Eğitim-Sen Bakanlık önünden seslendi: Eğitime ayrılan bütçe en az iki kat artırılsın
Milli Eğitim Bakanlığı önünde açıklama yapan Eğitim-Sen, eğitimde yaşanan eşitsizliklerin önüne geçmek ve her öğrencinin nitelikli bir eğitim alabilmesini sağlamak için devletin eğitime ayırdığı bütçeyi en az iki kat artırması gerektiğini vurguladı.
Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesinin Mecliste görüşmeleri sürerken gerçekleştirilen eyleme KESK MYK üyeleri de katıldı.
'BAKAN KAMUOYUNU YANILTMAYA ÇALIŞIYOR'
Bakanlık önündeki açıklamada konuşan Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in 2025 MEB bütçesi ile ilgili TBMM Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda dün yaptığı sunumu hatırlattı. Bakan Tekin'in 2025 yılı bütçesine ilişkin sunumunun, eğitimdeki yapısal sorunları çözmekten uzak, tamamen kamuoyunu yanıltma amaçlı olduğunu vurgulayan Irmak, "Eğitime erişimde yaşanan sorunlar, okulların temizlik başta olmak üzere en temel ihtiyaçları, eğitim emekçilerinin mesleki ve ekonomik sorunları ve kamusal eğitimin güçlendirilmesi gibi hayati konular, Bakanlığın gündeminde yine yer bulmamıştır" dedi.
'612 BİN 814 ÇOCUK EĞİTİM DIŞI KALDI'
2024 yılı itibarıyla Türkiye'de zorunlu eğitim çağında olup eğitim dışında kalan çocuk sayısının 612 bin 814'e ulaştığını, bu sayının son üç yılın en yüksek seviyesi olduğunu kaydeden Irmak, geçen yıldan bu yana eğitim dışında kalan çocuk sayısının yüzde 38,4 oranında arttığına dikkat çekti. 2024/25 eğitim öğretim yılı başından itibaren okullarda yaşanan temizlik ve hijyen sorununu hatırlatan Irmak, Bakan Tekin'in sunumunda bu sorunların çözümüne yönelik tek bir cümle dahi kurmadığına işaret etti.
Bakan Tekin'in bütçeye ilişkin sunumunda övünerek eğitime ayrılan kaynağın arttığını söylediğini hatırlatarak, bu artışın büyük bir kısmının zorunlu harcamalara gittiğini, eğitim yatırımlarına ayrılan payın ihtiyacın çok gerisinde kaldığını söyleyen Irmak, "Örneğin 2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken, 2025 bütçesinde bu oran sadece 9,73 olarak belirlenmiştir" diye konuştu.
'YAKLAŞIK YÜZDE 30 ÇOCUK TAŞIMALI EĞİTİM KAPSAMINDAN ÇIKARILDI'
Bakan Yusuf Tekin'in taşımalı eğitim uygulamasından yararlanan öğrenci sayısı üzerinden kurduğu cümlelerin kamuoyunu yanıltma amaçlı olduğunu vurgulayan Irmak, 2024-2025 eğitim-öğretim yılında uygulanan tasarruf tedbirleri ile yaklaşık yüzde 30 oranında öğrencinin taşımalı eğitim kapsamından çıkarıldığı, bazı bölgelerde servislerin tamamen kaldırıldığı gerçeğini açıkladı. Taşımalı eğitimin zaten sorunlu olduğunu bugün ise daha fazla sınırlanarak kırsal bölgelerde çocukların eğitimden koparıldığını söyleyen Irmak, "Bu durum, özellikle kız çocuklarının eğitime erişimini adeta baltalamaktadır. Bakan beyin öve öve bitiremediği ücretsiz ders kitapları ise içeriği itibarıyla yetersiz ve eğitimin niteliğini düşüren unsurlar barındırmaktadır. Bu sorunlar, Bakanlığın bilinçli bir tercihi olarak çözümsüz bırakılmıştır" dedi.
2025 bütçesinde öğretmenlerin mali ve özlük haklarına dair tek bir vurgu bulunmadığını söyleyen Irmak, Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nun ayrıştırıcı özelliğine vurgu yaparak, güvencesiz ve düşük ücretli çalışma koşulları altında ezilen öğretmenlerin sorunlarının hiçe sayıldığını kaydetti.
Ataması yapılmayan öğretmenleri ve mülakat mağdurlarını da hatırlatan Irmak şöyle konuştu: "MEB bütçesi, devlet okullarının temel ihtiyaçlarını görmezden gelirken, MEB'in önceliği yine dini eğitim olarak öne çıkmaktadır. Öğretmen açığı, alt yapı eksiklikleri, kalabalık sınıflar ve temizliğe dair kronik sorunlar acil çözüm beklerken, dini eğitim kurumlarının ihtiyaçlarının daha fazla önemsenmesi dikkat çekicidir. 2020 yılında Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'ne ayrılan bütçe 10,1 milyar TL iken, 2021'de 11,9 milyar lira, 2022 yılında ise neredeyse iki katına çıkarak 20,6 milyar lira olmuştur. 2023 yılında Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün harcaması 41,7 milyar TL'ye ulaşırken, 2024 yılında belirlenen 79,7 milyar liranın büyük bölümü yılın ilk on ayında harcanmıştır. Söz konusu artış eğiliminin 2025'te artarak devam edeceği anlaşılmaktadır."
'EĞİTİME YETERLİ BÜTÇE, OKULLARA İHTİYACI KADAR ÖDENEK AYRILMALIDIR'
Eğitimde nitelikli bir hizmet sunabilmek için, okulların fiziksel altyapılarından öğretim materyallerine, teknolojik donanımdan öğretmenlerin gelişimine kadar pek çok alanda yeterli finansal desteğe ihtiyaç olduğunu söyleyen Irmak, bu desteğin sağlanmamasının, eğitimin kamusal, bilimsel ve laik niteliğini zayıflatırken, eğitimde ticarileştirme ve özelleştirme uygulamalarının önünü açtığına işaret etti.
Eğitimde yaşanan eşitsizliklerin önüne geçmek ve her öğrencinin nitelikli bir eğitim alabilmesini sağlamak için devletin eğitime ayırdığı bütçeyi en az iki kat artırması gerektiğini vurgulayan Irmak, 2025 MEB bütçesine ilişkin taleplerini sıraladı:
"♦ 2025 yılı için öngörülen MEB bütçesi ile eğitim sisteminde yapısal hale gelen fiziki alt yapı, öğretmen, idari ve akademik personel açıkları, araç gereç gereksinimi ve benzeri sorunların ve ihtiyaçların karşılanabilmesi mümkün değildir. MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı iki kattan fazla arttırılmalı ve OECD ortalamasına çıkarılmalıdır.
♦ MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay başlangıç olarak en az iki kat arttırılmalıdır.
♦ Eğitim kurumlarının bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir bütçe sistemi oluşturulmalı, bütün okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.
♦ Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına son verilmeli, özel okullara aktarılan kaynaklar, destek ve teşvikler devlet okulları için harcanmalıdır.
♦ Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nda farklı kariyer basamaklarına yönelik ekonomik iyileştirmeler bütün eğitim ve bilim emekçilerine ayrımsız ve eşit bir şekilde yansıtılmalı, öğretmenleri ayrıştıran ve 'eşit işe eşit ücret' ilkesiyle çelişen her türlü uygulamaya derhal son verilmelidir.
♦ Okul öncesi eğitim başta olmak üzere, eğitimin bütün kademelerinde öğrencilere en az bir öğün ücretsiz yemek verilmelidir.
♦ Eğitim yatırımları arttırılmalı, tüm kamu emekçilerinin çocukları için ücretsiz okul öncesi kurumlar ve kreşler için bütçeden pay ayrılmalıdır.
♦ Bütün eğitim ve bilim emekçilerine güncel veriler üzerinden kira ve yol yardımı yapılmalıdır.
♦ Ek dersler başta olmak üzere, tüm ek ödemeler en az iki kat artırılarak temel ücrete dahil edilmeli ve emekli maaşlarına mutlaka yansıtılmalıdır.
♦ 2025 yılında aile ve çocuk yardımı başta olmak üzere, sosyal yardımlar sembolik olarak belirlenmekten çıkarılmalı, sosyal yardımlara günün koşullarına uygun ve ihtiyaç kadar artış yapılmalıdır.
♦ Öğretmen ve yardımcı hizmetli açıkları kapatılmalı, ataması yapılmayan öğretmenler öğretmenin tamamı kadrolu olarak atanmalı, okullara acilen 120 bin yardımcı hizmetli istihdam edilerek, geçici istihdam uygulamalarına son verilmelidir.
♦ Eğitime hazırlık ödeneği sadece öğretmenlere değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerine en az bir maaş tutarında, dönem başlarında olmak üzere yılda iki kez ödenmelidir.
♦ Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır."