8 Temmuz 2024 Pazartesi

Doğan: Tarım mitingiyle Ekmek ve Adalet Kampanyamızın startını veriyoruz

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, "İşimize, aşımıza, özgürlüğümüze, alın terimize ve ekmeğimize göz koyanlara karşı Ekmek ve Adalet Kampanyamızda buluşalım. Ranta karşı adalet ve emek mücadelesi için buluşalım" çağrısı yaptı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, Ankara'da bulunan DEM Parti Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısıyla gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'de pek çok kentte Suriyeli göçmenleri hedef alan ırkçı saldırılara işaret eden Doğan, "Bu saldırıların ardında yatan gerçeğin taciz olmadığını biz tarihten çok iyi biliyoruz. Hangi tarihten biliyoruz? 6-7 Eylül'den, Maraş'tan, Sivas'tan, Çorum'dan biliyoruz. Bu tür taciz, istismar ve tecavüz karşısında kıllarını dahi kıpırdatmayanlardan biliyoruz" dedi.

'KİN VE NEFRETİN SORUMLUSU HÜKÜMETTİR'
Uzun zamandır iktidardan muhalefete kadar geniş çerçevede yürütülen mülteci karşıtlığı propagandasına dikkat çeken Doğan, "'Türkiye'de Suriyelilerin ne işi var?' diyenlere 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var, ne işi vardı, neden böyle bir politika yürüttü?' diye soran yurttaşlar var. Biz de buradan bu soruyu tekrar DEM Parti olarak yüksek sesle hatırlatalım. Kayseri neresi? Kayseri Türkiye'de en fazla mülteci nüfusuna sahip 11 şehirden biri. Türkiye Mülteci Konseyinin hazırladığı rapora göre o gün başlayan ve gece boyunca devam eden linçlerin ardından 107 dükkan yağmalandı, tahrip edildi, yabancı plakalı araçlar saldırıya uğradı, bazıları ateşe verildi" dedi.

Türkiye'de yaratılan bu iklimin ve Suriye politikasında filizlenen kin ve nefretin sorumlusunun hükümet olduğunu ifade eden Doğan, "Bu sorumlulukla yüzleşmeye ve mültecilere yönelik organize saldırılar karşısında zaten mahrum olduğumuz toplumsal barışın daha fazla yara almaması için acil tedbirler almaya davet ediyoruz" dedi.

'CEZA ALAN GAZETECİLERİN YANINDAYIZ'
1 Temmuz'un İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilinilmesinin yıl dönümü olduğunu hatırlatan Doğan, o günden bugüne en az 963 kadının katledildiğini söyledi. Bu hafta 8 gazeteciye gazetecilik faaliyetleri sebebiyle hapis cezası verildiğini hatırlatan Doğan, "Elbette gazetecilerin yanındayız ve onların da savunduğu halkın haber alma hakkının yanındayız" dedi. Açık Radyo'nun yayın lisansının iptal edilmesine tepki gösteren Doğan, "Açık Radyo hepimizin radyosu olmaya devam edecek ve kainatın bütün seslerine, renklerine ve titreşimlerine açık yayıncılığıyla yapacak bunu" ifadelerini kullandı.

2 Temmuz'un Sivas katliamının 31. yıldönümü olduğunu kaydeden Doğan, "Devlet ve akıl verenleri ilk günden itibaren Madımak'ta yakanlara yakın durdu. Ne yazık ki cezasızlıkla sırt sıvazladı. Zaman aşımı kararına ilk tepki 'hayırlı olsun' oldu. 31. yıldönümünde Madımak'la halen yüzleşilmemiş ve cezasızlık politikalarıyla bu katliamların sayısı artmış olmasına rağmen bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz" dedi.

'HER GÜNE NEREDEYSE BİR KATLİAM DÜŞÜYOR'
10 Ekim Ankara Gar Katliamı Davasında açıklanan karara işaret eden Doğan, şöyle devam etti: "Maalesef bu toprakların örtbas edilmiş katliamlarla yüklü geçmişini yeniden hatırlıyoruz. Her güne neredeyse bir katliam düşüyor. Toplu mezar fışkırıyor. Binlerce kayıp insan var. Faili belli ama meçhul kabul edilmek istenen insanlar gömülü bu coğrafyada. Bugün 5 Temmuz, Vedat Aydın 33 yıl önce bugün evinden alındı. İki gün sonra Maden yolunda işkence edilerek katledilmiş bedeni bulundu. 33 yıllık bir cezasızlık ve yine bir zaman aşımı. Önümüzdeki 5 güne de bakalım. 10 Temmuz'da kim yatıyor? Sevgili Ali İsmail Korkmaz. İktidarlar değişiyor ama ne yazık ki bazı kesimlere dönük bazı politikalar değişmiyor. O yüzden diyoruz ki devlet ve akıl verenleri her zaman bu olaylarda sırt sıvazlamayı tercih etti. Biliyoruz ki hiçbirinin faili meçhul değil, hepsinin faili belli. O yüzden hiçbirini unutturmayacağız, unutturmamak bu mücadelenin en önemli parçalarından biri."

'EKMEĞİMİZE GÖZ KOYANLARA KARŞI EKMEK VE ADALET KAMPANYASINDA BULUŞALIM'
Halkın cebinin, sofrasının yangın yeri olduğunu söyleyen Doğan, "Bu ülkede işçiler yanıyor, emekçiler yanıyor. Milyonlarca insanı yoksulluk ve sefalete mahkum eden politikalarda ısrar ediliyor, halkın geleceği çalınıyor. Çocukların ve gençlerin geleceği karartılıyor. Bunun bir kader olmadığını biliyoruz. DEM Parti olarak diyoruz ki; bize dayatılan savaşa, ranta, talana, yolsuzluğa, sömürüye, açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, tecride, ölüme, darbeye, hapishanelerde işkenceye, irade gasbına, cinsiyetçiliğe, kadın katliamına, doğa katliamına ve ekolojik yıkıma mecbur ve mahkum değiliz" dedi.

Bu nedenle bir Ekmek ve Adalet Kampanyası başlatacaklarını duyuran Doğan, herkesi kampanyaya katılmaya davet etti. "İşimize, aşımıza, özgürlüğümüze, alın terimize ve ekmeğimize göz koyanlara karşı Ekmek ve Adalet Kampanyamızda buluşalım. Ranta karşı adalet ve emek mücadelesi için buluşalım" diyen Doğan, kampanyanın startını 19 Temmuz'da Mardin Kızıltepe'de yapacakları tarım mitingiyle vereceklerini söyledi.

'GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ'
İradeye Saygı Yürüyüşü'nün devam ettiğini ifade eden Doğan, yürüyüşün Hakkari'ye ulaşıldığında Hakkari Belediyesi önünde yapılacak açıklamayla son bulacağını aktardı. Doğan, şöyle devam etti: "Biz bu konuda kararlıyız. Geri adım atmayacağız. Bulunduğumuz her alanda kayyum rejimine karşı mücadeleyi ve Hakkari'de ortaya çıkan halk iradesini korumaya devam edeceğiz. Buradan bir kez daha DEM Parti olarak iktidara sesleniyoruz: İzahı mümkün olmayan bu utançtan Türkiye adına vazgeçmelisiniz. Sizi bu ülkenin özgürlüğü, eşitliği ve demokrasisi adına bu utançtan vazgeçmeye davet ediyoruz. Hakkari Belediyesinde olması gereken kayyum değil Sıddık Akış ve Viyan Tekçe'dir. Hakkari, kayyum rejimi için sonun başlangıcıdır. Bu konudaki kararlılığımızı belirtiyor ve yeniden bu iradeye sahip çıkmak için yola düşen yürüyüşçüleri selamlıyorum."