23 Aralık 2024 Pazartesi

HDP Kadın Meclisi: Erkek siyasetini değiştireceğiz

HDP Kadın Meclisi, "Eşit Temsiliyet ve Eşit Katılım için Eşbaşkanlık" dosyasını tanıttı. Açıklama yapan Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, "Bizi yok etmek isteyen, bize 'makbul kadın olun' diyen, bize 'özgürlük mücadelesi vermeyin' diyen erkeklere, iktidarlara bir kez daha sesleniyoruz: Bize geri adım attıramayacaksınız. Bütün alanları erkekleştirmenize izin vermeyeceğiz. Sizin kayyımlaştırma, erkekleştirme siyasetinize karşı biz sizi de özgürleştireceğiz, değiştireceğiz" dedi.

HDP Kadın Meclisi, "Eşit Temsiliyet ve Eşit Katılım için Eşbaşkanlık" başlığıyla hazırladığı dosyanın tanıtım toplantısını, Diyarbakır'da gerçekleştirdi.

Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Kürtçe ve Türkçe yaptığı konuşmada, "Biz bugün eşbaşkanlık sistemimizi, eşit temsiliyetin nereden nereye geldiğini, nasıl bir mücadeleyle kotadan eşit temsiliyete getirdiğimizi sizinle paylaşmak için burada toplandık. Hem de her defasında ifade ettiğimiz gibi kayyım uygulamasının sadece Kürt düşmanı bir siyaset olmadığını aynı zamanda kadın düşmanı olduğunu da detaylarıyla açıklamak için buradayız" dedi.

'KOBANE'DE 3 KADIN HEDEF ALINARAK KATLEDİLDİ'
Kobanê'de 3 kadının öldürülmesini kınayan Başaran, şunları söyledi: "AKP-MHP iktidarı sadece Kürt düşmanı siyasetini yürütmüyor. Kürt düşmanı siyasetinin bir parçası da kadın düşmanı siyasettir. Kobanê'de katledilen 3 siyasetçi tesadüfen seçilmedi. Hedef gözetilerek, kadın iradesine saldırı anlamına gelecek şekilde katledildiler. Biz bu katliamları 2015'te Paris'te katledilen 3 kadından biliyoruz. 2016'da Silopi'de katledilen 3 kadın siyasetçiden biliyoruz. AKP iktidarı Kürdistan'ın dört parçasında kadınları, dünyanın neresinde olursa olsun kadınları, Kürt kadınlarını hedef almaya devam ediyor. Bu kadın arkadaşlarımız IŞİD barbarlığına karşı mücadele vermişti. Bugün Kuzeydoğu Suriye'de halkların bir arada yaşadığı kadın özgürlükçü, ekolojik bir sistemi inşa ediyorlardı. Bu saldırı kadın özgürlükçü halkların eşit temsiliyetini sağlayan sisteme de açık bir saldırıdır. O arkadaşlarımızdan Zehra'nın bir konuşması vardı. Kürtçe de ifade ettim kadın mücadelesi açısından özeleştiri veriyordu. "Evet büyük mücadeleler yürüttük ancak hala kadınlar katledilmeye devam ediyor, hala özgürlükle aramızda mesafeler var" demişti. Biz buradan kendisini minnetle anarken bu mücadelenin mutlaka devam edeceğini, bu bayrağın asla yerde kalmayacağını söylüyor, bu katliamı kınadığımızı bir kez daha belirtmek istiyoruz."

"EŞBAŞKANLIK ERKEK EGEMENLİĞİNE KARŞI BİR HAMLEDİR'
Eşbaşkanlık sistemine gelmenin kolay olmadığını vurgulayan Başaran, şöyle devam etti:"3 kadın meclisi üyesinden kadın kotasına, en nihayetinde bütün dünyada devrim niteliğinde örnek gösterilebilecek, yerel yönetimlerde eşbaşkanlık, eşit temsiliyet sistemine geçtik. Biz sürekli ifade ediyoruz ki eşbaşkanlık, eşit temsiliyet iki koltuğun paylaşılması, iktidarların paylaşılması değildir. Eşbaşkanlık sistemi, yüzyıllardır örgütlenen erkek egemenliğine karşı bir hamledir. İktidarın tekelleşmesine karşı, iktidarın paylaşılmasının sağlanmasıdır. Kadın bakış açısıyla yerel yönetimler anlayışının oturtulmasıdır.

"Kadınların kendilerine gösterilen evlerde değil sokaklarda, alanlarda, yönetim kademelerinde de var olacağını ve en iyisini de kadınların yapacağını gösteren bir sistemdir. İktidarın eşbaşkanlık sistemine saldırısı tesadüfi değildir; tıpkı Kürtlere dönük saldırısının tesadüf olmadığı gibi. Çünkü AKP iktidarı, iktidara geldiği günden bugüne kadına sürekli yerini ve makbul kadınlığı dayatmakta, kadını sürekli aile içinde tarif etmektedir. Bu anlayış bugün de tekçi sistemini oturtmak için kendisine alternatif olan, dünyada örnek gösterilen eşbaşkanlık sistemine saldırıyor. Çünkü AKP iktidarı bütün tekleri birleştiren bir sitem kurmak istiyor. Erkek, Türk, Sünni bir sistem karşısında kadın ve erkeğin eşit olarak iktidarı ve yönetimi paylaştığı, komünal, ekolojik, halkçı bir belediye en büyük tehlike oldu AKP iktidarı için."

'HİÇBİR SALDIRI ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZDEN GERİ ADIM ATTIRAMAYACAK'
AKP iktidarının, 2016'dan beri tüm saldırı, yönelik ve hukuksuzluklara rağmen seçimle kazanamadığı belediyeleri ikinci kez kuyyumla gasp ettiğini hatırlatan Başaran, "Bu saldırılarla geri adım attığımızı zannediyorlar. Bu saldırılarla eşit temsiliyet irademizden, özgürlük mücadelemizden geri adım atacağımızı sanıyorlar. Daha önceki dönemlerde çokça şahit olduk. Saldırılar hiçbir zaman bize geri adım attırmadı. Biz mücadeleyi her alana taşıdık. Bugün Gültan Başkanın gönderdiği mektubundan görüldüğü gibi mücadeleyi zindanlara da Meclise de sokaklara da meydanlara da taşıdık. Hiçbir saldırı bize irademizden, duruşumuzdan, özgürlük mücadelemizden, özgürlük tutkumuzdan geri adım attıramayacaktır" dedi.

'EŞBAŞKANLIK SİSTEMİ İKTİDARIN EN BÜYÜK KORKUSUDUR'
Eşbaşkanlık sisteminin iktidarın en büyük korkusu olduğunu vurgulayan Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eşit temsiliyet, kadınların her yerde varlık mücadelesi vermesi  iktidarın en büyük korkusudur. O yüzden her alanda kadınlara saldırmaya devam ediyorlar. Kendisinin saldırmadığı alanlarda da erkekleri örgütleyerek saldırıları gerçekleştiriyorlar. Bunun karşısında mücadele eden kadınlar da hedef gösteriliyor. Son örneğini  Diyarbakır’da yaşadık. Rosa Kadın Derneği, Kanun Hükmünde Kararnamelerle onlarca kadın örgütlerinin kapatılmasından sonra Kürdistan'da kalan tek kadın kurumu idi.

"AKP iktidarı, muhtaç etme, mağdur ederek biat ettirme siyasetiyle kadınlara saldırıyor. Şiddete uğradığınızda gideceğiniz mekanizmaları bile ortadan kaldıracağını ifade ediyor. Bu nedenle kayyımların ilk icraatı kadın kurumlarını kapatmak oldu. Batman'da, Baykan'da, Diyarbakır'da ve Kürdistan'ın dört bir yanındaki belediyelerimizin kadın kurumları ya kapatıldı ya işlevsiz hale getirildi ya da kadınlara mesaj vererek kadın kurumlarının başına erkekler atandı. Çünkü kadınlar adına erkeklerin karar vermesi gerektiği gibi bir anlayışları olduğu biliyoruz. Ama biz kadınlar 40 yıl önceki, 100 yıl önceki kadınlar değiliz. Özgürlüğü tam olarak göremesek de bunu hissediyor ve özgürlüğe çok yaklaştığımızı biliyoruz. O yüzden sizin bize dikte ettiğiniz gibi "evlerin içindeki makbul kadınlar" olmayacağız. Özgürlük mücadelesi vermekten, eşit temsiliyeti savunmaktan, kendi adımıza kararlar almaktan vazgeçmeyeceğiz. Bunu cüret olarak görüyorsanız bu cüreti göstermekten vazgeçemeyeceğimi ifade etmek istiyoruz." 

'BÜTÜN ALANLARI ERKEKLEŞTİRMENİZE İZİN VERMEYECEĞİZ'
Kadınlara yönelik saldırıların dört bir yandan sürdüğünü ifade eden Başaran, "Kadınlar katlediliyor. Kadınların iradesi saldırı altına alınıyor. Kayyımlar atanıyor, kadın milletvekillerinin vekillikleri düşürülüyor. Binlerce arkadaşımız cezaevinde ama bu mücadele sürmeye devam edecek. Biz birken yüz olan bir iken bin olan, kadın mücadele geleneklerinin bileşkesiyiz" şeklinde konşutu.

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, konuşmasını şöyle tamamladı: "Bizi yok etmek isteyen, bize 'makbul kadın olun' diyen, bize 'özgürlük mücadelesi vermeyin' diyen erkeklere, iktidarlara bir kez daha sesleniyoruz: Bize geri adım attıramayacaksınız. Bütün alanları erkekleştirmenize izin vermeyeceğiz. Sizin kayyımlaştırma, erkekleştirme siyasetinize karşı biz sizi de özgürleştireceğiz, değiştireceğiz. Bu topraklarda kadın özgürlükçü bir sistem kuracağız. Kendimizi de toplumu da özgürleştirme iddiamızdan vazgeçmeyeceğiz. Cezaevinde olan Sebahat Tuncel, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sara Kaya bütün yoldaşlarımıza selamlarımızı gönderiyoruz. Mücadelemiz ve direnişimiz devam edecek. Mutlaka ama mutlaka kadınların kararlı mücadelesi kazanacak."