1 Ağustos 2025 Cuma

Doğan: Ülkenin her yerinde ayrımsız bir demokrasi istiyoruz

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, "Hiçbir fark gözetmeden herkesin eşit olduğu ve eşit hissettiği bir yaşam tasavvurundan bahsediyoruz ve bunu gerçekleştirmek için mücadele ediyoruz" dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Ankara'da bulunan genel merkezinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ülkenin dört bir yanında orman yangınları ve ağaç kıyımlarının devam ettiğini ifade eden Doğan, "Biliyoruz ki yüzlerce proje, tatbikat, yönerge ve yönetmeliğe rağmen bu ülkede hiçbir canlının yaşam hakkı güvende değil. Yani ne çiftçinin ne köylünün ne börtü böceğin ne ekipmansız çalışmak zorunda kalan işçinin ne risk altında çalışan itfaiyecilerin ne de gönüllülerin. Hiç kimsenin yaşam hakkı güvende değil. Türkiye bu haliyle baktığımızda tam bir ekokırım suç mahalli olarak karşımızda duruyor" dedi.

Orman yangınlarının herkesi ilgilendirdiğini dile getiren Doğan, "Ülkeyi yönetenler birebir bu konularda, bu tür durumlarda sorumluluk taşıması gerekenlerdir; buna kader, fıtrat, doğal afet dememesi gerekenlerdir. Dolayısıyla yangınların sıklığının, uzunluğunun ve şiddetinin arttığı bir döneme girildiği biliniyordu. Buna rağmen gerekli önlemler alınmadı" vurgusu yaptı.

Kürt sorununa ilişkin son 1 yıl içerisinde yaşanan gelişmelere dikkat çeken Doğan, "Bugüne kadar atılan somut adımlar, çatışmalı dönemden demokratik siyasete geçiş iradesi için çok güçlü ifadeler çıkardı ortaya. Mesela 11 Temmuz'da Süleymaniye'de silahların yakılarak imha edilmesi bu kararlılığın bir ifadesiydi. Ancak 11 Temmuz sonrası yaşanan gelişmelere baktığımızda, bu kararlılığın ifadesinin gereklerine ilişkin yürümesi gereken tartışmanın yerini ikame eden tartışmalar olduğunu görüyoruz. Bu da duruma layığıyla yaklaşılmadığının bir göstergesi" dedi.

'KOMİSYONA DAİR YARATILMAK İSTENEN ALGILAR MAKSATLI'
Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısıyla başlayan sürece ilişkin çalışmalarının son hızıyla ve çeşitli alanlarda devam ettiğini ifade eden Doğan, Meclis'te kurulacak komisyona işaret etti. Komisyonun ilk toplantısını yapmak üzere yakın zamanda toplanacağını aktaran Doğan, şöyle devam etti: "Bundan sonra da özellikle silahsızlanmayla ilgili, yani silahların tümden devre dışı bırakılmasıyla ilgili gerekli bazı çalışmalar, yasal düzenlemeler, hukuki zemin. Bunun için gerekirse toplumun farklı kesimleriyle bir araya gelmek gibi bir takım usule dair tartışmaları yürütmek üzere toplanacaklar. Ondan sonra bizler de tam olarak komisyonun nasıl çalışacağını, hangi usul ve esasları belirleyeceğini hep birlikte öğreneceğiz. Komisyonun şeffaflığına ve çalışma yöntemine dair, komisyon ilk toplantısını yaptıktan sonra yol haritasına dair çok daha net bilgilere sahip olacağız. Ama henüz bunlar ortada yokken, henüz siyasi partiler komisyon üyelerini yeni belirliyorken, bu konuya dair tartışmalar sürüyorken, komisyon tarihsel bir fırsatı hukuki zeminde kalıcı hale getirmek için yola çıkmaya hazırlanıyorken sanki bu komisyon bambaşka nedenlerle kuruluyormuş gibi yaratılmak istenen algıların ya da buna dönük yürütülmek istenen tartışmaların maksatlı olmadığını bize kimse söyleyemez."

'CİDDİYETLE YAKLAŞMAK GEREKİYOR'
Bu meselenin sadece bugünü değil geleceği de ilgilendirdiğini vurgulayan Doğan, "O yüzden bu konuya ciddiyetle yaklaşmak gerekiyor. Masada yer almak, çözümün itici gücü olmak, sürece ivme kazandırmak, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında yer almak demektir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında biz bu ülkedeki bütün farklılıkların kendi özgünlükleri ve temsiliyetleriyle yer almalarını istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Bizim barış, demokratik çözüm ve bunlar için mücadele dediğimiz şey tam olarak bu. Onlarca yıldır süren bir çatışma halinin kalıcı ve adil bir barışla sonuçlanması için çaba sarf etmek, başarıya ulaşması için endişeleri ifade etmek, ayrıştırmak değil birleştirmektir bizim için. Biz bunun ayrıştırıcı etkilerini ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Bunun için mücadele ediyoruz" dedi.

Doğan, "Bu ülkede, farklı düşündükleri için insanlar 30 yıl hapis yatıyorsa, bugün onların tahliyeleri dönüp geriye bakma, ortaya çıkan nedenlere bakma sorumluluğunu getirmeli. Ama biz ne görüyoruz? '30 yıllıklar neden tahliye ediliyor?' diye soruluyor. 'Acaba arka kapılar ardından bir pazarlık yapıldı da o yüzden mi tahliye ediliyorlar?' deniliyor. Bu yargıyla, bu soruyla. Beklentimiz bu değil; beklentimiz toplumun beklentisi. Nedir toplumun beklentisi? Adaletin tesis edilmesi" ifadelerini kullandı. "Onlarca yıldır kayyumla yönetilen şehirlerden bahsediyoruz. Apaçık ortada olan kayyum yıkımlarından bahsediyoruz. Şırnak'ta durdurak bilmeyen bir ekolojik kırımdan bahsediyoruz. Bu mu demokratikleşme, bu mu demokrasi" diyen Doğan, ülkenin her yerinde ayrımsız bir demokrasi olmasını istediklerini vurguladı.

'HERKESİN EŞİT OLDUĞU BİR YAŞAM İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ'
Doğan, şöyle devam etti: "Mücadelemiz hem İzmir için hem İstanbul için hem Şırnak için hem Diyarbakır için hem Edirne için hem de Yozgat içindir. Hiçbir fark gözetmeden herkesin eşit olduğu ve eşit hissettiği bir yaşam tasavvurundan bahsediyoruz ve bunu gerçekleştirmek için mücadele ediyoruz. Bunun için bunca bedel, bunca risk göze alınıyor; bunun için bunca fedakarlık. Olan biteni yalnızca seçimlere indirgemenin ya da kimi aktörlere nasıl kazandırıp nasıl kaybettireceğine göre değerlendirmenin, bu yaklaşımın yarattığı kolaycılık ve yaklaşımın yarattığı konforu biliyoruz. Bütün bunların bizlere neler kaybettirdiğini de biliyoruz."

'BİZE DİL UYARISI YAPANLAR KENDİ KULLANDIKLARI DİLE BAKSIN'
"Bize sürekli bir sorumlu dil uyarısı yapılıyor, DEM Parti'ye. Yani bir nevi had bildirilmeye çalışılıyor ya da sınır gösterilmeye çalışılıyor. PM'mizin paylaştığı sonuç bildirgesinde de var, daha önce MYK tartışmalarımız sonrasında da ifade etmiştik. Biz son derece sorumlu bir dil kullanıyoruz; son derece kucaklayıcı, kapsayıcı ve birleştirici bir dil kullanıyoruz. Bize bu uyarıyı yapanlar ya da bize uyarıyı yapmaya kalkışanlar önce dönüp kullandıkları bir dile baksınlar" diyen Doğan, herkesi aynı hassasiyeti göstermeye çağırdı.

'KOMİSYONUN İSMİNE KOMİSYON ÜYELERİ KARAR VEREBİLİR'
Açıklamanın ardından basın emekçilerinin sorularını yanıtlayan Doğan, komisyonun ismine ve nasıl karar alacağına dair soruya, şu yanıtı verdi: "Biz ilk günden beri dedik ki komisyon toplansın, üyeler belirlensin, çoğulculuk ilkesi esas alınsın. Yani nitelikli çoğunluk-salt çoğunluk tartışmasına sıkıştırmadan komisyon usule ilişkin birlikte ortak bir karar versin. Bizim bu konudaki yaklaşımımız son derece açık. Önemli olan komisyonun işlevidir. Bu işlevsellik içinde de gerekli yöntemi bir konsensüsle belirlemesi. Yalnızca komisyon ismiyle ilgili değil. İçinde kardeşliğin, dayanışmanın, adaletin, demokrasinin, barışın, eşitliğin geçtiği kavramlara ilişkin yaklaşımımız sanıyorum ki son derece açık. Herkes tarafından biliniyor, çünkü biz yıllardır bunlar için mücadele ediyoruz. Eşit bir kardeşlik için, demokratik bir Türkiye için mücadele ediyoruz. Komisyon ismine ilişkin de komisyon üyelerinin vereceği bir kararla, bir konsensüsle bu kavramların geçtiği; mutabakatın, demokrasinin adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, dayanışmanın, toplumsal yan yana gelişin, tüm bunların geçtiği isimler elbette bizim de kabulümüz olur. Ama buna komisyon üyeleri ortak bir mutabakatla karar verebilir."