20 Mayıs 2024 Pazartesi

'Öcalan'a uygulanan tecrit politikası sona erdirilmeli'

PKK lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride dikkat çekmek için basın toplantısı düzenleyen HDP Diyarbakır İl Örgütü, tecridin hiçbir hukuki dayanağının olmadığı, tecrit politikasının derhal sona erdirilmesini istedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Örgütü, PKK lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride ilişkin il binasında basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasına HDP Milletvekilleri Dersim Dağ, Musa Farisoğulları, Semra Güzel, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanları Hülya Alökmen Uyanık, Zeyyat Ceylan ile çak sayıda partili katıldı.

Basın metnini okuyan HDP Milletvekili Semra Güzel, "Öcalan'a uygulanan ve fiziki bir karakteri olan bir tecrit değildir. Sayın Öcalan şahsında toplumlara, kadınlara, kültürlere uygulanmak istenen bir tecridin boyutlandırılmış halidir. Bizler çok iyi gördük ki Öcalan'ın sesinin dışarıya ulaştığı zamanlarda bir barış ve toplumsal huzur durumu hakimken 2015 yılında yeniden devreye konulan savaş konsepti ile tecrit ağırlaştırılmış ve yeniden her türlü baskı ortamı toplumun sırtına bindirilmeye çalışılmıştır" diye belirtti. Ekonomiden kültüre, toplumsal huzurdan sağlığa kadar bugün halklar iktidarların çok boyutlu saldırısı ile karşı karşıya kaldığını ifade eden Güzel, "Bizler bu tekçi ve saldırgan politikaların İmralı tecridi ile olan doğrudan bağını çok net bir şekilde görüyor ve tekrarlıyoruz; 'Konuşan bir Öcalan çözümün ve barışın yolunu açan bir Öcalan'dır! Susturulmak istenen bir Öcalan, derinleşen bir çözümsüzlüktür, savaş, eşitsizlik ve yükselen faşizmdir'" dedi.

TECRİDİN HİÇBİR HUKUKİ DAYANAĞI YOK
Hiçbir hukuki dayanağı olmadan, avukatları ile dahi görüşmesine izin verilmeyen, aile görüşlerini engelleyen keyfiyetçi ve kendini dayatan faşist bir zihniyetin söz konusu olduğunu vurgulayan Güzel, "Tecridin kaldırılması bugün sadece Kürt halkının meşru talepleri için değil Türkiye'nin demokratikleşmesi için de vazgeçilmez ilk adımdır" diye belirtti. Leyla Güven'in başlattığı açlık grevi direnişi ile Öcalan'ın sesinin kısa bir süreliğine de olsa dışarıya ulaştığını ve halklar umut olduğunu söyleyen Güzel, "Fakat mevcut iktidar sayın Öcalan'ın sesini dahi kendisine bir tehlike olarak görmekte ve barışa 2015 sürecinde olduğu gibi samimi değil taktiksel yaklaşma gibi son derece yanlış bir politika izlemektedir" diye konuştu.

Yanlış politikada ısrar eden AKP iktidarının hiçbir hukuki ve insani dayanağı olmadan Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırdığını, halkların bir arada yaşama iradesine darbe vurmak istediğini söyleyen Güzel, 9 Ekim'de başlatılan bu savaşta 18'i çocuk 128 sivilin hayatını kaybettiğini ifade etti.

Bu işgal saldırısına karşı bütün dünyanın ayağa kalktığını hatırlatan Güzel, "Savaş kararı verenler bunun bedelini ekonomik krizi ağırlaştırarak ve dış politikada kaybederek ödemeye mahkum kalmıştır" dedi.

LİBYA YANLIŞINDAN GERİ DÖNÜLMELİDİR
Bugün yine aynı yanlışta ısrar edilerek Libya halklarına hiçbir çözüm getirmeyecek bir savaşa girildiğini söyleyen Güzel, "Türkiye'nin Libya'daki çatışmalara dair tek pozisyonu halklara barış getirecek ve çatışmaların durmasının sağlayacak politikalara destek vermesi olmalıdır" diye kaydetti.

İç siyasette uyguladığı savaş ve hukuksuzluk konsepti artık AKP hükümetine bir gelecek vad etmediğini ifade eden Güzel, "Bu savaş yanlısı dış politikalar ile mülteci sorununu dahi paraya indirgeyen, insan haklarını askıya alan, toplum mühendisliği yapan, hukuku yerle bir eden hükümet kendi tükenmişliğini bugün 'barışta ve halkların beraber yaşama iradesinde' ısrar eden HDP'ye saldırarak görünmez kılmaya çalışmaktadır" diye belirtti.

HDP HALKLARIN VE BARIŞIN TEMİNATIDIR
HDP'nin halkların ve barışın teminatı olduğunu vurgulayan Güzel, "Bu teminat bugün gözaltılar, tutuklamalar, kayyum politikaları ile sindirilmeye, yok edilmeye çalışılmaktadır" dedi. HDP'nin kazandığı 32 belediyeye kayyum atandığı, 26 eşbaşkanının tutuklandığını hatırlatan HDP Milletvekili Semra Güzel. "2 milyon 618 bin 890 seçmenin iradesi bizzat devlet tarafından gasp edilmiştir. Hükümet tarafından uygulanan bu politikalar halkların iradesini tanımıyoruz söyleminin bir pratiği olarak önümüzde durmaktadır" diye konuştu.

Son bir yılda 4 bin 567 HDP'linin gözaltına alındığını, 797 HDP'linin tutuklandığını söyleyen Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cezaevlerini muhalefeti yok etmenin bir çözüm yolu olarak gören hükümet artık hiçbir hukuki dayanak aramadan, toplumdaki her iki kişiden birini neredeyse suç zanlısı ilan ederek tutuklamaktadır. Ve rehin alınan arkadaşlarımız sürgün politikaları ile çıplak arama işkencesi ve fiziksel şiddet de dahil her türlü şiddet politikası ile sindirilmeye çalışılmakta insanlık dışı muameleler ile karşı karşıya kalmaktadır. Biz bütün bu saldırı konseptinin bütünlüklü bir devlet aklı olduğunun bilincinde olarak hiçbir zaman geri adım atmadık, bundan sonra da atmayacağız. 3. yolun temsilcileri olarak, ne statükocu ulus-devlet aklının ne de emperyalist küresel güçlerin halklara savaş ve zulüm getiren politikalarını kabul etmiyoruz."

İMRALI TECRİDİ KIRILMADAN ÜLKENİN NEFES ALMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR
HDP Milletvekili Güzel konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu politikaların İmralı tecridinin varlığının bir sonucu olarak, faşizmin ortaya çıkardığı bir siyasi konjektür olduğunu, bu konjektürde ısrar edildiği sürece de hükümetin önce kendi sonunu getireceğini çok iyi biliyoruz. Savaş politikaları, hukuksuzluklar, Şark ıslahattan beri devreye konulan ve güncel hali kayyum atamaları olan işgal politikaları, gözaltı ve tutuklamalar Türkiye'nin bir demokrasi sorunudur ve bu sorunun çözüm anahtarı İmralı'dadır. İmralı tecridi kırılmadan ülkenin nefes alması mümkün değildir.

"9 Ekim 1998 yılında başlatılan komplo Sayın Öcalan'ın öngörüleri ve geliştirdiği Barış ve Demokrasi Projesi ile boşa çıkarıldı. Ve halkların bir arada kalma iradesi, devletlerin çıkara dayalı kirli ilişkilerine karşı direnmeye devam ediyor. Savaşın kazananı olmaz fakat barış herkese kazandırır. Halklarımız açısından geç olmadan savaş politikalarından vazgeçilmeli tecrit politikaları derhal son bulmalıdır..."