25 Aralık 2024 Çarşamba

İşkence ile gözaltına alınan kadınlar polisi darp etmiş!

İzmir'de Kadınlar Birlikte Güçlü'nün çağrısıyla, Pınar Gültekin'in katledilmesine karşı yapılan eyleme katıldıkları için işkence ile gözaltına alınan 12 kadın hakkında dava açıldı. Polisin, yerlerde sürükleyip işkence ile gözaltına aldığı kadınların kendilerini darp ettiğini savunarak şikayetçi oldukları ortaya çıktı. Kadınların polisler hakkında yaptığı şikayete ilişkin ise bir gelişme yok.

Pınar Gültekin'in katledilmesinin ardından bir çok ilde olduğu gibi İzmir'de de kadınlar, Kadınlar Birlikte Güçlü'nün çağrısıyla bir araya gelmişti. Alsancak'ta yapılmak istenen eyleme saldıran polis, kadınları darp etmiş, 12 kişiyi işkence ile gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan kadınlar hakkında 2911 sayılı "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" ve "Görevi yaptırmamak için direnme" iddialarıyla dava açıldı.

İddianamede, polislerin, yerlerde sürükleyerek, işkence ederek gözaltına aldıkları kadınların kendilerini darp ettiğini savundu ve şikayetçi oldukları öğrenildi. 

İDDİANAME: KANUNA AYKIRI EYLEM
Duvar'da yer alan habere göre iddianamede olay günü Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelen kadınların kanuna aykırı eylem yaptığı savunularak, "Müşteki olan polis memurlarının uyarılarına rağmen dağılmadıkları ve görevli memurlara mukavemette bulunulması üzerine de İzmir İl Emniyet Müdürlüğü tarafından soruşturmaya başlanıldığı" ifadeleri kullanıldı.

Ayrıca saldırı sırasında kadınların polisleri "tırmaladıkları", "darp edildikleri" de iddia edildi. "Müşteki" durumunda olan polislerin darp raporu aldıkları belirtildi. Polisler, bu raporlarla kadınlar hakkında şikayetçi oldu.

POLİS 'ZOR KULLANMA YETKİSİNİ' KULLANMIŞ!
İddianamede, kadınların Twitter üzerinden, "kanuna aykırı eylem yapmak" iddiasıyla organize oldukları savunularak, "Polis memurlarının aldığı güvenlik tedbirlerine direndikleri, görevli memurlara mukavemet gösterdikleri, bunun üzerine müşteki olan polis memurlarının zor kullanma yetkisini kullanarak şüphelileri etkisiz hale getirdikleri, gerek adli raporlar, gerekse kamera kayıtlarından anlaşıldığı üzere şüphelilerin iştirak halinde görevli memurlara karşı direndikleri ve yasaya aykırı yürüyüş gerçekleştirdikleri anlaşılmakla" iddiası yer aldı.

Kadınların emniyetteki ifadelerine de yer verilen iddianamede, susma haklarını kullanan kadınların gözaltına alındıkları sırada darp ve hakarete uğradıklarını, polislerden şikayetçi oldukları da belirtildi.

Davanın ilk duruşması 20 Ocak tarihinde görülecek.

AVUKAT ATAŞ: KOLLUK HAKKINDA BİR İŞLEM YOK
Davanın avukatların İmdat Ataş, ifade özgürlüğünün antidemokratik bir biçimde engellendiğini ifade belirtti. Ataş, "Genel olarak Türkiye'deki protesto hakkı son dönemde özellikle OHAL sürecinden sonra daha da kısıtlandı. Türkiye'de bu alan çok sıkıntılı bir alan. Dolayısıyla kolluk kendi yetkisiyle, yasal ve anayasal şartları taşımadığı halde ifade özgürlüğü içeren bütün gösterilere haksız ve orantısız şekilde müdahale ediyor. Gösteriler sırasında kendi şiddetini örtmek için dolayısıyla dava açılan kişilere yönelik, kendilerine mukavemette bulunduğu ve zarar verdiği gerekçesiyle bu davaları yönlendiriyor. O anlamda kolluk bakımından yargının da koruyucu bir özelliği var. Genelde kolluk şiddeti görünmez. Bu bakımdan gayet antidemokratik buluyorum" dedi.

Ayrıca gözaltına alındıkları gün kadınların ifade işleminde de bulunduğunu belirten Ataş, "Güvenlik şubede bir kısım ifadelere ben katıldım. Kadın arkadaşların bir kısmında şiddet bulguları ciddi biçimde görülüyordu. Onunla ilgili tutanaklar da tutuldu. Şikayette de bulunuldu. Kollukla ilgili bir işlem şu an yok. Muhtemelen uzun sürecek bir soruşturma aşaması gibi gözüküyor" şeklinde konuştu.