21 Kasım 2024 Perşembe

Duru bir su gibi: Yasemin Çiftçi

Demir Çeneli Melekler, sizleri dünyanın sokaklarını adımlayan kadınların yaşamlarını keşfe çıkarıyor! Tarihin sayfalarında gizlenen kadınların hayatları, umutları ve mücadeleleri Kibele'nin nefesiyle ulaşıyor. "Hayatın her alanında savaşmak istiyorum" diyerek tarihe iz bırakmış kadınların hikayeleri Mart ayı boyunca her gün ETHA'da.
Yasemin Çiftçi, 9 Şubat günü İstanbul Sancaktepe'de taşıdığı bombanın patlaması sonucu yaşamını yitiren genç bir komünist kadın. İnandığı değerlere ve onların bütünü olan devrim ve sosyalizm mücadelesine adadığı yaşamının 23'ünde ölümsüzleşti. Öğrenci gençliğin parasız, bilimsel, demokratik, anadilde eğitim talebiyle yürüttüğü mücadelenin içerisinde sosyalizm düşü ile tanışan genç komünist, yaşamını ezilen halkların özgürlük mücadelesinin gerekleri ve görevleri üzerine kurdu.
 
Urfa Siverek'ten Adana'ya göç etmiş Kürt emekçi bir aileye mensup Yasemin Çiftçi, 1989'un 9 Şubat'ında Meydan Mahallesi'nde doğdu. O, Zilan olarak tamamlayacağı genç ömrünün ilk politik adımlarını antifaşist bir kitle partisinin saflarında attı. Kısa zaman sonra liseli gençlik mücadelesi içerisinde yer aldı. Mücadelesini bundan sonra komünist bir parti içerisinde örgütlü olarak sürdürmeye başladı. Devrimin ihtiyaçlarını esas alan bir yaşamı var etti. 2008 ve 2009'da Antakya'da siyasi faaliyet yürüten Çiftçi, 2010 yılında İstanbul'a geldi. Burada da gençlik faaliyeti içerisinde yer aldı.
 
Sonraki süreçte bir devrimci kitle partisine katılarak işçiler, kadınlar, emekçiler, ezilenler arasında devrim ateşini büyütmeye yöneldi. Yaklaşık bir buçuk yıl 1 Mayıs Mahallesi emekçileriyle aynı havayı soludu.
 
Yasemin Çiftçi daha sonra kendine yeni bir yol çizdi. Özgür politik çalışma yürütmeyi tercih etti. O, artık Zilan'dı. MLKP militanı Zilan, giderken, şu satırları kaleme almıştı: "Yeni bir başlangıç yaptım. Hayatımın altı üstüne geldi diyebilirim. Evet, her şey bağrında çelişki taşıyor. Ben gerilediğim, sığınacak limanlar aradığım bir dönemde, sistemin kadına biçtiği rolü kabullenmeyip devrimci bir adım attım. Savaşçı, özgür bir kadın olma mücadelesine girdim. Kendime bugünden başlayarak gelecekteki dönemler bakımından biçtiğim roller var. İşçi sınıfının kurtuluşu için yani devrim ve sosyalizm mücadelesi için bir kadın komünist olarak yapabileceklerimin bilincindeyim. Hayatımın her anını buna uygun biçimde örgütlemek… Ve özellikle özgür bir kadın yaratma mücadelemde savaşçı olmanın ve iyi bir devrimci nefer ya da komutan olmanın daha önemli bir yerde durduğunu düşünüyorum."
 
Yasemin Çiftçi ezilenlerin, işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin geleceğini değiştirmek isteyen genç bir devrimciydi. Genç bir kadın olarak kadınların özgürleşme mücadelesinin de bir neferiydi aynı zamanda. Yasemin ömrünü adadığı komünizm mücadelesini kadınların kurtuluşu ruhuyla yürüten bir sosyalist kadındı. Sınıfsal, cinsel, ulusal baskıya, sömürüye, kadın cinayetlerine, kadına şiddete, ayrımcılığa ve tüm kadınlara dayatılan kölelik zincirlerinin kırılması devrimci mücadelesi içerisinde olmayı bilinçli olarak seçmişti Yasemin.
 
9 Şubat'ta merhaba dediği dünyaya, düşlerini, ideallerini yoldaşlarının yüreklerine, bilinçlerine bırakarak yine bir 9 Şubat'ta veda etti.