18 Mayıs 2024 Cumartesi

'Ortadaki tek suç Taksim'in emekçilere yasaklanmasıdır'

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs'ta Taksim'e yürüme iradesi gösterdikleri için gözaltına alınan 64 kişinin serbest bırakılmasını isteyerek, ortada olan tek suçun Taksim'in halka kapatılması olduğunu söyledi.

1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü'nde Taksim'e yürüme iradesi gösterdikleri için 35'i 1 Mayıs günü, 29'u 3 Mayıs sabahı düzenlenen ev baskınlarıyla gözaltına alınan 64 kişi, savcılık ifadeleri için Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'ne getirildi.

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, gözaltına alınanların serbest bırakılması için adliye önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklama öncesi adliye önündeki meydan barikatlarla polis kuşatmasına alındı. Eyleme çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü ve sendika temsilcisi katıldı.

'1 MAYIS'TA TAKSİM'E YÜRÜYENLER HEDEF GÖSTERİLDİ'
Ortak basın metnini okuyan Seval Ekşici, iktidarın 1 Mayıs korkusuyla o gün 4 ilçede 49 caddeyi trafiğe kapattığını, 42 bin polisle işçi ve emekçilere 1 Mayıs'ı yasaklamak istediğini söyledi. "İşçilere siyanürlü madenlerde ölmek yasak değil, kadınların sokak ortasında öldürülmeleri yasak değil, öğrencilere KYK yurtlarında ölmek yasak değil, emeklilerin açlık sınırının altında yaşaması yasak değil ancak Taksim size yasak denmiştir" diyen Ekşici, bütün engellemelere, şiddete, kara propagandaya rağmen binlerin Taksim'e yürüme iradesinin kırılamadığını kaydetti.

1 Mayıs'ın ardından İstanbul Valisi Davut Gül'ün "Devlet yarına bırakır yarına bırakmaz" açıklamasıyla 1 Mayıs'ta Taksim'e yürüyenleri hedef gösterdiğini belirten Ekşici, "1 Mayıs günü ve sonrasında toplam 263 kişi için gözaltı kararı alınırken, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ikametlerinden gözaltına alınan arkadaşlarımızı 'kaçtıkları yerden yakalandılar' yalanıyla kriminalize etmeye çalışmış, 'gereği yapıldı' ifadeleriyle polis işkencesini aklamaya çalışmıştır" ifadelerini kullandı.

'TAKSİM'DE 1 MAYIS KUTLAMAK MEŞRUDUR'
Taksim'in 1 Mayıs alanı olduğunu vurgulayan Ekşici, "Taksim'de 1 Mayıs kutlamak meşrudur. Ortada olan tek suç işçi sınıfının 1 Mayıs Meydanı'nın, milyonların özgürlük alanı Taksim Meydanı'nın emekçilere yasaklanmasıdır" dedi.

1 Mayıs'ta dört bir yandan Taksim'e yürüyenlerin işçilerin, yoksulların, emeklilerin, kadınların, öğrencilerin iradesi olduğunu vurgulayan Ekşici, "Bu iradeyi ne kara propagandanız, ne hedef göstermeleriniz, ne yasaklamalarınız yenemeyecek. Direnenler, halkın öfkesini örgütleyenler kazanacak. Saldırılara karşı insanca, onurlu bir yaşam mücadelesini büyüteceğiz. Taksim biziz, arkadaşlarımızın arkasındayız" ifadelerini kullandı.

'ARKADAŞLARIMIZ SERBEST BIRAKILSIN'
Ekşici, şöyle devam etti: "Taksim'e yürümek istediği için gözaltına alınan arkadaşlarımız, milyonların insanca yaşam talebine sahip çıkmıştır, Taksim'e yürümek istediği için gözaltına alınan arkadaşlarımız eşit, özgür ve kardeşçe bir yaşanacak bir ülke talebine sahip çıkmıştır. Gözaltına alınan arkadaşlarımızın talepleri milyonların talepleridir. Milyonları yargılayamazsınız. Arkadaşlarımız serbest bırakılsın."

Eylem boyunca, "Taksim halka kapatılamaz", "Yaşasın 1 Mayıs, bijî yek gulan", "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" sloganları atıldı.

FİLİSTİN İÇİN BİN GENÇ: FİLİSTİN MÜCADELESİ YARGILANAMAZ
Filistin için Bin Genç de, 1 Mayıs'ta gözaltına alınan ve 4 gündür gözaltında bekletilen 35 kişiden 18'inin Filistin için Bin Genç eylemleri nedeniyle de suçlanmasına tepki gösterdi.

Basın metnini okuyan Yüsra Sumeli, Filistinli direniş örgütlerinin sesine kulak vererek her gün "İsrail'le ilişkileri kes" talebini yineledikleri için polis şiddeti ve karalama kampanyalarıyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi.

Saldırılar karşısında yılmadıklarının altını çizen Sumeli, "Birçok arkadaşımız farklı ekiplerle 1 Mayıs meydanlarında Filistin halkının direnişini selamladı, Filistin halkının taleplerini dillendirdi" dedi.

1 Mayıs'ta içlerinde Filistin için Bin Genç'ten omuzdaşlarının da bulunduğu Gençlik Komiteleri üyelerinin Taksim'e yürürken gözaltına alındığını belirten Sumeli, şöyle devam etti: "Sadece 2911 sayılı kanuna muhalefet gerekçe gösterilerek gözaltına alınan arkadaşlarımızın gözaltı süresi 3 gündür 'İsrail'le ticareti kes' eylemleri hakkında sorgulamalarla uzatıldı ve türlü kötü muamelelere ve işkencelere maruz kaldılar. 6 Nisan'daki Ticaret Müdürlüğü'ne yürünen eylemde olmayan arkadaşlarımız dahi 'İsrail'le ticaret kesilsin demeniz için size kim emir veriyor, kim tarafından fonlanıyorsunuz' sorgusuna maruz kalıyor."

'MÜCADELE EMRİNİ FİLİSTİN HALKININ DİRENİŞİNDEN ALIYORUZ'
Mücadele emrini Filistin halkının direnişinden aldıklarını belirten Sumeli, "Israrla 'kınamak yetmez, yaptırım gerek' dedik ama hükümet ve sermayedarlar aylarca bu soykırıma göz yumup ortak oldular. Ancak Gazze harap olduktan, on binlerce Filistinli katledildikten sonra İsrail'le ticareti durdurma kararı alındı. Dostlarımız 'tek bir Filistinli kardeşimizin canı, cebinize giren kanlı paradan değerlidir' dedikleri için cezalandırılıyorlar" dedi.

Sumeli, "İsnat ettiğiniz suçlar göğsümüzde onur nişanesidir. 18 arkadaşımız üzerinden, bu topraklarda Filistin halkının gerçek taleplerini dillendirdiğimiz, siyonistlerin işbirlikçilerinin iki yüzlü tavrını ifşa ettiğimiz için cezalandırılmaya çalışıldığımızın farkındayız. Herkes iyice kulak versin ve bilsin ki Filistin mücadelesi yargılanamaz. Tekrar ediyoruz, Filistin için 18 değil binlerce genciz" ifadelerini kullandı.

Eylem, "Soykırımcı İsrail, işbirlikçi sermaye", "İsrail'le ticaret, Filistin'e ihanet", "Nehirden denize, özgür Filistin" sloganlarıyla son buldu.