'Özgür basın geleneği büyüyerek devam ediyor'
Özgür Ülke'nin bombalanmasının 30. yılında, mücadelenin sözünün süreceği kaydedildi. Hiçbir saldırı karşısında özgür basın emekçilerinin geri adım atmadığı ve atmayacağının altı çizilen açıklamada, "Özgür Ülke köleliğe karşı yola çıktı, Yeni Yaşam özgürlüğü sağlamak için yola devam ediyor. Yeni Yaşam'ı bu ülkenin direnenleri; Alevileri, kadınları, gençleri, emekçileri, yoksulları, demokratları sağlayacak" denildi.
Özgür Ülke gazetesi 30 yıl önce bugün bombalandı. İstanbul Kadırga'da bulunan gazete binası, 3 Aralık 1994 yılında bombalandı, gazetenin ulaştırma görevlisi Ersin Yıldız yaşamını yitirdi, 23 gazete çalışanı yaralandı. Saldırının hemen ardından sergilenen dayanışmayla "Bu ateş sizi de yakar" manşetli gazete ertesi hazırlanarak, ertesi gün bayilerde yerini aldı. Saldırının 30. yılında çok sayıda basın emekçinin katılımıyla, gazete binası önünde anma yapıldı. 30 yıldır hiçbir saldırı karşısında geri atılmadığı, o günkü dayanışmayla mücadelenin süreceği kaydedildi.
'ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ'
Anma saatinden önce çok sayıda basın emekçisi, demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcisi saldırının gerçekleştiği noktada buluştu. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekilleri Çiçek Otlu ve Cengiz Çiçek, Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, Alınteri, Yeni Yaşam, Mezopotamya Ajansı, Jinnews, ETHA ve Atılım emekçilerinin katılımıyla gerçekleşen anmada, "Özgür basın susturulamaz" pankartı ile bombalı saldırının ertesi gün basılan "Bu ateş sizi de yakar" manşetli Özgür Ülke gazetesi ve "Gün Rojava'yı savunma günüdür" manşetiyle bugün çıkan Yeni Yaşam gazetesi taşındı. Anmada ayrıca katliam gününe ait görseller ve kızıl karanfiller de taşındı.
'YAYIN POLİTİKASINDAN HİÇ VAZGEÇMEDİK'
Basın metnini okuyan Saliha Aras, katliam günü yaşananları ve süreci hatırlattı. Özgür basın geleneğinin tarihine 52 gazete, 50'den fazla şehit, merkez ve bürolarının bombalanmasını sığdırdığını kaydeden Aras, o günden bugüne ardıllarının özgür basın geleneğinin sürdürücüsü olduğunu da ekledi. "Bunca yıl toplatmalar, kapatmalar, tutuklanan çalışanlar, öldürülen dağıtımcılara rağmen yayın yapma iddiasından ve yayın politikasından hiç vazgeçmedik. Bu gelenek, yayın tarihi boyunca onlarca farklı isimli gazete çıkartmak zorunda kaldı" diyen Aras, bugün yola Yeni Yaşam ismiyle devam ettiklerini söyledi.
Katliamın ardından sergilenen dayanışmaya işaret eden Aras, "Küçük bilgisayarlarını kapıp gelen aydınlarla, yaraları hastanede tedavi edilmekte olmayan ya da gözaltına alınmamış Özgür Ülke çalışanları bir araya geldi ve birkaç saat içinde ertesi gün bayilere ulaşacak şekilde gazete hazırlandı" hatırlatması yaptı.
'YOK EDİLEMEDİĞİMİZ GİBİ YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ'
Devlet aklının, yayına başladıkları ilk günden bu yana Kürt basınını yok etmeye çalıştığının altını çizen Aras, "Biz yok edilemediğimiz gibi, yolumuza devam ediyoruz. Hem de daha da büyüyerek. Bugünlerde de devrimci, demokrat medyaya büyük baskılar söz konusu. Yine başta devrimci,demokrat kamuoyu olmak üzere tüm dostlarımızla birlikte yolumuza devam etmekte kararlıyız" diye vuruladı.
OTLU: DEVLET KÜRT HALKINI İNKAR ETTİĞİ GİBİ KÜRT BASININI DA İNKAR EDİYOR
Ardından DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, söz aldı. Otlu, 90'lı yılların karanlığında yaşananları şu sözlerle hatırlattı: "Faili meçhullerin yaşandığı, devrimcilerin evlerde infaz edildiği, 1992'de Sivas'ta katliam yapıldığı, köylerin yakılarak Kürt halkının zorla sürgüne yollandığı yıllarda; halkımıza, ezilenlere, işçi sınıfına, kadınlara gerçeği yazan Özgür Ülke bombalandığında bir kez daha gördük ki devlet Kürt halkını nasıl inkar ediyorsa Kürt basının da inkar ediyor. Ve imha edeceğini 30 yıl önce burada ve Ankara'da bombalayarak gösterdi."
Özgür basın geleneğine yönelik saldırılara işaret eden Otlu, bir davanın öncüsü ve sözcüsü olma iddiasında ve ilkesinde olan özgür basın çalışanlarının hiçbir saldırıya boyun eğmediğini kaydetti. Elinde tuttuğu "Gün Rojava'yı savunma günü" manşetli Yeni Yaşam gazetesini gösteren Otlu, gazetenin amacının Rojava'daki işgale karşı gerçekleri yazmak ve dayanışma çağrısı olduğunu de ekledi.
'30 YIL ÖNCEKİ KATLİAM ÖZGÜR BASINI SUSTURAMADI'
Geçen hafta gazetecilere yönelik gerçekleşen gözaltı ve tutuklama saldırısını hatırlatan Otlu, şöyle devam etti: "Basın çalışanları yine burada, yine gerçekleri yazmaya, halka ulaştırmaya devam ediyor. 30 yıl önce yapılan katliam özgür basını susturamadı, susturamayacak. Özgür basın her zaman kalemiyle yazmaya, çalışmaya, sokakta haberini yapmaya devam edecek. Özgür basına kimse kelepçe vuramaz."
ÇİÇEK: ÖZGÜR ÜLKE VARLIĞI İNKAR EDİLEN KÜRT HALKININ MÜCADELESİYDİ
DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek de bombalanan binayı işaret etti. Bombalayanların kim olduğunu çok iyi bildiklerinin altını çizen Çiçek, şöyle devam etti: "Adı Özgür Ülke'ydi. Çünkü bir hedefi vardı. O günün zorlu koşullarında çalışan arkadaşlarımız, yoldaşlarımız sadece bir basın emekçisi değildi. Adı inkar edilmiş, kimliği, kültürü inkar edilmiş, sömürgeci politikaların muhatabı olan bir halkın özgürlük mücadelesinin emekçileriydi. O yüzden adı Özgür Ülke'ydi. 30 yılın sonunda Yeni Yaşam olarak devam ediyor. Özgür Ülke varlığı inkar edilmiş, Kürt halkının varlık mücadelesinin kendisiydi. O varlık mücadelesi o günün zorlu koşullarında bu halkın özgürlük mücadelesini sırtlayanların, omuzlayanların üzerinden özgürlük mücadelesi haline geldi, kendisini toplumsallaştırdı. Sadece Türkiye ve Kürdistan'da değil Ortadoğu'da Kürt halkının özgürlük mücadelesinin dostları ve yoldaşlarını büyüttü, toplumsallaştırdı. İşte bu gerçekten korkanlar, bir halkın özgürlüğünden, bir halkın kendi diliyle, kendi kültürüyle yaşamını inşa etmesinden korkanlar, dün nasıl Özgür Ülke'yi bombaladıysa bugün de Rojava topraklarını bombalıyor."
Bu ülkede mücadele edenlere hayatın zindan edilmek istendiğini söyleyen Çiçek, ne olursa olsun hiçbir saldırı karşısında mücadeleden geri adım atmayacaklarını kaydetti. Dün akşam İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri'nin Türk devleti destekli çetelerin Rojava'ya yönelik işgal saldırısını protesto eylemine yönelik polis saldırısı ve işkenceli gözaltıları hatırlatan Çiçek, "İşte bu tahammülsüzlük karşısında günbegün mücadelemizi büyüteceğiz" vurgusu yaptı.
'MÜCADELEYİ ISRARLI BİR ŞEKİLDE SÜRDÜRECEĞİZ'
Özgür Ülke'nin mücadelesini yüklenenler olarak, özgür bir toplum, özgür bir ülke mücadelesini finale ulaştıracaklarını belirten Çiçek, şöyle devam etti: "İçinde bulunduğumuz günlerde kayyum darbesiyle karşı karşıyayız. İmralı mutlak tecridiyle karşı karşıyayız. Rojava halklarına dönük çetelerin saldırılarıyla karşı karşıyayız. Bu saldırıların hepsi Kürt halkının statü sahibi olmaması, Kürt halkının diğer halklar gibi onurlu bir halk olarak yaşamasının engellenmek istenmesidir. Bir kez daha söylüyoruz, ne İmralı mutlak tecridi, ne Rojava'ya dönük saldırılar ne de kayyum işgaliniz bizi bu yürüyüşten alıkoyamayacak. Tam tersine daha fazla bileyecek, daha fazla bu mücadeleyi ısrarlı şekilde sürdüreceğiz."
Özgür Ülke'den Yeni Yaşam'a özgür basının mücadelesine ilişkin Çiçek, "Dün Özgür Ülke'ydi bugün Yeni Yaşam. Yeni Yaşam sadece Kürt halkının değil Kürt dostlarının, kardeşçe, eşit ve onurlu bir hayatı yaşamak isteyen bütün halkların yaşamıdır. Aslında Yeni Yaşam adı Özgür Ülke'den bugüne mücadelemizin ne kadar büyüdüğünü gösteriyor. Özgür Ülke köleliğe karşı yola çıktı, Yeni Yaşam özgürlüğü sağlamak için yola devam ediyor. Yeni Yaşam'ı bu ülkenin direnenleri; Alevileri, kadınları, gençleri, emekçileri, yoksulları, demokratları sağlayacak. Yeni Yaşam'ın yolunda mücadelemizi sürdüreceğimizin sözünü, 30 yıl önce hayatını kaybedenlerin huzurunda veriyoruz. Onların yoldaşları olarak mücadelesini yere düşürmeyeceğiz. Başımız dik olacak, onurlu şekilde, özgürlüğü sağlayana kadar mücadelemiz devam edecek" dedi.
Konuşmaların ardından eski gazete binasının önüne pankart serildi. Ersin Yıldız'ın fotoğrafının önüne karanfiller bırakıldı.