OHAL Karşıtı İnisiyatif: OHAL koşullarında seçim olmaz

Aralarında gazeteciler, insan hakları savunucuları, hukukçular ve siyasi parti temsilcilerinin bulunduğu OHAL Karşıtı İnisiyatif, Türkiye'de olağan hale getirilmeye çalışılan OHAL sürecine ilişkin TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. "OHAL'de demokrasi, bu halde seçim olmaz" pankartının asılı olduğu toplantı salonunda, aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen ile inisiyatif üyeleri katıldı.

 

Basın metnini OHAL Karşıtı İnisiyatif üyesi Ali Ersin Gür okudu. Gür, "İktidar bloğunun sırf kendi saltanatlarını muhafaza etmek ve sürdürmek amacıyla OHAL uygulamalarına başvurduğunu belirterek, "ekonomiden kültüre, yönetsel biçimden günlük sosyal ve siyasal yaşama kadar hayatın her alanında yozlaşma, çürüme ve yıkım getirdiğine tanık oluyor ve buna itiraz ediyoruz" diye konuştu.

 

'SUSTURULMUŞ TOPLUM YARI ÖLÜDÜR'

 

Gür, OHAL koşullarında ülkede tam kapasitenin üstünden çalışan iki sektör olduğuna dikkat çekerek, bunlardan birinin cezaevleri diğerinin ise kahvehaneler olduğunu vurguladı. Gür, şöyle devam etti: "Biliyoruz ki özgürlük, demokrasi ve adalet herkesin hakkıdır. Hukuk her zaman ve her koşulda herkese gereken bir olgudur.  Gazetecileri, aktif yurttaşları, muhalif siyasetçiler ve sendikacıları cezaevlerine doldurulmuş bir ülke ve toplumda yaratıcılık ve gelişme olamaz. Sorunları açıkça konuşup müzakere ederek uzlaşarak çözmek yerine şiddet, baskı ve korku yaratarak küllemek asla kalıcı çözüm olamaz. Bugün olmasa bile bir gün bunun bedelini toplum ve ülke olarak ödemek zorunda kalacağımızı görmek gerekir. Susturulmuş toplum, yarı ölü bir toplumdan başka bir şey değildir."

 

OHAL Karşıtı İnisiyatif, olarak düzenledikleri panel ve forumlarda ortaklaştıkları dört noktayı kamuoyu ile paylaşan Gür, bahsini ettiği ayrıntıları şöyle sıraladı:

 

*OHAL demokrasi ile bağdaşmıyor. Ülke ve toplumun normal gelişimi için OHAL derhal kaldırılmalıdır.

 

*Günümüzde OHAL'i uzatmanın hiçbir haklı gerekçesi kalmamıştır. Tüm canlı organizmalar gibi ülke ve toplumun da bazı sorunlarının olduğu doğrudur ancak bunları karşılıklı müzakere ederek ve uzlaşarak üstesinden gelebiliriz. Sorunların kalıcı çözümünün anahtarı budur.

 

*OHAL koşullarında seçim yapılmamalıdır. OHAL ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, toplantı ve gösteri düzenleme hakkı gibi doğrudan seçimlerle ilgili anayasal hakları kısıtlamaktadır. Bu da yine anayasal güvence altında olan seçimlere ilişkin evrensel ilke niteliğindeki "seçimlerin hür ve adil olması" ilkesini büyük ölçüde ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle OHAL altında seçim yapılması durumunda sonuçların meşruluğu bu yönden de tamamen tartışmalı olacaktır. Bu da toplumsal huzursuzluğu ve kutuplaşmayı derinleştirir.

 

*Herkesi hak ve sorumluluklarını kullanan birer aktif yurttaş olmaya çağırıyoruz."

 

Gür daha sonra Pi Araştırma şirketinin OHAL'e ilişkin hazırladığı anket sonuçlarına ilişkin bilgi paylaştı. 

 

'GÜVENLİK OHAL'E BAĞLI DEĞİL'

 

Gür, yapılan ankette OHAL uygulamasının ülkeyi daha güvenli hale getirildiğini düşünenlerin oranının yüzde 30'u dahi bulmadığını, hem OHAL döneminde yaşanan güvenlik ve asayiş olaylarının çokluğu hem de "OHAL olmadan güvenlik sağlanamaz" söyleminin devletin aciz olduğu algısını oluşturması sebebiyle OHAL güvenlik ilişkilendirilmesinin taraftar bulamadığını belirtti. Ankette sorulan, "OHAL uygulaması olmadan da ülke güvenliği sağlanabilir ifadesine katılıyor musunuz?" Sorusuna ise "OHAL olmadan da ülke güvenliği sağlanabilir" diyenlerin oranının yüzde 67.7 olduğunu aktardı. Ankete yansıyan bir diğer durum ise kamu görevinden çıkarmaların tümünün haksız olup olmadığı ile ilgili bir soru sorulduğunu aktaran Gür, insanların bu konudaki rahatsızlığının net şekilde görüldüğünü söyledi.

 

'OHAL EKONOMİYE ZARAR VERİYOR'

 

Gür, son olarak ankette yer alan "Sizce OHAL uygulaması ekonomiyi ne yönde etkiliyor? Sorusuna verilen cevabı şu şekilde açıkladı: "Ücretli çalışan,  kamu çalışanı, ev hanımı, esnaf, vs. tüm meslek gruplarının cevaplarında dahi OHAL uygulamasının ekonomiye olumsuz etkisi olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 55 sevilerinde. Rapora eklenmemiş kısımlarında ise esnaf, tüccar, anayici gibi serbest girişimcilerin yüzde 75'lere yakın oranlarda OHAL döneminde ekonominin zarar gördüğünü belirttikleri anlaşılıyor."