyalizme, kapitalizme, faşizme karşı birlikte mücadele ediyoruz, mücadelemizi birlikte sürdürmeliyiz" çağrısıyla sona erdirdi.

ŞİRİN: AYDIN DENİLEN TOPLUMSAL YAŞAMINI DEĞİŞMESİNE HİZMET ETMELİ
Ardından aktivist Mine Şirin söz alarak, Filistin halkına yönelik saldırganlık ve direnişe ilişkin tarihsel bir aktarım yaptı. Aydın kimdir sorusuna yanıt veren Şirin, edindiği deneyim, bilgi ve birikimi toplumsal yaşamın değişmesine hasreden, gerçeğe, bilime ve gelişmeye hizmet eden kişinin aydın olarak tanımlanabileceğini söyledi.

Sanatı ve edebiyatı dünyayı bilmenin ve değiştirmenin yollarından biri olarak tanımlayan Şirin, 1 yıl önceki Aksa Tufanı hamlesinin ardından yürütülen Hamas tartışmasına değinerek Leyla Halid de önceki yıllarda aralarında geçen bir konuşmayı aktardı. Hamas'ın topluma islamcı bazı dayatmalarda bulunmasına ilişkin soru yöneltilmesine Halid'in öfkelendiğini aktaran Şirin, "Siz bana bunu soramazsınız. Bunu biz Hamas ile tartışırız ama siz soramazsınız. Biz ulusal bir mücadele yürütüyoruz ve bunları tartışmıyoruz" yanıtı verdiğini belirtti.

Suriye paramparça edilmeye girişilmeden önce, dünya üzerindeki mültecilerin 5'te 3'ünün Filistinli olduğunu, 1948'deki büyük felaketle yüz binlerce insanın yerinden edildiğini ya da öldürüldüğünü hatırlatan Şirin, "1967 Arap İsrail savaşı 6 gün sürse de Golan Tepeleri, Sina Yarımadası vb. çok önemli yerlerin kaybı ve bütün bir işgale dönüştüğü için ikinci bir travma, Nekse olarak adlandırılıyor. Ve Oslo sonrası dönemde Filistin özerk yönetimi tanındı, fakat geri dönüş hakkı tanınmadı. Kudüs'ün statüsü ötelendi, yasadışı Yahudi yerleşimleri engellenmedi. Edward Said Oslo'yu ikinci Versay anlaşması olarak tanımlar mesela" diye konuştu.

FİLİSTİN'DE DİRENİŞİN ÜÇ TEMEL GÜCÜ: ŞİİR, KARİKATÜR, SİLAH
Siyonist işgal altında Filistin sanatının gelişimini anlatan Şirin, Leyla Halid, direnişin üç temel vurucu gücünü "şiir, karikatür, silah" olarak tanımladığını hatırlattı. 

Filistin'in 19 ve 20. yüzyılların başlarında kültürel üretim faaliyetlerinden yoksun sayılabileceğini, Filistin ulusal kimliğini öne çıkaran verilere pek rastlanmadığını söyleyen Şirin, "Ilan Pappe'nin dediği gibi, siyonist işgal, direnişle Filistin kültürünü diriltti, tazeledi" değerlendirmesinde bulundu.

'FİLİSTİNLİ EDEBİYATÇILAR SİYONİST İŞGALCİLER TARAFINDAN KATLEDİLDİ'
Filistin'de kültürel gelişimi anlatan Şirin, "Nakba'da pek çok sanatçı, yazar, Abdurrahim Mahmud gibi, öldürülmüştür. Sürülenler, diyasporada yaşayanlar, Fedva Tukan gibi, Ebu Selma gibi, 1950'lerin ortalarında şokun etkisinden çıkarak kararlılıkla devam ederler faaliyetlerine ve büyük kalabalıklar önünde yüksek sesle okurlar şiirlerini. Ki Fedva Tukan'ı Mahmud Derviş, Filistin şiirinin anası sayar. Türkiye'ye de gelen Hannan Avvad, Ghassan Kanafani, Tevfik Zeyyad, Semih el Kasım gibi isimler Filistin edebiyatını ilmek ilmek, bir direniş edebiyatı olarak örerler" diye ekledi.

Siyonist işgalin Filistin edebiyatını ören bu isimleri hedef gözeterek katlettiğini, tedavilerini engelleyerek ölümlerine neden olduğunu anlatan Şirin, Naci el Ali'nin yüzünden vurulduğunu hatırlattı. Şirin, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) yönetiminin uzlaşmacı tutumuna ve buna karşı tepkilere dikkat çekti. Şirin, ayrıca, Hanzala'nın onlarca yıldır Filistin'in simgelerinden biri olduğunu hatırlattı.

'FİLİSTİN HALKI KENDİLERİNİ ARAP VE MÜSLÜMAN OLARAK TANIMLAMIYOR'
Arap ülkelerinin Filistin'i yalnız bıraktığını belirten Şirin, Filistin halkının kendilerini Arap ve Müslüman olarak tanımlamadığını, farklı etnik kökenlerden gelen, farklı din ve inançlara sahip bir halk olduğunu söyledi.

ABD ÜNİVERSİTELERİNDE FİLİSTİN EYLEMLERİ
Aksa Tufanı hamlesinin başladığı 7 Ekim 2023'ten sonra uluslararası toplum ve dünyaca ünlü isimlerin, aydın ve sanatçıların aldığı tutum üzerine örneklerle açıklamada bulunan Şirin, ABD üniversitelerinde akademisyenler ve öğrencilerin eylemlerini, direnişlerini anlattı.

'YAZARLAR İŞGAL YANLISI YAYINEVLERİYLE ÇALIŞMAYACAKLARINI AÇIKLADI'
İspanya'da işgalin protestosu amacıyla Guernica şehrinde binlerce insanın Filistin bayrağını canlandırdığını, Balfour deklarasyonunun mimarı Josef Balfour'un Cambrige'deki tablosuna kırmızı spreyle boya sıkılması, falçatayla yırtılması eylemlerini anlatarak, direnişin sanatına örnekler veren Şirin, "Daha geçenlerde 1000 yazar, işgal yanlısı yayınevleriyle çalışmayacağını deklare etti. İspanya ve İngiltere halkı başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde hala her hafta binlerce insan sokaklarda. Uluslararası toplum ve bazı sanatçılar görevini yerine getirdi. Banksy, 2008 dökme kurşun operasyonu zamanı 700 km'lik utanç duvarına Tatil Enstantaneleri isimli 9 ironik resim çizmişti" örneklerini sıraladı.

'İSRAİL DEMEYELİM SİYONİST İŞGAL TANIMINI KULLANALIM'
İsrail'in bir devlet olarak tanımlanamayacağını, bu nedenle İsrail demeyip siyonist işgal tanımı kullanmayı öneren Şirin, Filistin direnişinin bilinç birikiminden öğrenecekleri çok şey olduğunu, öncelikle işgalin son bulması mücadelesinin büyütülmesi olduğunu vurguladı.

'ARAPÇA ÖĞRENELİM'
Sömürgeci işgal mücadelesi yürüten halkların kendilerini, kendi dillerinde ifade etmelerinin önemli olduğunu aktaran Şirin, Arapça öğrenme çağrısında bulundu.

'DAVUT'UN TAŞINI ELİMİZE ALALIM'
Şirin, "Davut'un taşını elimize alacağız. Aydın olma sorumluluğu da, insan olma sorumluluğu da buradan geçiyor. Güçlüyle güçsüzün çatışmasında elimizi yıkayıp çekilirsek tarafsız kalmış olmayız. Güçlünün yanındayızdır" sözleriyle sunumunu sona erdirdi.

Sunumların ardından panele katılanlar katkı sundu, sorular yöneltti.