24 Aralık 2024 Salı

KESK: Herşey sermaye için 

KESK, Meclis'te kabul edilen yasanın emek karşıtı olduğunu belirtti, emekçilerin yeni hak gasplarıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. KESK, sermaye yanlısı yasanın iptal edilmesini istedi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Yürütme Kurulu, koronavirüs nedeni ile işten çıkarmaları yasaklayan ancak ücretsiz izinlerin önünü açan, milyonlarca işçiyi sefalet ücreti dayatan emek karşıtı, sermaye yanlısı düzenlemeler içeren yasa taslağına ilişkin açıklama yaptı.

Salgına karşı sözde mücadelelerle baskıcı karakterlerin otorileşme eğimlerinin yükseldiğini, en temel insan haklarına yönelik ihlallerin artığını belirten KESK, "Ülkemiz dünya genelinde vaka artış hızının en yüksek olduğu ilk üç ülkeden biri durumunda iken günü ve sermayeyi kurtarmaya odaklı politikalarla salgın her geçen gün daha ciddi boyutlara ulaşıyor ve baskıcı karakter söz konusu emekçilerin hakları olunca kendini her alanda daha fazla hissettiriyor" dedi.

İŞÇİLER YENİ HAK KAYIPLARIYLA KARŞI KARŞIYA
Mecliste salgının ekonomik ve toplumsal etkilerini azaltmaya yönelik tedbirler içeren yasa taslağının sunulmasıyla işçi ve emekçilerin yeni hak kayıplarıyla karşı karşıya oluduna dikkat çekilen açıklamada, taslağının sermaye yanlısı olduğu vurgulandı.

'YAKLAŞIK ON MİLYON EMEKÇİ AÇLIĞA TERK EDİLECEK'
Taslağa göre, uzun süredir işverenlerin talep ettiği bir maddenin kanuna gireceğini ve işverenin işçiyi kendi talebi olmaksızın ücretsiz izne ayırabileceğini kaydeden KESK, "Kısa çalışma ödeneğinden faydalanamayan, işten çıkarıldıktan sonra işsizlik ödeneğine hak kazanamayan işçilere fondan günlük 39.24 TL olmak üzere aylık bin 168 TL gibi asgari ücretin ve açlık sınırının çok altında bir tutar ödenecek. Üstelik herhangi bir sosyal güvenceye sahip olmayan, kayıt dışı çalışan yaklaşık 10 milyon emekçi bu ücreti dahi alamayacak açlığa terk edilecek" dedi.

İşten çıkarmaların 3 ay süreyle yasaklanması düzenlese de ücretsiz izin uygulaması ile bu yasağın işlevsiz hale geleceğini ve işçilerin kısa çalışma ödeneğini almaları gerekenden çok daha az ücretlere, sefalet ödeneğine mahkum edileceğine dikkat çeken KESK, grev ve lokavtın da 3 ay süreyle durdurulacağını belirtti. KESK, şöyle devam etti: "Bu durumda tarafların karşılıklı anlaşması durumunda daha önce başlayan süreçlerin devam etmesi mümkün olmayacağı gibi, grev aşamasına gelmiş olan işyerleri de greve çıkamayacak. Açıkça Anayasa'ya taraf olunan uluslararası sözleşmelere, sendikal haklara aykırı olan bu yasak, sendikal faaliyetlerin durdurulması, tüm alanlarda çalışma devam ederken ve işçiler hiçbir önlem alınmaksızın pozitif vakalar çıkmasına rağmen ölümüne çalıştırılırken hak kayıplarına, kölece çalışma şartlarına tüm itiraz ve mücadele olanaklarını da ortadan kaldırılması anlamına geliyor."

'KAMU KAYNAKLARININ SERMAYEYE AKTARILMASININ DEVAMINA ZEMİN SAĞLANIYOR'
Hazine özel mülkiyetindeki taşınmazların, satışı, kiraya verilmesi, trampası, arsa veya kat karşılığı inşaat yaptırılması, sınırlı ayni hak tesisi işlemleri ile devletin tasarrufu altındaki yerlerin kiraya verilmesi, kullanımına izin verilmemesi ile ilgili ihalelerin elektronik ortamda gerçekleşmesine yönelik düzenlemenin de yine bu tasarıda yer aldığı belirtilen açıklamada, "Hemen akıllara maskelerle yapılan Kanal İstanbul ihalesi düşüyor, kamu kaynaklarını emeğimizi ve işçilerin yaşam hakkını betona gömen anlayışın sürmesine, kamu kaynaklarının sermayeye aktarılmasının devamına zemin sağlanıyor" denildi.

Salgınla etkili mücadelede en önde yer alan sağlık çalışanlarının sağlığının korunmasına, taleplerinin karşılanmasına, çalışma koşullarının, özlük haklarının geliştirilmesine yönelik bir düzenleme olmadığının altını çizen KESK açıklamasında, "Kadına yönelik ekonomik, fiziksel, psikolojik her tür şiddetin önlenmesine, kadınların taleplerinin karşılanması için kaynak ayrılmasına dair tek bir önlem yok. Zorunlu hizmetlerde çalışan emekçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, koruyu önlemlerin alınması için önlem yok" ifadelerini kullandı.

KESK Yönetim Kurulu, yasa taslağına ilişkin açıklamada şu taleplerde bulundu:

■ Salgınla mücadelede zorunlu hizmet ve mal üretimi dışında bütün çalışma durdurulmalı, bu alanlar dışındaki tüm çalışanlara ücretli izin verilmelidir.

■ Yasada işçilerin en temel haklarını ortadan kaldıracak ücretsiz izin ve sefalet ödeneği uygulamasından vazgeçilmeli, 15 Mart tarihi esas alınarak, hiçbir koşul aranmaksızın işten çıkarılması yasaklanan tüm işçilere asgari ücretten az olmamak kaydıyla kısa çalışma ödeneği ve daha önce işten çıkarılan tüm işsizlere işsizlik sigortası ödeneği verilmeli, işçilerin talepleri karşılanmalıdır. İşsizlik sigortası fonundaki 131 milyar TL, işçiler için kullanılmalıdır.

■ Toplu iş sözleşmesi ve grev durdurma ile ilgili madde geri çekilmelidir; toplu iş sözleşmelerinde hak düşürücü sürelerin durdurulması yeterlidir.

■ 4688 sayılı yasada kamu emekçileri sendikalarının yetki tespiti, salgının gerektirdiği kısıtlamaların kaldırılmasından sonra sendikal faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli süre de göz önünde bulundurularak en erken 15 Kasım 2020 tarihi esas alınarak yapılmalıdır. Covid-19 salgınının duruma ilişkin TTB, SES başta olmak üzere emek ve meslek örgütlerinin tavsiyeleri doğrultusunda sendikaların görüşleri alınarak tarih belirlenmelidir.

■ Belediyelerin borç veya alacaklarını erteleme kararı, belediye yönetimlerinin kendi karar ve yetkilerine bırakılmalıdır.

■ Salgın koşullarında halkın sağlığının korunması ve salgınla etkili mücadele edilmesi için yerel yönetimler tarafından sunulan zorunlu kamusal hizmetlerin aksamadan ve gerekli sağlık önlemleri alınarak sunulması, artan maliyetlerin karşılanması için genel bütçe vergi gelirlerinden belediyelere ayrılan pay, en az 6 ay boyunca ilgili belediyenin nüfusuna orantılı bir şekilde yüzde 20-50 arasında arttırılmalı ve bu paylardan hiçbir kesinti yapılmamalıdır.

■ Varlık Fonu derhal lağvedilmeli, kamu kaynakları halk sağlığının, emekçilerin haklarının korunması ve geliştirilmesi, herkese gelir güvencesi sağlanması için kullanılmalıdır.

■ Tüm vergi yükünün emeğiyle geçinenlerin sırtına yıkılmasından vazgeçilmeli, servet vergilendirilmelidir.

■ Salgınla mücadelede en ön safta yer alan sağlık çalışanlarının talepleri karşılanmalıdır, personel sayısı güvenceli çalışma koşulları sağlanarak arttırılmalı, KHK ile işinden edilen, güvenlik soruşturması nedeniyle bekletilen tüm sağlık emekçileri acilen göreve başlatılmalıdır.

■ Kamu-özel fark etmeksizin çalışan tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanmalıdır; kadına yönelik şiddette yaşanan artışa karşı gerekli tedbirler alınmalı, 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi etkili bir şekilde uygulanmalı; sığınma evleri arttırılmalıdır."