24 Kasım 2024 Pazar

Keskin: Narin olmaması gereken bir olaya tanıklık etmiş bu nedenle yaşamına son verilmiş olabilir

İHD Genel Başkanı Eren Keskin, katledilen Narin'in bilmemesi gereken bir olaya şahitlik ettiğine ve bu nedenle yaşamını yitirmiş olabileceğine dikkat çekti.

Katledilen Narin Güran'ın ölümüne ilişkin yanıylanmayı bekleyen çok sayıda soru var. Ortaya çıkan gelişmeler Narin'in ölümünde Hizbullah ve AKP işbirliğine dikkat çekerken, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Narin'in bilmemesi bir şeye tanık olduğunu bu nedenle de yaşamını yitirdiği şüphesine dikkat çekti.

Jinnews'ten Elfazi Toral'a konuşan Keskin, bu tür olaylarda soruşturma aşamalarında en önemli faslın “çocuğun yararı” ilkesi olduğunu belirtti. Keskin, bu ilke çerçevesinde fazla konuşmadıklarını söyledi. Zaman içerisinde aldıkları bilgiler doğrultusunda konuşma gereği duyduklarını ifade eden Keskin, "Narin'in yaşadığı toplum dindar bir toplum. Köy çoğunlukla HÜDA PAR'a oy veren bir yerken, aile de feodal değer yargılarının çok olduğu bir aile. Bugün çok net bir yanlışlık var, yargının içine düştüğü bir öngürüsüzlük var. Şöyle ki, şu an cinayet şüphelisi olarak tutuklanan Narin'in amcası arama ve kurtarma faaliyetlerinin başında olanlardandır. Bu amcanın daha sonra şüphelenmeye başlanılan ve aracında yapılan incelemeden çıkan DNA'lardan ölü veya canlı bir kişiye ait olup olmadığına dair ortaya çıkarabilecek teknikler var. Eminim ki soruşturma makamı bu bilgilere erişmiştir. Eğer bu bilgilere erişildiyse jandarma komutanlığının toplumu yanıltıcı bilgi vermesine nereye koyacak? Bundan bir hafta önce jandarma komutanlığı 'Olayı çözdük, çözmek üzereyiz, yakında Narin'e ulaşacağız' açıklaması tüm kamuoyunun içini rahatlatmıştı" dedi.

 Jandarma komutanlığında gerçeği yansıtmayan bilgilerinin ortaya çıktığını belirten Keskin, konuya dair aldıkları birtakım bilgiler olduğunu, ancak soruşturma gizliliği açısından bunları açıklamayacağını dile getirdi. Keskin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama benim edindiğim izlenim şudur: Narin, böylesi kapalı bir toplumda olmaması gereken bir şeye tanık olmuş ve bu nedenle de yaşamına son verilmiştir. Olayı bence köyde birbirlerini koruma adına bilen çok sayıda insan var. Dilerim ki bir çocuğun ölümüne neden olan bu korkunç, kan dondurucu olay sonuçlarıyla ortaya çıkartılır ve kimse korunmaz ama buradan şunu eklemek istiyorum, İstanbul Sözleşmesinin bir kere daha ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Çünkü İstanbul Sözleşmesinin en önemli maddelerinden biri 'Hiçbir örf, hiçbir adet anlayışı kadına yönelik şiddetin gerekçesi yapılamaz' şeklindeydi. Burada Narin de bir kez daha yerleşik ahlak anlayışına kurban gitmiştir. Umarım ki Narin'in ölümü herkesi biraz daha doğru düşünmeye sevk eder."