23 Aralık 2024 Pazartesi

Kadınlar bir kez daha haykırdı: Haklarımızdan vazgeçmiyoruz

AKP iktidarının, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek istenmesine karşı kadınlar bugün sokakları doldurdu. Bir çok ilde eylem yapan kadınlar, sözleşmenin uygulanmasını istedi, "haklarımızdan vazgeçmiyoruz" diye haykırdı.

AKP iktidarının İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek istemesine karşı bir araya gelen kadınlar bir çok ilde, "İstanbul Sözleşmesi yaşatır, vazgeçmiyoruz" şiarıyla yapılacak kampanyanın startını verdi.

İSTANBUL
Kadınlar İstanbul Sözleşmesi'nin hedef alınmasına karşı Kadıköy Beşiktaş İskelesi önünde buluştu. Binlerce kadın meydanı doldurdu.

KADINLAR, SOKAKLARDAN BEŞİKTAŞ İSKELESİNE AKTI
Açıklama öncesi, Kadıköy'ün sokaklarında bir araya gelen kadınlar alkış ve sloganlarla sokak sokak dolaştı. Yürüyüş sırasında, "Gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet inadına isyan, inadına isyan, inadına özgürlük", "Kadınlar birlikte birlikte güçlü", "Jin, Jiyan, Azadi" sloganları yükseldi. Bu sırada kafelerde oturan çok sayıda kadın da, yürüyüşe katıldı.

KATLEDİLEN KADINLARIN İSİMLERİ EN ÖNDE YERİNİ ALDI 
"6284'ü, İstanbul Sözleşmesini uygula" ve "Kadın cinayetlerini acil önle", "Tek başına olmaz kadınlar birlikte güçlü", "Peymana Stenbol dide jiyandin" yazılı pankartların açıldığı eylemde, katledilen kadınların isimlerinin bulunduğu ve sözleşmenin önemini anlatan dövizler taşındı.Katledilen kadınların ve transların isimleri tek tek sayıldı ve hep bir ağızdan "burada" denildi. Ayrıca kadınlar, "İstanbul Sözleşmesini Uygula" yazılı maskeler taktı.

KADINLARA YÖNELİK POLİS SALDIRISI PROTESTO EDİLDİ 
Eylem sırasında İzmir'de sokağa çıkan kadınlara yönelik polis saldırısı protesto edildi. Kadınlar, "Sizin göreviniz bizi korumak, saldırmak değil" dedi. Saldırıya karşı, kadınlar hep bir ağızdan "İsyan" diye haykırdı.

Şiddete uğrayan, ölümle burun buruna gelen kadınları korumak yerine göz yuman polislerin, bugün de İzmir'de sokağa çıkan kadınlara saldırdığı vurgulanan konuşmalarda, etrafta konuşlanan polislere tepki yağdı. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Serpil Kemalbay, Oya Ersoy, Züleyha Gülüm, Dilşad Cambaz Kaya, Hüda Kaya'nın katıldığı eylemde sık sık, "Trans cinayeti politiktir", "Kadın cinayetleri politiktir", "Dünyayı yerinden oynatacağız" sloganları yükseldi.

'SÖZLEŞMENİN TEMELİNDE KATLEDİLEN KADINLARIN HAYATI VAR' 
Kurulan kürsüde söz alan kadınlar, İstanbul Sözleşmesinden asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı, "Bu sözleşmenin temelinde öldürülen kadınların hayatı var" dedi. Her gün kadınlar katledilirken, erkek şiddetiyle yaşamını yitiren kadınların isimlerini ezbere bildiklerini söyleyen kadınlar, "Eğer İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı hayatta olabilirlerdi" diye haykırdı. 

'YIKILSIN BU AİLELER' 
Yalnızca sözleşmeyi savunmak için değil, sözleşmenin uygulanması için de sokaklarda olduklarını vurgulayan kadınlar, "Onların ailesi zaten yıkılıyor. Onların ailesinde eşitsizlik, kadına şiddet var" dedi, alanda bulunan kadınlar "Yıkılsın bu aileler" diye haykırdı.

'NEFRET SALDIRILARI PROTESTO EDİLDİ 
LGBTİ+'lara yönelik nefret saldırılarına tepki gösterilen konuşmalara karşılık, "Neredesin aşkım buradayım aşkım" sloganı yükseldi. Sık sık, "Trans cinayetleri politiktir", "Homofobik devlet yıkacağız elbet" sloganları atıldı. Polis sık sık eylemin bitirilmesi için baskı yapmaya çalıştı. Ancak kadınlar, diledikleri kadar konuştu, alandan taleplerini haykırdı.

Konuşmaların ardından Sezen Yılmaz basın açıklamasını okudu. "İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin karalama kampanyalarına göz yumanlar, bizzat bu kampanyalara sözcülük yapar hale gelenler, kadınların, LGBTİ+'lerin, göçmenlerin, mültecilerin, engellilerin,  yaşlıların, çocukların haklarını tarikat ve cemaat çevreleriyle pazarlık konusu haline getirenler kadın cinayetlerinin, nefret cinayetlerinin, çocuk istismarlarının, göçmen, mülteci kadınlara dönük saldırıların suç ortağıdır" diyen Yılmaz, sokakları terk etmeyeceklerini, haklarından da, hayatlarından da vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

ANKARA
Ankara'da kadınlar Sakarya Meydanı'nda da basın açıklaması gerçekleştirdi.

Mor kurdeleler takan kadınlar, "Pınar Gültekin ve tüm kadınlar için isyandayız", "Kadın cinayetleri politiktir" ve “Haklarımız, hayatlarımız için isyandayız" yazılı dövizler taşıdı. 

Açıklama yapan Tülay Devrim Kılınç, İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyeceklerini vurguladı, "Biz kadınlar bu haklarımızın gereğinin yerine getirilmesi için yan yana durmaya, hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.

DERSİM
Dersim Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi'nin hedef alınması yerine uygulanmasını ve kadınların 7/24 ulaşabileceği danışma merkezleri ile yeterli sayıda sığınak açılmasını talep etti.

Seyit Rıza Meydanı'nda yapılan basın açıklamasında katledilen kadınların fotoğrafları taşındı. Açıklama yapan HDP İl Eşbaşkanı Nurşat Yeşil, Türkiye'de her gün kadınların katledildiğini söyledi. Erkek şiddetiyle katledilen kadınların isimlerinin saymakla bitmediğini belirten Yeşil, sadece Temmuz ayında 36 kadının öldürüldüğünü hatırlattı. Katledilen kadınları hatılatan Yeşil, "Sözleşme uygulansaydı katledilenler şimdi hayattaydı. Kadına yönelik şiddet her gün arttığı halde İstanbul Sözleşmesinin etkin şekilde uygulanmasını değil kaldırılmasını gündeme getirenler bu cinayetlerin, karşı karşıya kaldığımız katledilme riskinin sorumlularıdırlar" dedi.

İZMİR
İzmir Alsancak'ta yapılmak istenen yürüyüşe polis saldırırken, Dikili'de de kadınlar açıklama yaptı. Atatürk Meydanı'nda buluşan kadınlar İstanbul Sözleşmesi tartışmalarının son bulmasını ve sözleşmenin eksiksiz uygulanmasını istedi. 

Açıklama yapan Şükran Birtem, "İstanbul Sözleşmesi kadınların ve çocukların hayatlarını korumak için verilen bir sözdür ve bu sözden dönmek, günde en az 3 kadının öldürüldüğü, bilindiği kadarıyla yılda 28 bin 360 çocuk istismarının yaşandığı bir ülkede kadınları ve çocukları ateşe atmak demektir" dedi. Kadınlar, açıklamanın ardından nöbet tuttu.

MANİSA
Manisa Kadın Platformu'nun çağrısı ile Manolya Meydanı'nda bir araya gelen kadınlar, kadın katliamlarına, şiddete karşı sokakları terk etmeyeceklerini, haklarını savunacaklarını vurguladı. 

Açıklama yapan Eğitim Sen Manisa Şubesi Kadın Sekreteri Ayşe Dubaz, "Herkesi evde, işte, sokakta yaşamlarımızı kuşatan şiddete karşı yükselen kadın isyanını sahiplenmeye, iktidarı ise İstanbul Sözleşmesini iptal etmek yerine gereklerini yerine getirmeye çağırıyoruz" dedi.

ADANA
Adana Kadın Platformu ise Heykelli Park'ta açıklama yaptı. Pelin Çiçek, kadınların gösterdiği tepkiler üzerine AKP MYK toplantısının iptal edildiğini belirterek, çekilme niyetinden vazgeçilinceye kadar sokaklarda olacaklarını söyledi.

SAMSUN
Kadınlar, Samsun Valiliği'nin yasaklama kararına rağmen Süleymaniye Geçidi'nde bir araya geldi. Samsun Kadın Buluşması'nın çağırısıyla yapılan eylemde, katledilen kadınların isimleri tek tek okundu ve "burada" denildi.

İstanbul Sözleşmesi'nin iptaline izin veremeyeceklerini haykıran kadınlar, "Sözleşmeyi değil, cinayeti engelle" dedi.

ANTALYA
Antalya Kadın Platformu üyeleri de sokaktaydı. Attalos Meydanı'nda yapılan eylemde, "Yaşasın kadın dayanışması", "Kadınlar artık susmayacaklar", "Kadın cinayetleri politiktir" sloganları atıldı.

Kadınlar Edremit ve Hatay'da da sokaklara çıktı.

DİYARBAKIR
Yenişehir ilçesi Ofis Kavşağı'nda toplanan kadınlar, "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, Haklarımızdan ve Yaşamlarımızdan Vazgeçmiyoruz" pankartı açarak, "6284 Sayılı Yasayı Uygula", "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır" dövizleri taşıdı.

MERSİN
Mersin Kadın Platformu, Barış Meydanı'na yürüyüşe geçti. Polis bir süre sonra kadınların önüne keserek, yürüyüşü engelledi. Bunun üzerine Kushimoto Sokağı girişinde açıklama yapıldı. 

Açıklama yapan Zübeyde Akpınar, "Mücadelemizin geri dönüşü yok. Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi uygulansın" dedi.

HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan da, HDP olarak Meclis'te İstanbul Sözleşmesi'ni güçlü bir biçimde dile getirip, etkin biçimde uygulanması için mücadele edeceklerini söyledi.

İllerde yapılan eylemlerde okunan açıklama metne şöyle: 

"HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANSIN…

Bu ülkede her gün kadınlar katlediliyor! Sadece temmuz ayında 3 anne-kız toplam 36 kadın öldürüldü. 11'i evli olduğu erkek tarafından katledildi.

Erkek şiddetiyle aramızdan ayrılan kadınların isimlerini ezbere sayıyoruz.

Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet önlenemez, Şule Çet, Nadira Kadirova, Ceren Damar cinayetlerinde olduğu gibi daha adil bir yargılama bile sağlanmazken, kadınların hukuk önünde en önemli dayanağı olan İstanbul sözleşmesine göz dikiliyor.

Eğer 'Kadına Yönelik Şiddet ve Ev içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi' yani İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, hayatta olabilirlerdi, kaybettiklerimiz için daha adil bir yargılama yapılabilirdi! Haklarımız için İstanbul Sözleşmesi uygulansın diyoruz. Çünkü, kadına yönelik şiddet her gün arttığı halde İstanbul Sözleşmesinin etkin şekilde uygulanmasını değil kaldırılmasını gündeme getirenler bu cinayetlerin, karşı karşıya kaldığımız katledilme riskinin sorumlularıdırlar.

Sözleşmenin mecliste imzalandığı gün şiddeti önleme, şiddete maruz kalanları koruma, failleri gerektiği şekilde cezalandırma sözünü yerine getirmekten vazgeçeceğini ilan edenler, bu cinayetlerin suç ortağıdır, her gün uğradığımız şiddetin failidir…

İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin karalama kampanyalarına göz yumanlar, bizzat bu kampanyalara sözcülük yapar hale gelenler, kadınların, LGBTİ+'lerin, göçmenlerin, mültecilerin, engellilerin,  yaşlıların, çocukların haklarını tarikat ve cemaat çevreleriyle pazarlık konusu haline getirenler kadın cinayetlerinin, nefret cinayetlerinin, çocuk istismarlarının, göçmen, mülteci kadınlara dönük saldırıların suç ortağıdır...

Biz kadınlar yaşamak istiyoruz! Tekrar ediyoruz; İstanbul Sözleşmesi, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, bir insanın cinsiyeti üzerinden şiddete maruz bırakılmasının önlenmesi, şiddete uğrayanların korunması ve şiddet faillerinin gerektiği şekilde cezalandırılması için somut hukuki ve toplumsal adımları tanımlayan, devlete açık ve net yükümlülükler getiren uluslararası bir metindir.

İnsan hakları belgeleri ister Avrupa ya da Asya'da bir şehirde; isterse iki kıtayı buluşturan İstanbul'da imzaya açılmış olsun, Doğu'nun ya da Batı'nın icadı değil, evrensel uzlaşma metinleridir. Gündelik siyasete, konjonktüre göre kabul edilen ya da terkedilen alelade kelime yığınları değil, adı üzerinde insanların haklarıyla, canları ile ilgilidir.

İstanbul Sözleşmesi kadınların ve çocukların hayatlarını korumak için verilen bir sözdür ve bu "sözden dönmek", her yıl yüzlerce kadının öldürüldüğü, şikayet edilen 28.360 çocuk istismarı vakasının olduğu bir ülkede kadınları ve çocukları ateşe atmaktır.

Sözleşmeden çekilmek, sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye'nin de taraf olduğu tüm diğer temel insan hakları sözleşmelerini de tartışmalı hale getirmek, kadınların mücadeleyle kazandığı tüm hakları tartışmaya açmak demektir.

Sözleşmeden çekilmek, "Kadınlarla erkekler fıtratları gereği eşit değildir" sözüyle her fırsatta saldırıya uğrayan eşitlik haklarımızın, yasal güvencelerimizin tümüyle terk edileceğinin dünyaya ilan edilmesidir. İstanbul Sözleşmesi ve Sözleşmeye paralel iç hukuk düzenlemesi olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Kanunu'na karşı belli çevreler, çarpıtılmış iddialar ileri sürmektedir. Bu iddialar Sözleşme'nin ve 6284 sayılı yasanın "aile yapısını bozduğu, nafaka yükümlülüğü getirdiği, ailenin dağılmasını ve boşanmaları artırdığı, özelde Sözleşme'nin eşcinselliği teşvik ettiği" gibi  kamuoyunu yanıltmak amacıyla ortaya atılan asılsız, mantık dışı söylemlerdir.

Sözleşme 4. madde; ev içinde şiddete uğrayan herkesi; kadın, çocuk, yaşlı, erkek, engelli gibi pek çok grubu cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, medeni hal, göçmenlik statüsü gibi, herhangi bir nedenle ayrımcılık yapmaksızın korumayı temin eder. Aynı ayrımcılık yasağı Anayasa'da da mevcuttur. Sözleşme cinsel kimliklere ilişkin devletlere şiddetten ve ayrımcılıktan koruma yükümlülüğü getirmektedir.

Sözleşmenin felsefesini ve öngördüğü bütünsel politikayı oluşturan ana tema, hayatın tüm alanlarında kadın erkek eşitliğini sağlamaktır.

İstanbul Sözleşmesi'nin iptalini bir partinin yönetim kurulunda karar altına almak isteyenlere haklarımız ve hayatımız için bir araya gelerek, mahalle mahalle, park park, meydan meydan, iş yeri işyeri, üniversite üniversite buluşarak, forumlar yaparak, sesimizi duyurabileceğimiz, sesimizi birleştirebileceğimiz her yöntemi kullanarak yanıt verdik. Bu kararın tartışılacağı toplantının ertelenmesini kadınların bu mücadelesi, birlikteliği ve kararlılığı sağladı.

MÜCADELEMİZDE GERİ DÖNÜŞ YOK
Sadece sözleşmenin iptali gündeminin ortadan kalkmasını değil, sözleşmenin devleti yapmakla yükümlü kıldığı tüm koruma, önleme, tazminat, çevirmen desteği, eşitlik politikaları geliştirme ve uygulama sorumluluklarının da hemen yerine getirilmesini istiyoruz!

-İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara derhal son verilsin, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Şiddetin Önlenmesi Yasası'nın uygulanmasındaki eksiklikler giderilsin, kadına yönelik şiddete karşı acil önlem planı yapılsın!
-Kadınların 7/24 ulaşabileceği, farklı dillerde , ücretsiz, sadece kadın yönelik şiddet alanında çalışan ayrı bir Alo Şiddet Hattı kurulsun.
-Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle ilgili bağımsız bir veri toplama yöntemi geliştirilsin ve kamuoyuna düzenli olarak bu veriler açıklansın. 
-Devletin tüm kademelerinde eşitliği sağlayacak, ayrımcılığa son verecek düzenlemeler yapılsın. Eşit yurttaşlığın tüm gereklerini sağlamak için acilen somut adımlar atılsın. 
-Cinsel şiddetle mücadele koordinasyon ve kriz merkezleri kurulsun.
-Dijital şiddet ve ısrarlı takip yasalarda tanımlansın ve cezası belirlensin.
-Toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitimin her kademesinde zorunlu ders olarak müfredata eklensin.
-İstanbul Sözleşmesi'nin de hükme bağladığı üzere, ülkemizde mülteci ve sığınmacı olarak yaşayan bütün kadın ve çocukların şiddete karşı korunmasında eşit haklara sahip olması için açık ve net düzenlemeler yapılsın.
-Her mahallede kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve  24 saat hizmet verebilecek kreşler açılsın.
-Kadınların rahatça 7/24 ulaşabileceği kadın danışma merkezleri ve yeterli sayıda sığınak açılsın. 
-Nafaka tartışmalarına, boşanma süreçlerinde arabuluculuk uygulamalarına, boşanma süreçlerinin zorlaştırılmasına kısacası kadınların kazanılmış haklarına yönelik tüm tartışmalara bir son verilsin. Boşanma süreçlerinde kadınlara istihdam, barınma, sağlık ve eğitim olanakları sağlansın. Kadınları şiddete karşı güçlendirecek politikalar hayata geçirilsin.

Kadın katilleri, tecavüz failleri korur, cinayetlerin üzeri  örtülür, iyi hal indirimleriyle cezalar ertelenirken, şiddete ve kadın cinayetlerine ses çıkaran kadınlar engelleniyor, İzmir'de Pınar Gültekin cinayetine karşı şiddeti önle demek için sokağa çıkan kadınlara bizzat polis tarafından şiddet uygulanıyor, haklarına sahip çıkan kadınların yürüyüşü engellenmek isteniyor. 

KADINLARIN MÜCADELESİ ENGELLENEMEZ!
Biz kadınlar bu haklarımızın gereğinin yerine getirilmesi için yan yana durmaya, hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz!"