25 Kasım 2024 Pazartesi

HDP: 10 Ekim davasında kamu görevlileri korundu ve kollandı

Ankara katliamı davasında verilen karara ilişkin açıklama yapan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, yargılananlar arasında sorumlu tek bir kamu görevlisinin olmamasına dikkat çekti.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, 103 kişinin hayatını kaybettiği ve 500'den fazla kişinin yaralandığı 10 Ekim Ankara katliamı davasında verilen karara ilişkin açıklama yaptı.
 
Ankara katliamının göz göre göre geldiğini ifade eden Başaran, "Katliamı yapan canlı bombalardan Yunus Emre Alagöz'ün kardeşi Abdurrahman Alagöz Temmuz 2015'te Urfa'nın Suruç ilçesinde 33 yurttaşın yaşamını yitirdiği, 100'den fazla yurttaşın yaralandığı intihar saldırısını gerçekleştirmişti. Gar Katliamı sanıklarının bazıları, Diyarbakır ve Suruç katliamlarının da failleri idi. Önlenebilecek bu saldırı bilerek ve isteyerek önlenmedi" dedi.
 
Katliamın yapılacağına dair istihbarat raporları sorumlu kamu görevlilerine iletildiği halde, failleri yakalamaya veya saldırıyı durdurmaya yönelik hiçbir şey yapılmadığını ifade eden Başaran, yetkili isimler göz göre göre gelen bu katliama göz yumduğunu belirtti.
 
Yargılananlar arasında sorumlu tek bir kamu görevlisinin dahi olmadığına dikkat çeken Başaran, "Tutuksuz yargılanan failler firariydi. Dosyaya yönelik kapsamlı bir araştırma yapılmadı ve delil toplanmadı. Savcı apar topar mütalaa vermeye zorlandı. Dava Sıhhiye Adliyesi'nden Sincan Adliyesi'ne kaçırıldı. Bütün bunlar AKP yargısının gerçek adalet peşinde olmadığının göstergeleridir" diye kaydetti. 
 
Miting alanındaki yol aramasının bombacıların alana girişinden sonra yapılması; mitinge gelen araçların durdurulmaması ve aranmaması; GBT yapılmaması da görev ihlalinin açık göstergesi olduğunun altını çizen Başaran, bombaların patlamasının akabinde polislerin yaralı insanlara gaz sıkması, sağlık görevlilerinin ise görevlerini yerine getirmemesinin açık insan hakları ihlali olduğunu ifade etti.
 
Başaran açıklamasının devamındu şunları belirtti:
"Yargılama sürecinde faillerin savunmaları ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'a güzellemeler dizmeleri, tutuklu yargılanmalarını eleştirmeleri ile kan donduran cinsten oldu. 19 sanıklı davada, savcı mütalaasına rağmen yalnızca 10 kişiye ağırlaştırılmış müebbet verilirken, kalan sanıklara çoğu alt sınırdan olmak üzere hafif cezalar verilmiştir. 
 
"Avukatların talep ettiği 'insanlığa karşı suç' kapsamında cezalandırma talebi ise kabul edilmeyerek, firari olan sanıkların zaman aşımı ödülü ile birkaç yıl sonra ortaya çıkmalarının önü açılmış, katliamın asıl planlayıcılarının ileride yargılanmasının önüne geçilmiştir.
 
"İktidar ve güdümündeki yargı, Türkiye'nin en kanlı saldırısı olarak tarihe geçen Gar Katliamı'nda 2015'ten bugüne asıl sorumluları yargı önüne çıkarmaktan imtina edip, davanın vahametini basitleştirmiştir.
 
"Bugün, 3 Ağustos 2018'de, Ankara'da katledilen 103 yurttaş, yaralanan 500'den fazla insan ve aileleri için adalet çıkmamıştır."