25 Kasım 2024 Pazartesi

Pîrdoğan Kemal: Şengal katliam planında KDP de ortaktır

Pîrdoğan Kemal, Şengal katliamını tek başınaDAİŞ'in planlamadığını, o dönem KDP peşmergeleri ve Irak merkezi hükümet güçlerinin Şengal'de olduğunu söyledi. Gerillanın saldırıyı durdurmak için ilk andan itibaren harekete geçtiğini, KDP'nin dün olduğu gibi Kürt halkına ihanetinin yüzü olduğu gerillanın ise onuru temsil ettiğini söyledi. Pîrdoğan Kemal, gerillanın, Türk ordusuna karşı etkili eylemler yaptığına dikkat çekti. Türkiye halkları ve asker yakınlarının bu savaşa karşı durmaları gerektiği söyleyen Kemal, savaşın faturasının halklara ödetildiğini belirtti.

Behdinan'da gazetecilik yapan Pîrdoğan Kemal, Özgür TV'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Pîrdoğan Kemal, 3 Ağustos Şengal katliamında yaşananlara ve KDP'nin bugünkü tutumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İşgal saldırıları karşısında gerillanın sürdürdüğü direnişe dikkat çeken Pîrdoğan, Kemal Pênciwên ilçesinde düşürülen SİHA'ya ilişkin bilgi aktardı.

Pîrdoğan Kemal, KDP peşmergeleri ve Irak güçlerinin 3 Ağustos günü katliam yaşandığında Şengal'de olduğunu hatırlattı. Şengal katliamının kendiliğinden ya da DAİŞ'in kendi kararıyla ortaya çıkmadığına dikkat çeken Pîrdoğan Kemal, Şengal'in özgürleştirilme hamlesi sırasında on bir ay süren savaşta KDP'nin takındığı tutumla bu ortaya çıktığını belirtti.

'İLK VARAN 12 GERİLLA İDİ'
Katliam saldırısını durdurmak için ilk harekete geçen grubun HPG ve YJA Star güçleri, ilk varanın da 12 gerilla olduğunu kaydeden Pîrdoğan Kemal, "Êzîdi halkını örgütlemek, Êzîdi halkını soykırıma karşı korumak, bilinçlendirmek, defalarca soykırıma tabi tutulmuş, fermanlarla yüz yüze bırakılmış bu kadim Kürt halkını, Kürt inancını, tamamen yok olmaktan, katliama, soykırıma uğratılmaktan kurtarmak için canlarını siper ederek oraya vardılar" dedi.

İlk günlerden itibaren KDP'nin bunu boğmaya, yok etmeye yönelik çok ciddi planları olduğunu söyleyen Pîrdoğan Kemal, "KDP o gün yaptığı ihaneti şu anda Medya Savunma Alanlarında gerillaya karşı yürütülen işgal harekatlarının bir ortağı olduğu gerçeğiyle adım attığını görüyoruz" ifadelerini kullandı. KDP'nin işgalcilere desteğini çok geniş bir alanda sürdürdüğünü söyleyen Kemal, "Bunu yaparken sadece Behdinan da değil aynı zamanda Brados bölgesinde de bizzat işgalci Türk devletine üs alanları açarak, üsler kurarak, askeri amaçlı yollar, sevkiyatlar yaparak gösteriyor" dedi.

KDP'nin Türk ordusuyla işbirlikçi ilişkisinin, Türk asker cenazelerini taşıma boyutuna vardığını söyleyen Pîrdoğan Kemal, "Gerektiğinde Türk ordusunun ölülerini alandan çıkararak lojistik ve askeri desteğini bizzat kendisi eliyle alana ulaştırarak gösteriyor. KDP bir kez daha Kürdistan özgürlük hareketini ve Kürt özgürlük gerillasını boğmaya, imha etme, Kürt halkını yeniden soykırıma tabi tutma amacıyla yürüttüğü bu kirli politikada ne kadar düşmüş ne kadar fütursuzca saldırı başlatmış olduğunu görüyoruz" diye belirtti.

'KDP İHANETİ GERİLLA HALKIN ONURUNU TEMSİL EDİYOR'
KDP'nin Kürtlerin ihanetçi yüzü olduğunu kaydeden Pîrdoğan Kemal, "Bu da bir kez daha bize gösteriyor ki KDP'nin esas yüzü Kürtlerin ihanetçisi olduğudur. Kürtlerin işbirlikçisi olduğudur ve tarih bunu yargılayacaktır. Şengal'de KDP'nin yaptığı işbirlikçilikle ortaya çıkan katliamın da hesabı sorulacaktır"dedi.

Gerillanın 2014 de olduğu gibi bugün de Kürt halkının onurunu temsil ettiğini söyleyen Pîrdoğan Kemal, "Şengal'de nasıl ki bir takımlık güçle Kürt halkının onuru, Kürt halkının varlığı, kadim inancı savunulduysa, şu anda da her bir direniş alanında HPG ve YJA Star gerillaları tarihin görüp görebileceği en büyük direnişi sergiliyor. Bakın bu kadar bombardıman altında bir avuç gerilla bir halkın varlığını savunuyor. KDP öncülüğündeki Kürt işbirlikçiliğine de tarihsel bir darbe vuruyor. Ancak bu şekilde özgürlük kazanılabilir anca bu şekilde soykırım saldırıları boşa çıkartılabilir. İşgalci Türk devletinin Osmanlıcılık hayalleri tarihin çöp sepetine atılabilir" dedi.

'İŞGAL SAVAŞI İLHAKA DÖNÜŞTÜRÜLMEK İSTENİYOR'
Faşist Türk devletinin gerillayı imha için çok yönlü bir savaş sürdürdüğüne dikkat çeken Pîrdoğan Kemal, "İşgalci Türk devletinin gerillanın zorlu şartlara rağmen sergilediği eylem kabiliyetine darbe vurabilmek ve işgalini kalıcı hale getirebilmek, Güney Kürdistan'ı top yekûn ilhak edebilmek için gerilaya kirli saldırılar düzenliyor" diye belirtti.

'TÜRK ORDUSU GERİLLANIN VURUŞLARI KARŞISINDA TIKANMA YAŞIYOR'
Son üç yıldır on binlerce kez kimyasal silah saldırıları yapıldığını söyleyen Kemal, "Bununla bütünleşik bir şekilde taktik nükleer silahlar yine termobarik bombalar ve farklı nüvelerdeki yasaklı silahlarla bombardımanlar gerçekleştirildi, gerçekleştirilmeye devam ediyor" dedi.

Faşist Türk ordusunun, zorlandıkça kimyasal silaha başvurduğunu söyleyen Kemal, her zorlanmada kimyasal silaha başvurduğunu kaydetti, "Son günler de tekrardan büyük bir tıkanıklık içerisine giren ordusunda, büyük bir kırılma yaşıyor. Türk ordusunu, kendi işgalci askerini darbeden koruyabilmek için gerilladan kaçtı. Tekrardan kirli bir şekilde yasaklı kimyasal silahlarla ve farklı nüvelerdeki bombardımanlarla saldırılar düzenlediğini görüyoruz" dedi.

Türk devletinin gerillanın savaş tekniği ve gücü karşısında zorlandığını söyleyen Kemal, şöyle devam etti: "Türk devletinin ne kadar büyük bir tıkanıklık yaşadığını görüyoruz. Bu tıkanıklık öyle basit sadece fiziki bazı asker ölümleri üzerinden açıklanamaz. Şu anda MSA'da işgal amaçlı bulunan her bir askerin kafasında şu duygu, şu düşünce var: acaba bu kadar benim başımda IHA ve SIHA'lar uçarken bu kadar teknik donanım yanımdayken bu kadar imkanlarla donatılmış bir ordunun mensubuyken bir gerilla ne zaman çıkıp beni öldürebilecek. Ne zaman çıkıp benim üzerime gelecek ve benim ruhum bundan bihaber kalacak. Nitekim gerillanın gerçekleştirdiği eylemlerde bunu görüyoruz."

'GERİLLA EŞİTSİZ SAVAŞA RAĞMEN BAŞARILI EYLEMLER YAPIYOR'
NATO'nun ikinci büyük ordusu olmakla övünen Türk ordusunun gerillanın hareket kabiliyeti karşısında çaresizleştiğine dikkat çeken gazeteci Kemal, "Gerilla bunların ta içlerine kadar sızıyor ama bunların ruhu bile duymuyor. Yani bakın gerilla bu kadar alan hakimiyetine sahip, bu kadar işgalci Türk devletini, Türk ordusunu yakından denetim altına alabilecek bir güce, bir alan hakimiyetine sahip. Türk devleti bu kadar teknik donanımına bu kadar ordu mensubu sayısına rağmen bu denetimi gerçekleştiremiyor. Ve aslında bu kadar donanımlı kıldığı kendi askerini psikolojik kırılmadan koruyamıyor. Yani bakın NATO'nun en büyük ikinci ordusu konumunda olan Türk ordusu gibi bir ordu gerilla tarafından böyle bir duruma düşürülebilir. Ve bu gerillanın kıt imkanlarla sağladığı bir durumdur" dedi.

Gerillada, işgalci Türk devletinin elinde bulunan teknik imkanların olmadığını söyleyen Pîrdoğan Kemal, "Hegemon güçler tarafından gerillanın yenilikçi teknolojiye rahat bir şekilde ulaşabilmesi engellenirken, bu kadar baskı, ambargo varken, büyük eşitsizliklere rağmen Türk ordusuna bu kadar tarihi darbeler vurabiliyorsa Türk devletinin planlarının gerçeklikten uzak olduğu görülmelidir" ifadelerini kullandı.

Gerillanın Türk ordusu karşısında eylem tarz ve yöntemlerinde ki gelişkinliğe dikkat çeken Pîrdoğan Kemal şunları belirtti: "Özellikle Türk devletinin gerillayı yok etme noktasında ne kadar gerçeklikten uzak, kendi gerçeğini, kendi ordusunun perişan halini görmeyen bir tutumda olduğunu biz görüyoruz. Ve özellikle son zamanlarda 'Doğa Zinar Hava Güçleri' yine farklı türdeki hava araçlarıyla yapılan eylemlerle gerillanın dönem kabiliyetini ne kadar üst düzeye çıkardığını da bize gösteriyor. Gerilla bizzat savaşın içerisinde bu gelişimi yarattı ve bu eylem kabiliyetine ulaşabildi."

'PÊNCİWÊN BÖLGESİNDE DÜŞÜRÜLEN SİHA TÜRKİYE'YE AİT AKSUNGURDUR'
Geçtiğimiz günlerde Pênciwên bölgesinde düşürülen SİHA'nın Türk devletine ait "Aksungur" olduğunu söyleyen Pîrdoğan Kemal, değerlendirmelerine şu sözlerle devam etti: "Pênciwên bölgesinde düşürülen SİHA'ya dair bazı görüntüler de yayınlandı. Yine bazı bilgiler de kamuoyunda paylaşıldı. Ama bildiğimiz kadarıyla o SIHA'nın düşürüldüğü bölgede HPG ve YJA Star gerillaları bulunmuyor. En azından bizim bildiğimiz ve bilgimiz dahilinde bunu söyleyebiliriz. Bu SIHA'nın hangi güç tarafından düşürüldüğü şu anda bir netlik kazanmış değil. Belki ileri ki günlerde hangi güç tarafından düşürülmüşse bunun açıklaması yapılabilir. Bu konuda uzman kişilere sorduğumuzda düşürülen bu SİHA'nın Aksungur tipi bir SIHA olduğu ve işgalci Türk devletinin hava gücüne, hava gücü filosuna ait olduğu yönünde net bir bilgi bizimle paylaşıldı."

'BU SAVAŞ SADECE KÜRT HALKINA DEĞİL TÜRKİYE HALKLARINA DÖNÜKTÜR'
Gerillanın düşürdüğü SİHA'ların gerillanın yeniden yapılanma adımlarının sonucunda kazandığı bir düzey olduğunu söyleyen Pîrdoğan Kemal, "SIHA düşürülmesi mevzusunda şunu paylaşmak gerekiyor. Gerilla şu ana kadar 19 tane IHA ve SIHA düşürdü. Bu gerillanın demin de bahsettiğimiz yeniden yapılanma düzeyinin en üst ve en doruk noktasına çıktığını gösteriyor. Bu bile Türk ordusunun uykularını kaçıran, psikolojik kanamasını derinleştiren bir durum" olduğunu söyledi.

Halklar gerillanın direnişini daha güçlü sahiplenmesi gerektiğini söyleyen Pîrdoğan, "Bir kez daha belirtmek gerekirse tüm Kürt halkı ve tüm Türkiye halklarının da gerillanın bu direnişini görmesi, sahiplenmesi ve işgalci Türk devletinin yürüttüğü bu saldırının sadece Kürt halkına yönelik değil, tüm Türkiye halklarına karşı olduğunu da bir kez daha görmesi gerekir" ifadelerini kullandı.

'FAŞİZME KARŞI GEREKEN YANIT VERİLMELİ'
Savaşın faturasının tüm halklara çıkarıldığını söyleyen Pîrdoğan Kemal, "Bakın bir gerilla ailesi bu gerçeği görüyor. Gerilayı sahipleniyor. Bu savaşın nasıl sonuçlar ortaya çıkardığını görüyor. Ama Türkiye'de ki bir aile, bir asker ailesi hâlen kendi çocukları ordusu eliyle yakılırken, çocuklarının cenazesi, kendi ordusu eliyle uçurumlardan atılırken hâlen Erdoğan'ın kendilerini, bu toplumu, bu ülkeyi nasıl bir çıkmaza sürüklediğini, nasıl karanlığa sürüklediğini ve yok oluşa sürüklediğini görmek istemiyor. Savaşın faturası, Erdoğan eliyle tüm haklara kesiliyor" dedi.

Pîrdoğan Kemal sözlerini şöyle tamamladı: "Gerilla'da fikir, zikir ve eylem birliği esastır. Gerillada Apocu iradenin öne çıkması, ortaya çıkması ve fedai duruşun bir halkın varlığını koruyabilecek düzeyde ortaya çıkması esastır. Kürt halkının hak ettiği özgürlüğü sağlayacaktır. Ama eğer Türkiye de bu varlıktan nasiplenmek, bu özgürlükten payını almak istiyorsa, bu karanlıktan çıkmak istiyorsa bir an önce Erdoğan faşizmine gereken cevabı vermeli ve tavrını ortaya koymalıdır. Yoksa yok olan Türkiye'nin kendisi olacaktır. Türkiye'nin ezilen hakları olacaktır. Ve Türkiye haklarının umutları yarınları olacaktır. Kazanan da yine faşizmin kendisi olacaktır. Eğer böyle bir durumun ortaya çıkmasını istemiyorsak buna gereken cevabı verilmeli. Tarihsel misyonumuzu oynamak hepimizin en temel sorumluluğudur."