25 Kasım 2024 Pazartesi

Instagram'a erişim engeli sürüyor ama Türkiye hak ve özgürlükler alanında çağ atlamış

"Katalog suçlara uymadığı" gerekçesiyle BTK'nın 2 Ağustos'ta Instagram'a getirdiği erişim engeli sürüyor. Instagram, "PKK, YPG ve FETÖ'yü sansürleyin" talebini reddetti, yalnızca PKK propagandası olarak değerledirilecek içeriklerin kaldırılacağını belirtti. Erdoğan, özgürlükler konusunda çağ atladıklarını ve dijital faşizmle karşı karşıya olduklarını öne sürerken, Altun da "Yerli-millî sosyal medya platformlarının inşası" emellerini açıkladı. 

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK), "katalog suçlara uymadığı" gerekçesiyle 2 Ağustos 2024'te Instagram'a getirdiği erişim engeli sürüyor. Katalog suçlar arasında çocuğa karşı cinsel istismar, intihara sevk etme, Atatürk'e hakaret gibi maddeler var.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, Instagram yetkilileriyle masaya oturdu. Sonrasında açıklama yapan Uraloğlu görüşmelerin istenilen düzeyde ilerlemediğini söyledi.  

PKK PROPAGANDASI OLARAK DEĞERLENDİRİLEN GÖNDERİLER SUÇ SAYILACAK
Toplantıda Türkiye, "PKK, YPG ve FETÖ'yü sansürleyin" talebini Instagram yetkililerine iletti. Meta yetkilileri ise yalnızca PKK propagandası olarak değerlendirilen içeriklerin kaldırılabileceğini, diğerlerinin Türkiye dışında "terör örgütü" olarak tanınmamasından ötürü müdahale edilmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine Türkiye tarafı, mevcut koşullarda yasağın süreceğini belirtti ve toplantı son buldu.

ERDOĞAN'DAN ‘DİJİTAL FAŞİZMLE KARŞI KARŞIYAYIZ İDDİASI
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AKP İnsan Hakları Eğitim Programında açıklama yaptı. Sosyal medya şirketlerinin militanlaştığını söyleyen Erdoğan, "İsrail'i eleştiren basit bir cümleye bile hemen sansür uygulamayı kendileri için görev addettiler" dedi. Türkiye'de Twitter ve Instagram'a getirdikleri sansürü, sosyal medya paylaşımları nedeniyle çok sayıda kişi hakkında dava açıldığını, tutuklandığını unutan Erdoğan, dijital faşizmle karşı karşıya olduklarını öne sürdü.

Amerika ve Avrupa'daki kurallara uyma noktasında özen gösterdiklerini de iddia eden Erdoğan, "vatandaşlarımızın mağduriyeti olunca, bizdeki katalog suçlarla mücadele olunca bilinçli bir şekilde esirgiyorlar. Arzu edilen iş birliğini henüz tam manasıyla tesis edemedik. Türkiye egemenlik hakları çerçevesinde bir adım atıyor, bir tedbir uyguluyor ancak şirketlerden önce meselenin önüne arkasına bakmayan muhalefet partileri hemen ayağa kalkıyor. Sosyal medya platformlarının rezilliklerini eleştirmeyenler, bu platformların estirdikleri faşizme laf etmeyenler nefes nefese klavye başına geçip sosyal medya hesaplarından Türkiye'yi şikayet sırasına giriyorlar" dedi.

HÜKÜMETİN KİMSENİN ÖZGÜRLÜĞÜYLE SORUNU YOKMUŞ
"Hükümet olarak bizim kimsenin özgürlüğüyle, ticaretiyle, hayat tarzıyla herhangi bir sorunumuz yok" diye iddia eden Erdoğan, "Gelinen noktada sosyal medya şirketlerinin çıkarlarına dokunan her hususta mafya gibi davrandıklarına bizzat şahit oluyoruz. Sosyal medya platformlarının bu tavrına esasen yeni tanıklık etmiyoruz. Daha önce Türkiye ile ilgili meselelerde aynı çifte standarda defalarca maruz kaldık. Halen de maruz kalıyoruz. Uyarılarımıza rağmen, FETÖ'den PKK'sına kadar, tüm terör örgütleri, bu mecralarda istedikleri gibi at koşturuyorlar. Yine bu platformlarda, ülkemizin ortak değerlerine, milletimizin inancına, mukaddesatına, alenen hakaret ediyorlar. Suç ve terör şebekeleri, bu mecralarda, istedikleri propagandayı yapıyorlar. Yalan, provokasyon ve kışkırtma, bu platformların en belirgin özelliği haline geldi" ifadelerini kullandı.

ALTUN: YERLİ-MİLLİ SOSYAL PLATFORMLARININ İNŞASINDAN BAHSEDİYORUM
Aynı etkinlikte konuşan İletişim Başkanı Altun da "Karşımızda bir dijital faşizm rejimi ve bu dijital faşizm rejimini ayakta tutmaya çalışan dijital diktatörler var. Karşımızdakini çok iyi bilmeli ve tanımalıyız. Bunların en temel iktidar stratejisi ise gündelik hayatlarımızı kolonileştirmek, sömürge altına almak. Bu hedefe ulaşmak için, bu yapılan yapay, aşırı tüketim kültürünü özendirmeye çalışmakta, insanları uyuşturan dijital bağımlılık sistemini ayakta tutmak için çabalamakta, gizli sansür ve örtülü özendirme yöntemleriyle siyasal davranış değişikliklerini medyana getirmeye çalışmaktadırlar. Bütün bu süreçlerde elbette devletlerin ve özellikle Batı dışı devletlerin denetim, düzenleme ve hukuki müdahalelerinden kendilerini muaf tutmaya çalışmaktadırlar. Kendilerini hukukun üstünde konumlandırıp hesap vermek istememektedirler" dedi.

Yerli ve milli medya kuruluşu hedeflerinin olduğunu duyuran Altun, şöyle devam etti: "Yerli ve millî medya kuruluşlarımız nasıl bu süreçte ortaya çıkmışsa, nasıl markalar üretilmişse benzerinin de dijital alanda, dijital medya alanında üretilmesi gerekiyor. Konvansiyonel medya şirketlerinin sahiplerine seslenmek istiyorum, 'Gelin, yeni medyaya, dijital medyaya çok daha fazla yatırım yapın.' Sadece içerik üretiminden bahsetmiyorum. Yerli-millî sosyal medya platformlarının inşasından bahsediyorum. Karşımızdaki sosyal medya platformları özel şirket hüviyetinde olan kurumlardır. Bunlar bu alana yatırım yaptıktan sonra kendilerine geniş bir alan buldular ve bugün itibarıyla küresel alanda ne yazık ki adaletsizliği ve hakikat krizini derinleştirdiler. Buna karşı bizim yerli ve millî sosyal medya platformlarını üretmemiz gerekiyor. Bu noktada özel sektörümüze gerçekten çok ciddi bir rol düşüyor. Dizi sektörümüzün dünyadaki başarısı ortada. Türk şirketlerinin dünyadaki başarısı ortada. Yeter ki biz buna inanalım. Kendimize güvenelim. Biz de kurum olarak elimizden gelen bütün kolaylaştırıcılığı bu süreçte sağlamaya hazırız."