25 Kasım 2024 Pazartesi

Mete Günebakan yazdı | 33'lere tekmil: Düşlerinizi zafere taşıyacağız

9 yıldır sokakları sizlerle beraber adımlıyor, kavgaya sizlerin de sesiyle, soluğuyla her gün yeniden katılıyoruz. Adlarınızı ve yüzlerinizi belleklere kazıdık. Sesiniz kavgamıza, eyleminiz yolumuza, anılarınız mücadelemize ışık tuttu, tutmaya devam ediyor.

Tarih boyunca takvim yaprakları sayısız kez Temmuz'un 20'sine evrildi. Ancak 9 yıldır Temmuz'un 20'si dağ gibi öfkeye tanık oldu, oluyor. Sizleri aramızdan alan o kanlı gün 9 yıldır yer kürenin değişik köşelerinde yüreği sizlerle atan, atmaya devam eden yüzlerin binlerin öfke bilediği, hesap sorduğu, adlarınızı haykırdığı güne dönüştü. 20 Temmuz sokaklarda, meydanlarda faşizmin karşısına dikilip adalet diye haykırmanın günü oldu.

Sevgili düş yolcuları, yoldaşlar!
9 yıldır sokakları sizlerle beraber adımlıyor, kavgaya sizlerin de sesiyle, soluğuyla her gün yeniden katılıyoruz. Adlarınızı ve yüzlerinizi belleklere kazıdık. Sesiniz kavgamıza, eyleminiz yolumuza, anılarınız mücadelemize ışık tuttu, tutmaya devam ediyor.

Sevgili yoldaşlar;
Dünyanın değişik köşelerinde, kentlerin meydanlarında, üst geçitlerde, kampüslerde, uçurum boylarında, uğruna ölümsüzleştiğiniz kadim Kürdistan topraklarında bayraklaşıyor, bizlere devrim mücadelesinde kılavuz olmaya devam ediyorsunuz.

Sizlerin ardından başlatmış olduğumuz adalet çığlığımız ve hakikat arayışımız adalete susamış işçilere, kadınlara, gençlere, LGBTİ+'lara kısacası yüreği özgürlük, eşitlik ve adaletten yana olan milyonlara soluğunuzu taşımamıza vesile oldu. "Suruç için adalet herkes için adalet" çığlığı sadece Suruç'la sınırlı kalmadı, adalete muhtaç olan yüzbinlerin, milyonların parolası oldu.

Sevgili yoldaşlar;
Sizin adlarınızı haykırmak bedel kapılarından geçmenin diğer adı oldu. Resimlerinizi taşımak suç sayıldı. Mahkemelerinizde adalet istemek suçlu bulundu. Ama yoldaşlarınız 9 yıldır bu bedeli onurla taşıdı, taşımaya devam ediyorlar. Sizlerin gülüşünü o bahçede kana bulayanların karşısında 9 yıldır dimdik duran ve baş eğmez, engel tanımaz bir adalet ordusu var! Bu mütevazı ordu ne adlarınızı haykırmaktan ne de fotoğraflarınızı yüksekte tutmaktan vazgeçecek. Büyük bedeller uğruna düştüğünüz toprak özgürlükle sulanana dek sizin sesiniz olacak, sizi haykırmaya devam edeceğiz.

Sevgili yoldaşlar;
Yüzü aşkın aydır sizlerden yoksun ama kucaklarımızda fotoğraflarınız ile adlarınızı meydanlarda yaşatmaya çalışıyoruz. Her ayın 20'si başta Halitağa'da olmak üzere değişik yerlerde adalet arayışının en berrak simgesi haline geliyor. Cumartesi Anneleri'nin bitmek tükenmek bilmez adalet çığlığı, cüreti, eylemi kılavuzumuz oldu. Tıpkı cumartesi gibi takvim yapraklarına sizler için adalet istemenin günü olan "her ayın 20'si" eklendi. Ateş altında yürüyen irade Hasan Ocak yoldaşı nasıl bulduysa sizler için de her yerde adaletin kapılarını dövmeye devam ediyor ve o irade adalet sağlanana dek duraksamayacak.

Sevgili yoldaşlar;
Mezar başlarınız sayısız genç devrimcinin yumruklarını sıkarak ant içtiği bir eğitim alanına dönüştü. Maneviyatın doruğa ulaştığı zamanlarda yakamızda sizlerin resmi vardı ancak zayıfladığı zamanlarda da bu muharebeden sizler sayesinde galip çıktık. Dokuz yıldır fener olup yolumuza ışık tuttunuz, tutmaya devam ediyorsunuz!

Sevgili yoldaşlar;
Adlarınız nasıl ki partinin soluk aldığı her mevzide, her barikatta, her silah başında, her kampüste, her fabrikada, her sokakta yaşıyor ve yaşatılıyorsa yeni doğan çocuklarda da hayat buluyor. Nice Cebolar, Polenler, Nartanlar, Büşralar, Eceler adlarınızla nefes buldu, bulmaya devam ediyor. 9 yıldır işçi emekçi evlerinin salonlarında, antifaşist gençlerin odalarının bir köşesinde, üniversite amfilerinde, yoksul kondu duvarlarında, mahkeme salonlarında, parklarda ve meydanlarda fotoğraflarınız dostun da düşmanın da gözünün içine bakmaya devam ediyor.

Sevgili yoldaşlar,
İşte yine bir 20 Temmuz zamanından geçiyoruz. Sizlerin huzurunda bir kez daha yumruklarımız havada, başlarımız dik, öfkemiz ilk günkü kadar diri, adlarınızı haykırıyoruz. Mezar başlarınızda, okul sıralarında, kent meydanlarında, yerin yedi kat altındaki üslerde, kızıl karargahlarda kısacası umudun nefes aldığı her yerde sizleri anıyoruz.

9 yıldır Amara'dayız. Yüreklerimiz, bilincimiz ve sıkılı yumruklarımızla yarım bırakmak istedikleri ama asla engelleyemedikleri sloganı haykırmaya devam ediyoruz. "Arîn'den Sibel'e yürüyoruz zafere!"

Sevgili yoldaşlar, size bir kez daha söz veriyoruz! Düşlerinizi asla yarım bırakmayacak, zafere taşıyacağız!