1 Nisan 2025 Salı

'Her gün kadınlar katledilirken herkesi ciddiyete davet ediyoruz'

Gündüz kuşağı programlarında kadınların hedef alınmasına tepki gösteren DEM Parti milletvekilleri Saki ve Kaya, "Her gün kadınların katledildiği ve emeklerinin yok sayıldığı Türkiye'de, başta TBMM ve tüm kamu kurumları olmak üzere herkesi ciddiyete davet ediyoruz" dedi. 

Halkların eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Özgül Saki ve Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, kadınlar her gün katledilirken söylemleri ve politikalarıyla kadına yönelik şiddeti körükleyenlere tepki gösterdi.

DEM Partisi önergeleri doğrultusunda 10 Ekim'de Meclis'te grubu bulunan partilerin ortak önergesiyle Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Komisyonu kuruldu. Ancak, komisyon başkanlığı görevi bir erkek tarafından üstlenilirken, dün gerçekleştirilen komisyon toplantısında gündüz kuşağı programlarında kadınları hedef gösteren Zahide Yetiş "Zaman zaman kadınlar da şiddet uygulasa da..." ifadelerini kullandı.

DEM Parti milletvekilleri Adalet Kaya ve Özgül Saki ile Sevilay Çelenk toplantıyı terk etti. Saki ve Kaya, konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada, şu ifadeler  yer aldı: "Komisyon başkanının, eski bir TV programcısı olarak, tek başına karar alarak gündüz kuşağı program sunucusunu davet etmesi, en başından beri komisyon başkanının 'erkek' olmasına yönelik itirazlarımızın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu komisyonun başat görevi erkek şiddetini önleyici adımlar atmak olmalıyken, şiddeti teşvik eden, normalleştiren gündüz kuşağı programlarını komisyona 'bilirkişi' olarak tayin etmektedir."

'PROGRAMLARDA KADINLARIN ÖZEL HAYATI İRDELENİYOR'
Türkiye her yeni bir güne kadın katliamları haberleri ile uyanırken, bu katliamların medya tarafından magazinleştirilerek 'reyting malzemesi' yapılmaya çalışıldığı kaydedilen açıklamada, "Ana akım medya, kadın cinayetlerini 'münferit olaylar' olarak ele alıp kadınların yaşam öykülerini de 'magazinleştirilecek bir hikâye' olarak işlerken, sorunun bir sistem sorunu olduğunu görmeyen bir yerden haberler servis ediyor. Kadın katliamı, şüpheli kadın ölümü ya da kayıplar gündüz kuşağı programlarında da yer buluyor. Televizyon programları özellikle 'reyting kıracak' olayları belirleyerek kaybedilen/katledilen/şüpheli şekilde yaşamını yitiren kişinin/failinin bulunması yerine olayla ilgisinin olduğu belirtilen kadınların özel yaşamlarına odaklanıyor. Bu programlarda kadınların özel hayatı irdelenirken, kadın program sunucularından da 'ahlak bekçiliği' yapması bekleniyor" ifadeleri yer aldı.

'HERKESİ CİDDİYETE DAVET EDİYORUZ'
Gündüz kuşağı programlarInda kadın mağdurun suçlandığının altı çizilen açıklama, şöyle devam etti: "Çünkü kadını suçlamak hep daha kolaydır. Çünkü erkek, güç; hegemonik liderliğin kendisidir. İktidarın kendisini eleştirmek de her zaman kolay değil. O güçlüdür ve kendisini savunmakla yükümlü değildir. Patriyarkal Türkiye toplumunda, makro iktidarın perçinlediği kadın ve LGBTİ+ karşıtı söylemler, mikro iktidar olan aileye, aile reisi olarak görülen erkeğe de yansıyor. Program sunucuları 'Ne yaşadın, ne hissettin, devletin hiçbir aygıtı sana cevap veremedi mi?' diye sormak yerine onun anneliğini ve kadınlığını sorguluyor. Şiddet gördü mü? Evin içerisinde ekonomik, psikolojik şiddet var mıydı? Ruhsal herhangi bir tahribata yol açtı mı? Bunlar sorgulanmıyor bile. Özetle, bu programların kadınları eve hapseden, aile içi şiddeti normalleştiren, geleneksel toplumsal cinsiyet rollerini pekiştiren, kadın bedenini metalaştıran formatlarına karşı durduğumuz taraf bellidir. Her gün kadınların katledildiği ve emeklerinin yok sayıldığı Türkiye'de, başta TBMM ve tüm kamu kurumları olmak üzere herkesi ciddiyete davet ediyoruz!"