21 Mayıs 2024 Salı

'İslam toplumda bireysel ve çoğulcu zenginliği reddeder'

2. İslam ve Sol Çalıştayı, "Tarihsel Tecrübeler" başlığıyla başladı. Çalıştayda, Kuran'ın egemenleri kendi çağında deşifre ettiğini mesajı verilirken, İhsan Eliaçık, "İslamiyet'in yeryüzüne çıkışı bugünkü tabirle sosyalist bir çıkıştır" dedi. Yazar Namık Kaya, "Kuran, red üzerine başlar. Statükoyu reddeder. Yeryüzünün neresinde barış ve güven varsa, barışın adı İslam, güvenin adı mümindir. Kuran'ın derdi budur" şeklinde konuştu.

İki gün sürecek 2. İslam ve Sol Çalıştayı, Balat'ta bulunan İnşa Kültürevi'nde başladı.

Açılış konuşmasını yapan ilahiyatçı yazar Recep İhsan Eliaçık, 2. İslam ve Sol Çalıştayı'na Elazığ'dan gelen deprem haberiyle başladıklarını belirtti ve hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

"2. İslam ve Sol Çalıştayı'na Türkiye alışacak" diyen Eliaçık, "İslam" ve "Sol" kelimelerinin lanetli görünmesine karşın ısrarla yan yana getireceklerini, üstüne vurgu yaparak gelecekte çalıştaylar düzenleyeceklerini ifade etti.

'İSLAMİYET'İN YERYÜZÜNE ÇIKIŞI SOSYALİST BİR ÇIKIŞTIR'
Devrimlerin çeşit çeşit olduğunu söyleyen Eliaçık, "Biz zihniyet devrimi yapıyoruz" dedi ve İslam ile Sol arasındaki düşmanlıktan egemen siyasetin yarar güttüğüne dikkat çekti.

Eliaçık, konuşmasına şöyle devam etti: "Biz zalimle mazlumun, sermayeyle emeğin, ezenle ezilenin uzlaşamayacağına inanıyorum ama Sünni'yle Alevi, Türk'le Kürt, dindarla ateist, solcuyla sağcı bir araya gelemez diye bir şey yok. Bunu kabul etmiyoruz. 26'dan fazla kitap yazdım bundan yarısından fazlası İslam ve sosyalizmin birbirine düşman olamayacağı hakkında. 7. yy. Medine ve Mekke ortamında İslamiyet'in yeryüzüne çıkışı bugünkü tabirle sosyalist bir çıkıştır."

FERHAT TUNÇ: YÜREĞİM SİZLERLE
Eliaçık'ın konuşmasının ardından sanatçı Ferhat Tunç'un videolu mesajı izletildi. Mesajda Tunç, "10 aydır sürgündeyim. Uzakta da olsam yüreğim demokratik gelecek için mücadele eden sizlerledir. İhsan hocamız ile değerli arkadaşlarının düzenlediği çalıştay önemlidir" dedi. 

'HZ. MUHAMMED TARİHSEL DÜZENİ DEĞİŞTİRDİ'
Açılış konuşmasının ardından çalıştay, moderatörlüğünü Emre Ergül'ün yaptığı, yazar Faik Bulut, Dr. Ertuğrul Cesur, HDP Milletvekili Kemal Bülbül ve yazar Namık Kaya'nın konuşmacı olarak katıldığı "Tarihsel Tecrübeler" konulu oturumla devam etti.

Oturumda ilk sözü alan Yazar Faik Bulut, Hz. Muhammed'in tarihsel olarak bir düzeni değiştirmiş olduğuna işaret etti ve "Peygamber devrimcidir, tarih böyle görevler yükler, siz bunun farkında olmasanız bile" şeklinde konuştu.

Cahiliye döneminde İslam'ın rolünün devrim yapmak olduğunu söyleyen Bulut, "İslam o günün şartları altında evrensel bir şeyden bahsetti. Kast sistemine karşı kurtuluşu sundu" dedi.

Sağ görüşlü kişilerin "din afyondur" cümlesini istismar ettiğine dikkat çeken Bulut, şöyle konuştu: "Marx şöyle der: Din baskı altındaki insanın iç geçirmesidir. Taş yürekli bir dünyanın duygusudur ve ruhsuz koşulların ruhudur, ezilenlerin çığlıdır. Bu anlamda din teskin edici bir afyon değil, ilaçtır. Ne yazık ki sadece 'afyon' kısmını almışlar ve bu sav ortaya çıkmış.

"Din kurtuluşu ahirete, sosyalizm ise toplumun dönüşümüne havale eder" diyen Bulut, Lenin'in "Halkın bilgisizliğinden burjuva radikalleri yararlanır" sözünü hatırlattı ve dinin ezilenlerin çaresizliğini yansıttığını ifade etti.

'ENTELEKTÜEL HAYAT MANİPLE EDİLİYOR'
Dr. Ertuğrul Cesur, entelektüel hayatın maniple edildiğinin altını çizerek, "Afganistan'da 90'lı yıllarda savaşan insanlara Rambo filmleri yapan Amerika mücahit dedi, gün geldi teröristsiniz dedi. Dikkat edin, kullandığımız kimliklerle, kavramlarla konuşurken aslında büyük resmin içerisindeyiz. O bağlamı kaçırırsak kendimizi ifade edemeyiz, maniple ediliriz" diye belirtti.

Aydın denen kesimin kelimeleri doğru kullanan kişi olduğunu kaydeden Cesur, "Tarih kelime oyunundan ibarettir. Kelimelerin ne kadar çarpıtıldığını tarihten görüyoruz. Bizim toplumdan yapabileceğimiz en iyi şey kavramların içeriğini en iyi şekilde temellendirmek" dedi.

'TÜRKİYE VE ORTADOĞU DEVLETLERİ İSLAM'A KARŞI SUÇ İŞLEDİ'
HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Türkiye'nin ve diğer Ortadoğu devletlerinin İslam'a karşı suç işlediğini belirtti ve "Devlet denen kurum diyanet diye bir şey çıkarmış, İslamiyet'i bir kutuya koymuş, bazen açıp fetva veriyor. Bugün camilerde okutulan İslam değildir, devletin piyasa dinidir. Adına utanmadan imam denilen görevlilerde zulmün yürütücüleridir" dedi.

Devletin "Şeyhülislam"ı kurumsallaştırmaya çalıştığına dikkat çeken Bülbül, konuşmasında şunları belirtti: "Şeyhülislam alimlere denir. İşlenen suçun üzerine gidilmediği zaman hakikat örtülecektir. İslam tarihi konuşurken, kadın haklarıyla yüzleşmek gibi bir hakikat söz konusudur. Yüzleşilmesi gereken hakikat tarihi var; mazlumların ve ezenlerin çarpışan tarihi var. İnsanlık tarihi zulmak ile adaletin savaşıdır."

'KURAN,  KENDİ ÇAĞINDA EGEMEN SINIFI DEŞİFRE EDİYOR'
Yazar Namık Kaya, Kuran'daki cinsiyet, kavramiyet ile mülkiyet mücadelesini görülmesi gerektiğini ifade etti ve "Bunlar 1400 yıl önce ortaya koyan kaynak Kuran'dır" diye konuştu.

"Kuran skolastik bilgi yığını değildir" diyen Kaya, şöyle konuştu: "Kuran çaresizliğe alışmış toplumlara ilerleyebilirsiniz mesajı veren devrim hareketidir. Kuran kendi çağında egemen sınıfı deşifre ediyor. Her şeye hükmedenleri ele alıyor ve murabi kelimesiyle tepe oluşturanlardan bahsediyor. Kuran, toplumda bireysel ve çoğulcu zenginliği reddediyor."

Devrimci taleplere kucak açmanın Müslümanlığın karakterinde olduğunu söyleyen Kaya, "Zulüm düzenine 1400 yıl önce ortaya çıkmış vicdan patlamasıdır Kuran. Kuran, ret üzerine başlar. Statükoyu reddeder. Yeryüzünün neresinde barış güven varsa, barışın adı İslam güvenin adı mümindir. Kuran'ın derdi budur" dedi.

Çalıştayın ilk günü, "Çağdaş Tecrübeler" ve "Kişisel Tecrübeler" oturumlarıyla devam edecek.