21 Kasım 2024 Perşembe

Kayyum tehdidi

Erdoğan, yerel seçimler öncesi Halkların Demokratik Partisi'ni ve belediye eş başkanı olacak adayları kayyum atamakla açıktan tehdit etti.
İktidar partisinin Kızılcahamam'da vekilleri ve yöneticilerinin katılımıyla örgütlediği kampta konuşma yapan Erdoğan, yerel seçimler öncesi Halkların Demokratik Partisi'ni ve belediye eş başkanı olacak adayları kayyum atamakla açıktan tehdit etti.
 
Türkiye'nin en önemli gündemi olan ekonomik krizi ise bir kaç cümleyle, kafa karıştırarak açıkladı. "Krizi bazı çevrelerin fırsata çevirdiğini" söyleyerek mali-ekonomik krizin olduğunu, "Kriz yok, kumpas var" sözleriyle de krizin olmadığını belirtti.
 
Konuşmasının önemli bir bölümünü HDP'nin yerel seçimlerde nasıl bertaraf edileceğine ayırdı. "Açık söylüyorum; Şimdi Mart seçimleri geliyor. Bu seçimlerde de bu tür teröre bulaşmış olanlar olur ya sandıktan çıkacak olursa öyle bekleyelim, şu olsun bu olsun yok. Anında gereğini yapıp kayyum tayinleri ile yolumuza devam edeceğiz" dedi.
 
Açık ve net bir şekilde HDP'ye 'yerel seçimlere girme' çağrısı yaptı iktidar partisi. Kürt halkına da boşuna sandıklara gidip oy vermeyin, 'seçtiğiniz idareyi tanımayacağım' diye belirtti. Belediye eş başkanı adayı olacak arkadaşlara da 'sizi tutuklatacağım' mesajını verdi. CHP'ye ise İstanbul'u, Ankara'yı, Adana'yı, Mersin'i, Antalya'yı HDP'yle ittifak kurarak alma hayalleri kurmamasını; 'terör bağlantısı var' diyerek bu kentlerdeki belediyelere de kayyum ataması yapacağı tehdidini yaptı. Erdoğan'ın bu saldırgan uslubu CHP'nin HDP'yle ittifak yapmasının önünü kesme hamlesidir.
 
12 Eylül darbesi sonrası 1983 yılında yapılan ilk yerel seçimlerde de generaller cuntasına başvurmuştu adaylar. Cuntanın kabul ettiği adaylar seçime girmişti. Bugünkü yaşananların '83 yerel seçimlerinden hiç bir farkı yoktur. Erdoğan, yerel seçimlerde 'YSK'ya değil, bana başvuru yapılacaktır, listeleri ben onaylayacağım' demektedir. Bu uygulamaların yasal bir dayanağı yoktur. İktidarı elinde tutmanın verdiği imkanlarla ve güçle 7 Haziran 2013 yılından bu yana yapılan seçimleri yok saymış, sandıkları taşıyarak, seçime hile karıştırarak seçimleri kazanmıştır.
 
İktidar partisi, HDP'ye oy veren 6 milyon emekçinin, kadının, Kürt halkının iradesine ipotek koymak istemektedir. Kriz koşullarını sorunsuz geçiştirmeye çalışan Erdoğan, kurmak istediği politik islamcı faşist iktidarını güçlendirme telaşında. Sistemin kurulmasını engelleyecek, muhalefet edecek tüm kesimleri susturmaya, sindirmeye çalışıyor. AKP, toplumsal, siyasal, ulusal ve dinsel çelişkilerin toplumda büyüdüğünün farkında. Yeni bir Gezi ayaklanmasının önünü kesmek, bir toplumsal hareketin oluşmasını engellemek için işçi eylemlerini, Cumartesi Anneleri'nin eylemlerini, kent merkezlerindeki basın açıklamalarını yasaklıyor, öncü kuvvetleri tutukluyor.
 
Mart ayı, ezilenler, kadınlar, Kürt halkı açısından direniş ve mücadele ayıdır. Yeni sisteme geçiş hayalleri kuran Erdoğan açısından yerel seçimler zorlu ve çetin olacaktır. Yerel seçimleri kaybetmesi, tek adam sisteminin çöküşünün başlangıcıdır. Bunu çok iyi bilen Erdoğan, her türlü zorbalıkla, katliamla, hileyle seçimleri kazanmaya çalışacaktır. Toplumsal hareketlerin örgütlenmemesi, Kürt halkının özgürlük taleplerinin örgütlenmemesi için sermaye sınıfı ile ilişkilerini, polis teşkilatını, yargı sistemini, hapishaneleri yeniden düzenledi.
 
İktidar partisinin ve işbirlikçilerinin çabaları boşunadır. HDP'ye oy veren 6 milyon ezilen, kadın, Kürt halkı yerel seçimlerde tüm baskılara, gözaltılara, tutuklamalara, katliamlara rağmen sandığa gidecektir. Kayyum atanan belediyelerimizi yeniden kazandığımız gibi, yeni belediye yönetimlerini de kazanacağız. Newroz direnişinin ruhunun her yeri sardığı Mart ayında kışı bahara çevirmek için örgütleneceğiz ve seferber olacağız. Yerel seçimleri, geleceğimizi, kimliğimizi, özgürlüğümüzü kazanmak istiyorsak, bugünden tüm pratik ve örgütsel hazırlıklarımızı somutlamalıyız.