22 Aralık 2024 Pazar

İSİG: İş cinayetlerinde savaşlardakinden daha çok kişi ölüyor

Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), 28 Nisan Dünya Çalışma Güvenliği ve Sağlığı Günü'nünde Madenci Anıtı önünde basın açıklaması yaptı.
Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), 28 Nisan Dünya Çalışma Güvenliği ve Sağlığı Günü'nünde Ankara Olgunlar Sokak'taki Madenci Anıtı önünde basın açıklaması yaptı.
 
"Çalışırken ölmek istemiyoruz" pankartının açıldığı eylemde Ankara İSİG üyesi Meliha Kaplan, "Savaşlarda yitirdiğimizden daha çok insan, iş cinayetlerinde her gün ölüyor. İSİG Meclisi olarak yaşanan iş cinayetlerinin bir tesadüf olmadığını, aksine işçi sömürüsünün giderek arttığı; ucuz emeğin yaygınlaştığı, kuralsız ve güvencesiz çalışmanın dayatıldığı, sendikasızlaştırma politikalarının giderek arttığı bir emek rejiminde, işçilerin sağlığı ve güvenliğinin hiçe sayılmasının da, iş cinayetlerinin giderek artmasının da kaçınılmaz olduğunu bir kez daha söylüyoruz" diye konuştu.
 
İş cinayetlerinin önlenmesi için mücadele etmek gerektiğini belirten Kaplan, "İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmalı. Taşeronlaştırma, özelleştirme ve piyasalaştırma politikalarına son verilmeli. İş cinayetlerini önlemenin ilk koşulu olan sendikalaşma önündeki baskı kaldırılmalı. Meslek hastalıkları açığa çıkarılmalı. İşyerlerinin emek örgütlerinin ağırlığı olacak şekilde bağımsız denetimi sağlanmalı. İşçilere insanca yaşanabilecekleri bir ücret verilmeli, işten atmalar son bulmalı ve işsizlik önlenmeli. İşçilerin sağlıklı ve güvenli ulaşım, barınma ve beslenme hakları sağlanmalı. Çocuk işçiliği yasaklanmalı. İş cinayetlerini azaltmak için değil, hiçbir işçinin çalışırken ölmeyeceği bir çalışma rejimi olmalı. 'Ölenleri hatırlayalım, yaşamak için mücadele edelim' diyerek tüm emekçileri ve emek örgütlerini işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz" diye belirtti.
 
'GEÇİM SIKINTISI YÜZÜNDEN ÖLÜYORUZ'
 
Kaplan "Uzun saatler ve aşırı çalıştığımız için, iş güvenliği tedbirlerinden yoksun çalıştığımız için, meslek hastalığına yakalandığımız için, angarya yüzünden, geçim sıkıntısı yüzünden, yeterli beslenemediğimiz, sağlıksız yerlerde barındığımız için ölüyoruz" dedi.
 
Soma'da 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamla ilgili davanın tutuklu sanığı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'ın tahliye edilmesini hatırlatan Kaplan, "Cumhuriyet tarihinin en büyük işçi katliamı olan Soma katliamının baş sorumlularından, Soma Holding'in sahiplerinden Can Gürkan serbest bırakıldı. Can Gürkan'ın, katledilen her bir madenci için 6 gün cezaevinde kalarak serbest bırakılması, işverenlere yönelik bu cezasızlık sisteminin en güncel örneğidir. Bir işçiyi katletmenin cezasının 6 gün cezaevinde kalmak olması, çalışma koşullarında ve iş cinayetlerinde ortaya çıkan sınıfsal eşitsizliğin, hukuki süreçte de ortaya çıktığının en çarpıcı örneğidir. Bu cezasızlık, yeni iş cinayetlerinin de önünü açmak ve normalleştirmek değilse nedir?" diye sordu.