29 Aralık 2024 Pazar

Marksist Teori yazarı Arif Çelebi: İşçiler güvende değilse kimse güvende değil

Marksist Teori yazarı Arif Çelebi, "Virüs değil öldüren, kapitalist devletlerin yarattığı sağlık krizidir" diyerek koronavirüsle mücadele politikasının kapitalizme karşı mücadele olması gerektiğine vurgu yaptı. Çelebi, "İşçiler güvende değilse hiç kimse güvendi değildir" diye konuştu.

Marksist Teori yazarı Arif Çelebi, koronavirüsün değil kapitalist devletlerin yarattığı sağlık krizinin insanları öldürdüğünü söyledi.

Almanya'nın Kiel kentinde AvEG-Kon'a bağlı AGİF tarafından düzenlenen "Kapitalizmin Varoluşsal Krizi, Toplumsal Devrim Çağı ve Görevlerimiz" başlıklı söyleşide konuşan Arif Çelebi, koronavirüsle mücadelenin kapitalizme karşı mücadele olduğunun altını çizdi. 

Emperyalist küreselleşme döneminde hastanelerin üretim alanlarına ve fabrikalara dönüştürüldüğünü söyleyen Arif Çelebi, "Sağlık sistemlerine baktığımızda son 20-30 yılda özelleştirildi. Sağlığı kar amacı ile düşünürseniz kitle, halk sağlığı esas alınmayacaktır" dedi. 

'VİRÜSÜN DEĞİL KAPİTALİST DEVLETLERİN YARATTIĞI SAĞLIK KRİZİ'
Çelebi şöyle devam etti:

"Bu yüzden virüs değil öldüren, kapitalist devletlerin yarattığı sağlık krizidir. Avrupa’da bilim kurulu her yıl gelişen hastalıklarla ilgili bilgi verir, araştırmalarınızı şuna yöneltin der. Bu bilim kurulu böyle bir virüs çıkabilir şimdiden aşı bulma çalışmalarına girişin diyor. Dünyanın en büyük ilaç tekelleri Avrupa’da. Bu tekellerin hiç biri bilim kurulunun çağrısına kulak vermediler. Onların işi kar elde etmek, insan sağlığı değil. ILO’nun rakamlarına göre, dünyada 700 milyon insan açlık sınırında yaşıyor. Dünyada 4 milyara yakını ücretli var ve bunların 2 milyarı kayıtsız, güvencesizdir. Her türlü sağlıksız ortamda yaşıyorlar. Yüz milyonlarca insan sağlıklı içme suyuna erişemiyor. Yüz milyonlarca insan işsiz olacak, aç olacak, sefil olacak, çok kötü  koşullarda yaşayacaklar ama siz kendinizi güvende hissedeceksiniz. Hiç kimse güvende değil. Eğer Afrika’dakiler güvende değilse siz de güvende değilsiniz, işçiler güvende değilse hiç kimse güvende değildir" diye konuştu.

Kapitalizmin aşırı kar hırsı ile doğayı korkunç bir tahribata uğrattığını belirten Çelebi "Siz doğayı tahrip ederseniz, doğa ile uyumlu bir hayat üretimi doğa ile uyumlu olarak düzenlemezseniz doğan sizden intikamını alacaktır" dedi. 

'YENİDEN KAPATILMAYA İZİN VERİLMEMELİ'
Salgında ikinci dalganın geldiğini söyleyen Çelebi, "Ama bu koşullar altında bir bölümümüzü yeniden evlere hapsetmek isteyeceklerse buna izin vermemeliyiz. Kapitalist sistem bütünüyle işçi sınıfına, doğaya yüklenerek, emeği ve doğayı yağmalıyor, sağlığa yeterli kaynak ayırmıyor. İşçileri kölelik koşullarında çalıştırıyorken bir kısım insanın eve kapatılması ile virüsün yayılması engellenemez" değerlendirmesinde bulundu. Çelebi salgınla ilgili nasıl bir politika geliştirmemiz gerekiyor sorusunu şöyle yanıtladı: "Salgına karşı mücadele açık ki kapitalizme karşı mücadeledir. Sokağa çıkmalı ve bütün sağlık sisteminin kamulaştırması talebini dile getirmeliyiz. Sağlık sektörü kar amacından kopartılmadıkça halk sağlığı hiçe sayılmaya devam edecektir. İkincisi bütçeden tekelci sermayeye değil işçilere, emekçilere, yoksullara kaynak ayrılmalıdır.”

Koronavirüs salgının aynı zamanda kapitalizmin süregelen krizini daha da derinleştirdiğini, 2020 yılında dünya ölçeğinde yüzde 6, Euro bölgesinde yüzde 10’un üzerinde küçülme beklendiğini açıklayan Çelebi bunun işsizliği, sefaleti, yoksulluğu, sağlıksız koşullarda yaşayanların sayısını daha da arttıracağını, zenginlerle yoksullar arasındaki uçurumu daha da derinleştireceğini belirtti. Çelebi sözlerini şöyle sürdürdü: "İşçilerin, ezilenlerin, gençlerin, cins özgürlüğü ve ekolojik kurtuluş mücadelesini yürütenlerin buna yanıtı bir kez daha ayaklanmalar olacağı su götürmez bir gerçektir. Dünyanın her yerinde ayaklanmaların koşulları vardır. Şimdi asıl mesele bu ayaklanmalara devrimci bir yön kazandırmak, sosyalist perspektif taşımaktır. Eğer devrimciler bu ayaklanmalara böyle bir yöne kazandırmazsa faşistler ya da politik islamcılar bunları kendi çıkarları doğrultusunda etkilemeye çalışacaktır. Bu nedenle bugün her işçi, emekçi, genç ve kadın için devrimci saflarda örgütlenmek çok daha yaşamsal bir konu haline gelmiştir."     

Söyleşi sorular ve canlı tartışmalarla sonlandı.