28 Mart 2024 Perşembe

'Kadın ve Kürt düşmanı politikalar katliamlarla sürüyor'

Kürt illerinde son günlerde yaşanan kadın katliamlarına ilişkin Diyarbakır'da eylem yapan kadınlar, devletten güç alan "üniformalı erkekler"in kadınlara yönelen şiddetine dikkat çekti. Öfkeli olduklarını söyleyen kadınlar, mücadelelerini büyüteceklerini söyledi.

Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, Şırnak, Elazığ, Van ve Diyarbakır'da katledilen kadınlar için Dağkapı Meydanı'nda eylem yaptı.

Kadınlar adına yapan Rosa Kadın Derneği Yönetim Kurulu üyesi avukat Berfin Polat, Sakine Kültür'ün Şırnak'ın Silopi ilçesinde Özel Harekat Ocakları Başkanı İbrahim Barkın tarafından 15 Mayıs'ta katledilmeden önce yaşadıklarını hatırlattı. Sakine Kültür'ün 4 yıl boyunca sistematik şiddete maruz kaldığını söyleyen Polat, Elazığ'da 6 aydır kayıp olan Remziye Apaydın'ın da cesedinin toprağın 1,5 metre altında bulunduğunu hatırlattı. Polat, "Yetkililerce yapılan inceleme sonucunda benzer süreçler yaşayarak, birçok şiddet türüne maruz kaldıktan sonra katledildiği anlaşılmıştır" dedi.

Van'ın İpekyolu ilçesinde yaşayan Suna Pek'in de özel güvenlik görevlisi Yunus Pek'in yıllarca sistematik şiddetine maruz kaldığını ve katledildiğini anlatan Polat, dün Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesinde E.T. isimli erkeğin, boşanma aşamasında olduğu ve ayrı yaşadığı Şule A.T'yi katlettiği bilgisini verdi. Kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerinin artarak devam ettiğini söyleyen Polat, "Her gün işkence edilen, dövülen, öldürülen, tecavüz edilen, intihara ve fuhuşa zorlanan, kaybedilen kadınların haberlerini alıyoruz. Ve yine her gün idari ve yargısal süreçlerde ayrımcılığın, adaletsizliğin ve yeni şiddet biçimlerinin tekrar tekrar ortaya çıktığını okuyor, tanık oluyoruz. Soruşturmaların etkin yürütülmediğini, yasaların uygulanmadığını ve cezasızlık politikasının, bu sistemin en kuvvetli 'kadın kırımı' mekanizması olarak erkek-devlet anlayışını palazlandırdığını biz kadınlar görüyoruz" diye konuştu.

'KADINLAR ÜNİFORMALI ERKEKLER TARAFINDAN KATLEDİLDİ'
Kadın kırımının farklı boyuta vardığını ifade eden Polat, "Kadın ve Kürt düşmanı politikalar, toplumları kutuplaştırmakla kalmayıp, kentlerimizdeki resmi, gayri resmi, paramiliter yapılar içerisindeki üniformalı, silahlı erkekler tarafından, devletten aldıkları cesaretle, düşmanca ve pervasızca, Kürt kadınlara karşı her türlü şiddeti uygulamaktadır. Yaşanan bu olayların münferit olmadığını ve tek bir failin tutuklanması ile son bulmayacağını, çeteci bir örgütlenme ile sistematik olarak üretildiğini biliyoruz. Bu kirli anlayışın bir devlet politikası olarak üretildiğini, faillerin göstere göstere idari ve yargısal tüm mekanizmalar tarafından korunduklarını, desteklendiklerini, sırtlarının sıvazlandığını biliyoruz. Çıkarılan aflar, yapılan infaz yasası düzenlemeleriyle binlerce şiddet faili erkek serbest bırakılarak, kadına karşı şiddeti önleme konusunda göz boyamaya dönük yasal değişikliklerle toplum maniple ediliyor" dedi.

'MÜCADELEMİZİ BÜYÜTECEĞİZ'
Polat, İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçilmesini isteyenlerin, vatan-bayrak güzellemesi ile militarizmi ve Kürt-kadın düşmanlığını tırmandıranların, hiçbir yasal düzenlemeye ve denetime tabi olmayan paramiliter yapılanmaların oluşmasına ön ayak olanların yaşanan kadın katliamlarının suç ortağı olduğunu vurguladı.

Kürt halkına ve kadınlara yönelik katliam siyasetinin uygulayıcılarından olan Musa Çitil ve Musa Orhan'ı hatırlatan Polat, isimlerin değiştiğini fakat anlayışın devam ettiğini söyledi. Polat, "Kamu görevlisi olduğu için korunan şiddet faillerini yakından tanıyoruz. Her birine karşı hep beraber karakollarda, adliyelerde, meydanlarda ve sokaklarda gerçeği açığa çıkarma mücadelesi yürüttük. Militarist ve eril anlayışın özel savaş politikaları ile kentlerimizde kadınları hedef almasını kabul etmiyoruz! Tüm bu politikalarla kadınların biat ettirilmeye çalışılmasının karşısında öfkeliyiz ve mücadelemizi kararlılıkla büyüteceğiz" diye vurguladı.
 
Açıklama, "Bijî berxwedana jinan", "Jin jiyan azadî" sloganları ve alkışlarla son buldu.