14 Kasım 2024 Perşembe

'Elçi cinayeti faillerinin tespiti için hala çaba yok'

Diyarbakır Barosu, 207. 'Tahir Elçi İnsan Hakları Kürsüsü' eylemini gerçekleştirdi. Eylemde, Elçi katliamının faillerinin tespiti için hala adım atılmadığına işaret edildi.

Diyarbakır Barosu, katledilen başkanları Tahir Elçi'nin faillerinin bulunup yargılanması için 'Tahir Elçi İnsan Hakları Kürsüsü' etkinliğinin 207.'sini gerçekleştirdi. Diyarbakır Adliyesi önünde yapılan eylemin bu haftaki gündemi Sur Belediyesi Eşbaşkanı Filiz Buluttekin'in gözaltına alınması ve hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri oldu. 

Konuşma yapan Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Muhlis Oğurgül, aradan geçen 4 yıla rağmen Elçi soruşturmasında faillerin tespiti için herhangi bir çaba gösterilmediğini söyledi. 

'İNSANLIK DEĞERLERİYLE BAĞDAŞMAYAN MÜDAHALE'
Sur Belediyesi Eşbaşkanı Filiz Buluttekin'in evine yapılan baskında, Buluttekin'in, 10 yaşındaki çoğunun ve kocasının kafasına silah dayanmasın tepki gösteren Oğurgül, "Kayyum atanması hukuksuzluğu yetmezmiş gibi seçilmiş belediye başkanlarına ve ailelerine gözaltı işlemi esnasında insanlık değerleriyle bağdaşmayan müdahalelerin yapılmasını kabul edilemez buluyoruz" dedi.

Sur Belediyesi'ne kayyum atanmasıyla birlikte halk iradesinin tamamen ortadan kaldırıldığını belirten Oğurgül, "Hukukun üstünlüğüne katkı sunmayan, seçmenin iradesine saygı duymayan, seçilene güvence sağlamayan bu otoriter yaklaşım, derhal terk edilmelidir" şeklinde konuştu.

ÇOCUK MAHPUSLARA ŞİDDET
Ardından Diyarbakır Barosu Cezaevi Komisyonu'nun Diyarbakır'da bulunan hapishanelerde 15-25 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirdikleri ziyaretlerin ardından oluşturdukları hak ihlalleri raporu açıklandı. 

Komisyon Başkanı Gizem Miran, hapishanelerdeki tutsakların yaşadığı hak ihlallerini şöyle sıraladı: 

"Mahpusların düzenli ve kaliteli bir sağlık hizmetinden faydalandırılmaması, hastane sevklerinin kelepçeli yapılması, bazı hekimlerce kelepçeli muayeneye izin verilmesi, çocuk mahpuslara şiddet uygulanması, ters kelepçe takılması, yemeklerin sağlıklı ve hijyenik olmaması, sıcak su ihtiyacının 2 günde bir sadece 1 saat karşılanması, koğuşların yeterince ısıtılmaması, mahpusların sadece 10 kitap bulundurmasına izin verilmesi, hakkında toplatma kararı olmayan kitapların da keyfi gerekçelerle mahpuslara verilmemesi, Kürtçe süreli-süresiz yayınlara izin verilmemesi, ortak yaşam alanlarının kameralarla 7/24 izlenmesi, anneleriyle kalan çocukların süt, bebek bezi, beslenme, kıyafet ihtiyaçlarının yeterli düzeyde karşılanmaması, kurumda kreş ve oyun parkının bulunmaması, kantinde satılan ürünlerin kalitesiz ve pahalı olması, istenilen gazete-dergilerin verilmemesi, istenilen radyo-tv kanallarının açılmaması, görüşçülere tacize varacak şekilde ince arama yapılması,  Avukat görüş odalarının gereken fiziki şartlara sahip olmaması."

'KAMPÜS CEZAEVİ SİSTEMİ İHLALERİ ARTIRDI'
Diyarbakır'da bir yılı aşkındır faaliyette olan kampüs hapishanelerinin fiziki yapısı ve yönetim modeli nedeniyle de hak ihlallerinin arttığını tespit ettiklerini belirten Miran, yeni tip kampüs hapishane sisteminin denetlemesi ve yönetimi zor  olan hapishanelerdeki yaşamı zorlaştırdığı, denetimini güçleştirdiği, sağlık, yemek, sosyal, eğitim hizmetlerinin yetersiz olduğunu kaydetti.

Miran, Adalet Bakanlığı ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'na gerekli incelemeleri yaparak, ihlallerin ortadan kaldırılması için yasal süreç başlatılması çağrısı yaptı.

Açıklamaların ardından beş dakikalık oturma eylemi yapıldı.