24 Kasım 2024 Pazar

İÜ öğrencileri: Üniversitemizi böldürtmeyeceğiz

"Her yer direniş her yer Beyazıt" diyen öğrenciler, İstanbul Üniversitesi'nin bölünmesine karşı eylemlerini sürdürüyor. Öğrenciler "Üniversitemizi böldürtmeyeceğiz" dedi.
İstanbul Üniversitesi öğrencileri, üniversitelerinin bölünmesini ön gören yasa tasarısının geri çekilmesi için eylemlerine devam ediyor. Bayazıt'taki eylemlere Marmara, Galatasaray, Yıldız Teknik, Boğaziçi, Mimar Sinan Üniversitesi öğrencilerinin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, oyuncu Metin Coşkun ve KHK'larla ihraç akademisyenler destek verdi.
 
"Üniversiteler bizimdir bizim kalacak", "Her yer direniş her yer Beyazıt", "Direne direne kazanacağız" sloganlarının atıldığı eylemde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi adına konuşan Deniz Büyüker konuştu. Yasa tasarısının ilk 6 maddesinin geçtiğini hatırlatarak Büyüker, "Üniversitesilerin bölünmesine ilişkin maddeyi 8 Mayıs'a ertelediler. Bunlar taktiksel yaklaşımlardır" dedi. Hükümetin ezberini Beyazıt'ta Gazi'de bozduklarını ifade eden Büyüker, "Gençliğimizi Silivri, Hastal yolunda geçirmektense Beyazıt'ta nöbetle geçiririz. Bizim niyetimiz açık ve net: Üniversitemizi böldürmeyeceğiz. Eğer tasarı geçerse arkadaşlarımızla burayı tıpış tıpış terk etmeyecağiz" diye konuştu.
 
Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi (HAYEF) adına konuşan Mükkerrem Aydemir ise üniversite adına karar alınacaksa bu kararı ancak üniversite bileşenlerinin alabileceğini belirterek, "Talebimiz üniversitenin bölünmemesi" dedi.
 
KERESTECİOĞLU: BÖLÜNEREK DEĞİL BİRARAYA GELEREK ÇOĞALABİLİRİZ
 
Öğrencilere destek veren HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, "Üniversiteler bakteri değil bölünerek çoğalmaz, ama bizler biraraya gelerek çoğalabiliriz" dedi. Kerestecioğlu, "Şimdi değişim zamanı" olduğunu söyledi.
 
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi adına ise Ayhan Öztürk konuştu. Öztürk, "İstanbul Üniversitesi bir markadan ziyade bilim yeridir. Sorun üniversitenin büyüklüğü değil, sorun üniversitenin tek elden yönetmek isteyen anlayıştır" diye kaydetti.
 
İstanbul Teknik Üniversitesi'nden destek için gelen ve Elektrik Bölümü öğrencisi Cem Bülbül, "Yönetim sorunu varsa bu öğrencilerden değil atanmış rektörden kaynaklıdır" dedi. Bülbül "Mücadelede kararlı olduğumuz zaman kimse bizden bir şey alamaz" diye konuştu.
 
Boğaziçi Üniversitesi'nden Özden Öz de "Seçilen rektörler yerine kayyum atanıyor, akademisyenler keyfi bir şekilde ihraç ediliyor. Bilimsel üretimin teminatı olan üniversiteye ait değerler sistematik olarak yok edilmeye çalışılıyor. Öğrencilere yaşam alanı bırakılmıyor, kültürel ve sanatsal faaliyetler yasaklanıyor. Arkadaşlarımızın da içinde bulunduğu 70 bin öğrenci tutuklu. Üniversite öğrencileri olarak mücadeleyle kazanılmış haklarımızın, yaşam alanlarımızın gasp edilmesine göz yummayacağız. Üniversitelerin bölünerek ranta açılmasına, bilimden, sanattan, siyasetten uzklaştırlmasına ve özgür düşüncenin enlellenmesine izin vermeyeceğiz" diye belirtti.
 
İstanbul Üniversitesi'nden KHK ile ihraç edilen Levent Dölek ise İstanbul Üniversitesi'nin mücadele tarihinden bahsederek, "29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda işimden atıldım. Bizler bu üniversiteye maaş bordrosuyla bağlanmadık. Bizlerin İstanbul Üniversitesi'ne olan bağlılığını elimizden alamazsınız. Biz üniversiteyi yönettiğini söyleyenler gibi el pençe divan durup geri planda durmadık. Bu üniversite bedel ödeyenlerle yaşadı, yaşayacaktır" dedi. Dölek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu Hürriyet Meydanı'na bağlılığımız diploma ile bağlılık değildir. Bu meydanlarda çelikten bir bağlılık var. Üniversitemizin içinde Hürriyet şehidimizin heykeli var. Elbette diplomamızı, fakültemizi de savunacağız. Bunu bütün olarak yapacağız."