24 Kasım 2024 Pazar

Otlu: Sokaktaki canlarımız için ev ev örgütlenmeliyiz

"Katliam yasası"yla iktidarın amaçlarının birinin de sermayenin daha fazla kar elde etmesi olduğunu söyleyen DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, Zenginin daha fazla zengin olduğu, yoksulun daha da yoksullaştığı bu sisteme karşı mücadele etmeliyiz. Bütün hayvan hakları mitinglerinde, yürüyüşlerde atılan tek slogan faşizme karşı omuz omuza. Faşizme karşı birleşmek mücadele etmek gerek. O yüzden de bu mücadeleyi örgütlemeye ve yükseltmeye ihtiyacımız var" dedi. 

AKP-MHP milletvekillerinin onayıyla tüm itirazlara rağmen "katliam yasası" Meclis'ten 30 Temmuz'da geçti. 17 maddelik Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 2 Ağustos'ta Resmi Gazete'de yayımlandı. Peşi sıra hayvan katliamları, hayvanlara yönelik şiddet/işkence haberleri geldi. Hayvan hakları mücadelesi yürüten Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, "katliam yasası"na karşı Meclis'te verdikleri mücadeleyi, yasaya neden karşı çıktıklarını, yasanın sokakta yaşamaya mahkum edilen hayvanlara yönelik tehdidini ve nasıl mücadele edilmesi gerektiğini ETHA'ya aktardı. 

'BİZE GÖZDAĞI VEREREK MECLİS'İN PROGRAMINA TAŞIDI'
AKP faşist iktidarının "katliam yasası" için Meclis'in programını değiştirdiğini söyleyen Otlu, Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ve 9. Yargı Paketi'nin Meclis'in gündeminde olduğunu hatırlattı. "Katliam yasası" görüşülürken AKP iktidarının uzun bir aradan sonra ilk defa komisyonun bu kadar durduğunu gördüğünü belirten Otlu, "Hayvan hakları savunucuları ve vekiller olarak orada mücadele verdik. Yasanın geçmemesi için komisyondaki tartışmalarla, ikna etmek ve bu yasanın bir hayvan katliamı yasası olduğu ve herkesin hayvanları katletmeyi, işkence yapmayı meşru göreceğini belirtmiştik. AKP iktidarının vekilleri de kamuoyunu ve bizi yanıltıyorsunuz, biz hayvanseveriz; kimseyi katletmeyeceğiz aşılatacağız, kısırlaştıracağız, barınaklara koyacağız diyordu. AKP iktidarı iki mesaj verdi bize. Bir, benim dediğim olur. Muhalefet ederek, yasayı geçirtmemeye çalışarak iktidarımın sözünü yere eğdiremezsiniz dedi. Bize bir gözdağı vererek Meclis'in programına yasayı taşıdı. Meclis'te bugüne kadar olmamış şeyleri yaptı; hayvan hakları savunucularını içeri almadı, OHAL ilan etti, televizyonu gözaltına aldı, ziyaretçileri yasakladı, tutanakları vermedi" dedi. 

'AKP KENDİ YANDAŞLARINI DAHA FAZLA ZENGİNLEŞTİRMEK İSTİYOR'
"Katliam yasası"nın birçok amacı olduğunu belirten Otlu, Iğdır vekili Cantürk Alagöz'ün Keymen İlaç şirketinin daha önce Covid aşılarını Türkiye'de pazarladığını hatırlattı. Otlu, "Şimdi de hayvanları öldürecek zehri -aşı diyorlar da zehir aslında- piyasaya sürecek bir şirket. Bu şirketi vergi tartışmalarında gördük ki büyük karları olmasına rağmen vergi affına maruz kalmış, tüm vergi borçları silinmiş. Bir de komisyon başkanlığı yapan Vahit Kirişçi, Tarım ve Orman Bakanı'yken göreve gelirken New British şirketinin ortaklarındanmış. Etik bulmadığı için ayrılmış. Ama şirketin ortaklarına baktığımızda kimi bakan, kimi AKP'li vekiller. Onlar da kuduz aşısını piyasaya sürmüş. AKP'nin kendi yandaşlarının daha fazla zenginleştirmek için yaptığı görülüyor" ifadelerini kullandı. 

KAYYUM TEHDİDİ
Otlu, "Bir de yerel yönetimleri kaybettiler. Tartışırken, göreceğiz belediyelerinizin hizmetini diyerek aslında DEM Parti'ye biraz da CHP'ye, görevinizi yapmadığınızda kayyum atayacağım dedi" diye ekledi. 

'MUHALEFET EDEN HERKESİ YOK ETMEK OLARAK GÖRMEK GEREK YASAYI'
Yasada ilk önce "itlaf" kelimesinin yer aldığını kamuoyunda oluşan tepkilerin ardından "ötanazi", daha sonra ise "uyutulacak" dendiğini anımsatan Otlu, "Katliamın 'yumuşatma' halleriydi. 5199 sayılı yasada da itiraz edilmesi gerekenlerden bir tanesi, sokakta yaşayan canlarımızı barınaklarına değil özgür ortamlarında yaşaması gerek. Ama orada da bir barınak var açlıkla susuzlukla kaldıkları, daha çok pis koşullarda kaldıkları biliniyor. Barınaklarda yaşamak özgür bir alanda yaşadığı anlamına gelmiyor. Hapsediliyorlar. Toplumu ikiye ayrıştıran durum oldu. Şiddet sarmalı dediğimiz şey en zayıflatan başlar, faşizm önce en zayıfı yok eder. Şimdi dili olmayan canlarımıza bir katliam, vahşet var. Bunu söylediğimizde böyle bir şey olmayacak deniyordu. Faşizm zaten kurumsallaşmış, kendini inşa etmiş. Böylelikle en zayıftan başlayarak sırayla gelecek; göçmenler, mülteciler... Çocuklar ve kadınlar her gün katlediyor. İstanbul Sözleşmesinden bir gecede çıkmış AKP erkek egemen iktidarı yargının cezasızlık politikasıyla, kadın katliamlarının meşrulaştırmış ve yolunu açmış durumda. Şimdi hayvan katliamında da böyle bir şey var. Yasayla birlikte hayvan katliamının, toplumdaki şiddetin önünü açmış durumda. Herkese sıra geleceğini bilmek gerek; Kürtlere, kadınlara çocuklara. Ona muhalefet eden herkesi yok etmek olarak görmek gerekiyor yasayı" ifadelerini kullandı.

'DAİŞ'İN İNSANLARIN KAFASINI KESTİĞİ GİBİ CANLARIN KAFASINI KESMİŞLER'
Katliam yasası komisyondan geçtiğinde, "bu yasayı biz yazacağız", "hayvan özgürlük manifestosu sokakta yazılacak" sözlerini işaret eden Otlu, "Gerçekten sokakta yazılması gereken bir yasa olduğunu gördük. Her gün hayvan katliamı haberleri geliyor. Önce Niğde'den geldi, Niğde'deki belediyenin katliam politikasına baktığımızda 119 milyonluk bir mama ihalesi almış. Çoğunluğu MHP'i. Hiçbir mamayı vermedikleri, o barınakları ölüm mezarlığı yaptıkları görüldü. Zehirleyerek öldürmüşlerdi. Altındağ Belediyesinden de haber alındı, hayvan hakları savunucuları oraya gittiğinde barınakta gördüğü vahşi bir katliamdı. İnanılmaz görüntüler vardı. DAİŞ'in insanların kafasını kestiği gibi, o canların da kafasını kesmişler, işkence yapmışlardı. Ve herkese şu mesajı veriyorlar, istediğiniz gibi öldürebilirsiniz, işkence de yapabilirsiniz, derisini de yüzebilirsiniz. Bir vahşet yaşanıyor, ses çıkarmak lazım. Muğla'da kedi yavrusunu öldürüyorlar, Edirne'de Bitlis'te hayvan katliamı ortaya çıkıyor. Sokakta gördükleri her canı, yemek istediği için zehirleyerek öldürmeye çalışıyorlar. Şiddeti meşrulaştırıyorlar. O yüzden de mücadele etmek gerek. Yaşatacağız Platformu kuruldu her yerde bütün mahallelerde, sokaklarda, ev ev örgütlenmeye çalışıyor. Kesinlikle ev ev apartman apartman örgütlenmek gerek. Sokağın sahiplerini sahiplenmek gerek" dedi. 

'CANLARIMIZI SAVUNMA KOMİTELERİ KURMALIYIZ'
Yaşadığı semtte, halkın hayvanların katledilmesini önlemek için boynuna bir tasma taktığını, sokakta dolaşsa da sahipli izlenimi verdiğini aktaran Otlu, "Kesinlikle mücadeleyi hayvan hakları savunucularına bırakmamak gerek. Sokaktaki canlarımıza su, mama bırakmak gerek. Herhangi bir canı almaya kalktıklarında onları vermemek gerek" ifadelerini kullandı. Muğla'da yavru kedinin katledilme anını videoya çeken kişiyi örnek veren Otlu, katliama müdahale etmemesini eleştirdi. Otlu, "Gerekiyorsa canlarımızı savunma komiteleri kurmalıyız, kesinlikle vermemeliyiz. Sokak sokak örgütlenip gerçek bir direnişe geçmeliyiz; yürüyüşler, mitingler yapmalı, afişler asmalıyız. Bir katliam başladı ve katliamın sırayla herkese geleceğini, şiddeti meşrulaştırdıkları konusunda halkımızı bilinçlendirmek gerek. Ve hayvan hakları savunuculuğu konusunda da toplumun bilinçlenmeye ve örgütlenmeye ihtiyacı olduğu kesin" dedi. 

'KATİLLERİ TANIYORUZ, İKTİDARDA'
Otlu, Ensar Vakfı'nda çocukların tecavüz işkencesine maruz kalmasının ardından "bir kereden bir şey olmaz" diyen dönemin Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu hakkında Meclis'te verilen gensorunun reddedilmesi sonrası AKP'li vekillerin klasikleşen pozunu hatırlattı. Otlu, aynı pozun "katliam yasası"nın onaylanmasının ardından da verildiğini aktardı ve devam etti: "Her yerde teşhir etmek lazım. Hayvanları katleden, kafasına kürekle vuran, zehirleyen birinci dereceden sorumlu olmakla birlikte asıl sorumlular AKP iktidarı ve o katliam yasası geçerken oy veren vekiller olduğunu belirtmek gerek. Katilleri tanıyoruz, katiller iktidarda demek gerek. Bu konuda da sokaktaki yazacağımız hayvan hakları mücadelesi ya da hayvan özgürlük manifestosunun bütün maddelerini uygulamamız gerek. Gerekiyorsa barınakların önünde canlı kalkan olmak; petshopların, sirklerin, kapatılması sağlamak, AKP'nin hayvan ticareti ve üretimini yasaklatmak gerek. Canlar için de doğal ortamlar oluşturmak için kolektif hareket etmeli, yerel yönetimleri zorlamalıyız. CHP bir metin yayınladı. Anlayış şu, sokaktaki canları alıp barınaklara götürmek. Ama oralar kesinlikle gördüğümüz üzre ölüm evleri, ölüm mezarlıkları."

'MÜCADELEYİ ÖRGÜTLEMEYE VE YÜKSELTMEYE İHTİYACIMIZ VAR'
DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, hayvan katliamına karşı mücadele yürütmemenin bu suça ortaklık olduğunu söyledi. Otlu, şu çağrıyla devam etti: "AKP faşist iktidarı sürekli, önce insan dedi. Ama biz ne önce insanı, ne kadını korumadığını biliyoruz. Önce insan dese iş cinayetlerini durdurur, önce kadın dese kadın cinayetlerini durdururdu. Bunların hepsine güvenlik alırdı. Ya da İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmezdi. Erkek yargının cezasızlık politikasına itiraz ederdi. Günde 8 kadının, 12 işçinin, çocuk işçilerin öldüğü; çocukların yurtlarda cinsel istismara maruz kaldığı ülkede iktidarın önce çocuk, kadın demediğini biliyoruz. Amaçları sermayenin daha fazla kar elde etmesi. Zenginin daha fazla zengin olduğu, yoksulun daha da yoksullaştığı bu sisteme karşı mücadele etmeliyiz. Bütün hayvan hakları mitinglerinde, yürüyüşlerde atılan tek slogan faşizme karşı omuz omuza. Faşizme karşı birleşmek mücadele etmek gerek. O yüzden de bu mücadeleyi örgütlemeye ve yükseltmeye ihtiyacımız var."