KADIN
HDP'den tecavüzcü polisler hakkında açıklama: İçişleri Bakanı istifa etmelidir
İstanbul'da iki polisin bir kadına cinsel saldırıda bulunarak parasını gasp ettiği olayın ardından sorumluların korunduğuna dikkat çeken HDP Kadın Meclisi, İçişleri Bakanı Soylu'yu istifaya çağırdı.
HDP Kadın Meclisi, Özbekistan uyruklu bir kadının polisler tarafından cinsel saldırıya uğraması olayıyla ilgili yaptığı açıklamada İçişleri Bakanını istifaya çağırdı. Fatih’te trafik kontrolü yapan iki polis bir taksiyi durdurarak Özbekistan uyruklu I.K. isimli 27 yaşındaki kadını araçtan indirerek polis aracında 4 saat alıkoymuş, cinsel saldırıda bulunmuş ve parasını gasp etmişti.
15 Ekim'de yaşanan olayla ilgili yapılan açıklamada, "AKP-Saray rejimi kadının kimliğine, bedenine ve iradesine yönelik erkek ve devlet müdahalesini meşru görerek, kadın düşmanı söylem ve politikalarıyla kadına yönelik şiddeti beslemeye ve bunu sistematik bir hale getirmeye devam etmektedir. Kadına yönelik şiddeti önlemeye dönük Anayasa’yı, yasaları ve en önemlisi de taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri uygulamamakta direten iktidar, kadına yönelik her türlü şiddetin artmasının asıl muhatabıdır. Kadınların yaşam hakkı ve cinsel dokunulmazlıkları başta olmak üzere kadının insan haklarını korumakla görevli kolluk güçlerinin sıklıkla, kadınlara dönük cinsel saldırı, alıkoyma, şiddet ve gasp gibi suçları karışması ve bunlara dönük cezasızlık politikasının işletilmesi, sorunu çözmesi gereken mercilerin sorunun esas kaynağını oluşturmasına neden olmaktadır" denildi.
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: "Bizler, kadına yönelik her türlü şiddet politikalarının karşısında olmaya, bunlarla mücadele etmeye devam edeceğiz. Özellikle ‘kadına yönelik şiddeti önlemekle sorumlu' mercilerden biri olan kolluk güçlerinin sıklıkla kadınlara dönük cinsel saldırı, işkence, alıkoyma, gasp gibi her türlü şiddet suçlarını gerçekleştirmesini, kadının beyanını esas almayarak bu ağır suçları aklamaya çalışmasını ve kadın düşmanı zihniyetin esas sorumlu olmaya devam etmelerini asla kabul etmiyoruz. Yaşanan bu vahşetin takipçisi olduğumuzu duyuruyoruz. Kadınlara dayatılan erkek egemen zihniyet ve bu eril şiddet karşısında mücadeleyi yükseltmeye ve kadın dayanışmasını büyütmeye devam edeceğiz. İstanbul Fatih’te yaşanan bu vahşet tekil bir olay değildir. Kadınların sıklıkla maruz kaldığı, cezasızlık politikalarının işletildiği erkek egemen bir politika olarak devam etmektedir. Kadınların yaşam hakkı ve cinsel dokunulmazlıklarını korumakla sorumlu asıl merci olan İçişleri Bakanı, kendi bakanlığı bünyesinde gerçekleştirilen bu vahşetlere sessiz kalmamalı ve hemen istifa etmelidir."
15 Ekim'de yaşanan olayla ilgili yapılan açıklamada, "AKP-Saray rejimi kadının kimliğine, bedenine ve iradesine yönelik erkek ve devlet müdahalesini meşru görerek, kadın düşmanı söylem ve politikalarıyla kadına yönelik şiddeti beslemeye ve bunu sistematik bir hale getirmeye devam etmektedir. Kadına yönelik şiddeti önlemeye dönük Anayasa’yı, yasaları ve en önemlisi de taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri uygulamamakta direten iktidar, kadına yönelik her türlü şiddetin artmasının asıl muhatabıdır. Kadınların yaşam hakkı ve cinsel dokunulmazlıkları başta olmak üzere kadının insan haklarını korumakla görevli kolluk güçlerinin sıklıkla, kadınlara dönük cinsel saldırı, alıkoyma, şiddet ve gasp gibi suçları karışması ve bunlara dönük cezasızlık politikasının işletilmesi, sorunu çözmesi gereken mercilerin sorunun esas kaynağını oluşturmasına neden olmaktadır" denildi.
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: "Bizler, kadına yönelik her türlü şiddet politikalarının karşısında olmaya, bunlarla mücadele etmeye devam edeceğiz. Özellikle ‘kadına yönelik şiddeti önlemekle sorumlu' mercilerden biri olan kolluk güçlerinin sıklıkla kadınlara dönük cinsel saldırı, işkence, alıkoyma, gasp gibi her türlü şiddet suçlarını gerçekleştirmesini, kadının beyanını esas almayarak bu ağır suçları aklamaya çalışmasını ve kadın düşmanı zihniyetin esas sorumlu olmaya devam etmelerini asla kabul etmiyoruz. Yaşanan bu vahşetin takipçisi olduğumuzu duyuruyoruz. Kadınlara dayatılan erkek egemen zihniyet ve bu eril şiddet karşısında mücadeleyi yükseltmeye ve kadın dayanışmasını büyütmeye devam edeceğiz. İstanbul Fatih’te yaşanan bu vahşet tekil bir olay değildir. Kadınların sıklıkla maruz kaldığı, cezasızlık politikalarının işletildiği erkek egemen bir politika olarak devam etmektedir. Kadınların yaşam hakkı ve cinsel dokunulmazlıklarını korumakla sorumlu asıl merci olan İçişleri Bakanı, kendi bakanlığı bünyesinde gerçekleştirilen bu vahşetlere sessiz kalmamalı ve hemen istifa etmelidir."