İnşaat-İş kurucusu Serdar Ben, mezarı başında anıldı
10 Ekim Ankara Gar katliamında ölümsüzleşen İnşaat İş sendikasının kurucularından, komünist işçi önderi Serdar Ben, katliamın 10. yılında Gazi Mezarlığı'nda bulunan mezarı başında anıldı. Anmada, Serdar Ben'in ve yoldaşlarının pratiğinden öğrenme, onun mücadelesini yaşatma sözü verildi.
10 Ekim Ankara Gar katliamında ölümsüzleşen İnşaat İş sendikasının kurucularından, komünist işçi önderi Serdar Ben, katliamın 10. yılında Gazi Mezarlığı'nda bulunan mezarı başında anıldı.
İnşaat İş sendikası tarafından örgütlenen anmaya, Serdar Ben'in ailesi, yoldaşları, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Umut-Sen, Yapı Yol-İş, Alınteri, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) ve çok sayıda sendika, demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.
Serdar Ben şahsında 10 Ekim şehitleri için saygı duruşuyla başlayan anmada, Serdar Ben'in mezarında çerağ yakıldı, ağıtlar söylendi.
10 Ekim katliamında İnşaat İş sendikasını kuran ve bu sendikayı var eden 6 yoldaşlarını kaybettiklerini belirten İnşaat İş örgütlenme sorumlusu Yunus Özgür, "Bize bir miras bıraktılar. 10 yıl oldu. İnşaat İş bugün Türkiye sendikal hareketinde tüm zayıflıklarına rağmen bir yere oturuyorsa bu esas olarak 10 Ekim'de sonsuzluğa uğurladığımız arkadaşlarımızın mirası. Biz attığımız her adımda, her yaptığımız direnişte, her patronla masaya oturduğumuzda onların ağırlığını hissediyoruz" dedi.
'ONU YAŞATMA GÖREVİ ÖNÜMÜZDE DURUYOR'
DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Çınar Altan, "Savaşın en fazla yükseltildiği ve bu bağlamda toplumun yekpare bir biçimde susturulmaya çalışıldığı bir dönemdi. Türk ve Kürt halklarının kardeşliği, eşitliği için, bu savaşa cesaretle karşı duran, Türkiye'nin her tarafından Ankara'ya gelen insanlardı onlar. Sorumluluk almışlardı. Bu savaş siyasetine karşı toplumun buna göğüs gereceğine olan inançlarıyla ve bu sorumlulukla gittiler. Bunu engellemek istediler" dedi.
Altan, "Komünist bir işçi önderinin başındayız. Yalnızca 10 Ekim'de değil, bütün örgütlü mücadelesinde, bütün hayatı boyunca yaşattığı ve bizlere de bıraktığı bir pratiğin huzurundayız. Onu yaşatmak, çoğaltmak, daha büyük, örgütlü bir güce kavuşturmak gibi temel bir görev önümüzde duruyor" ifadelerini kullandı.
'İNŞAAT İŞÇİLERİNİN SENDİKALARI VARSA, SERDAR SAYESİNDEDİR'
Yapı Yol İş Genel Başkanı Mustafa Akyol, "İsmet Demir'den sonra inşaat işçilerini kimse işçi olarak görmedi. En çok ölen, en kötü şartlarda yaşayan, çalışan bizlerle kimse ilgilenmedi. Bir gün Maviş yoldaş bizim kolumuza girmek istedi, 'inşaat işçileri için bir şeyler yapalım' dedi. Şu anda inşaat işçilerinin sendikaları varsa, ciddiye alınıyor, işçi sınıfından sayılıyorlarsa bu Serdar Ben sayesindedir. Bizler eylemlerde hep Serdar'dan öğrenmeye çalışıyoruz, öğrenmeye devam edeceğiz" dedi.
'FİİLİ MEŞRU MÜCADELESİNİ DEVAM ETTİRECEĞİZ'
Umut-Sen Sözcüsü Murat Bostancı, "Serdar Ben ve yoldaşları, Türkiye işçi sınıfı mücadelesinde fiili meşru mücadelenin nasıl olduğunu, nasıl zafere ulaşılabildiğini gösterdiler, sadece inşaat değil, bütün işkollarında bir örnek oldular" dedi. Serdar Ben'in sürekli her işe koşturduğunu, mücadelenin bir neferi olduğunu vurgulayan Bostancı, "Biz de işçi sınıfı mücadelesinde Serdar Ben ve yoldaşlarının fiili meşru mücadelesini, direnişini devam ettireceğiz" dedi.
'KURULABİLECEK BİR KÖPRÜYÜ HAVAYA UÇURMAK İÇİN O KATLİAMI YAPTILAR'
Serdar Ben ve 10 Ekim şehitlerinin Türkiye tarihinde çok özel bir anda ölümsüzlüğe kavuştuğunu ifade eden Alınteri temsilcisi Mürüvvet Küçük, "Bu topraklarda şovenizmin, Kürt düşmanlığının köklerinin çok derin olduğunu, devletin kurucu ideolojisinin en temel taşlarından birini oluşturduğunu biliyoruz" dedi.
Küçük, şöyle devam etti: "Onlar, Serdar özgülünde komünizmin özgürlük dünyasının hayalleriyle, halkların kardeşliği, sınırların, sömürünün olmadığı bir dünyanın özlemiyle, o meydanda ezilen bir ulusla Türkiyeli emekçilerin, öncü güçlerin bir araya gelmesinin onurunu taşıyarak haykıracaklardı sloganlarını. Buna tahammül edemediler. O katliamı, kurulabilecek bu köprüyü havaya uçurmak için yaptılar. Ama bir kök saldı orada, o katliamla bu topraklardaki şovenizme, ırkçılığa, faşizme, Kürt düşmanlığına karşı bir tohum daha güçlü atıldı. Onların kanıyla sulandı."
Anmanın ardından, 10 Ekim katliamında ölümsüzleşen Fatma Esen'in de mezarı ziyaret edilerek anıldı.