25 Kasım 2024 Pazartesi

Doğan: Belediyelerimiz bu yasayı uygulamayacak

Gündemdeki gelişmeleri değerlendiren DEM Parti Sözcüsü Doğan, DEM Parti belediyelerinin "katliam yasası"nı uygulamayacağının altını çizdi. Mecliste ve sokakta hayvan hakları için mücadele yürüttüklerini hatırlatan Doğan, "Silvan'da hayvanlar toplanıyor ve barınaklara götürülüyor" yönünde manipülasyon içerikli haberleri yalanladı. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. DEM Parti Van İl Eşbaşkanları Gülşen Kurt ve Veysi Dilekçi'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda DEM Partilinin gözaltına alınmasına tepki gösteren Doğan, halay çekenlere yönelik gözaltı ve tutuklama saldırılarının Kürt düşmanlığının bir parçası olduğunu söyledi.

'YAŞASIN BAŞKAN APO DEMEK SUÇ DEĞİL'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerel seçimlerden önce her yerde Kürtçe şarkılarla propaganda yaptığını hatırlatan Doğan, "Mesela 'Bijî serok Apo' ki 'Yaşasın başkan Apo' demek. Hakikat bir gün bir türküde, şarkıda, sloganda, halayda, yürüyüşte, toplumsal etkinlikte, siyasi arenada ama mutlaka bir şekilde karşınıza çıkar. Bugün çıktığı gibi. Bir kere bu sloganı atmak, 'Bijî serok Apo' demek, "Yaşasın başkan Apo" demek suç değil. Bunun ilgili AYM, Yargıtay, AİHM kararları var. Bu kararlara göre bu sloganı atmak ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiriliyor" dedi.

'HEP BİRLİKTE BU HALAYI BÜYÜTELİM'
Türkiye kamuoyuna seslenen Doğan, "Gelin, hep birlikte bu halayı büyütelim. Nasıl ki Karadeniz horondan vazgeçmez, Ege zeybekten vazgeçmez, Kürtler de halaylarından vazgeçmeyecekler. O yüzden bu halayı hep birlikte büyütelim, bu halaya birlikte duralım" çağrısı yaptı. Doğan, şöyle devam etti: "Yalnızca halay mı? Kütlerin ağırlıklı olarak yaşadıkları bölgelerde, yani Kürdistan coğrafyasında yollardaki yaya uyarı işaretleri ve yazılara da tahammül edilmiyor. Bunları Türkiye 90'lı yıllarda da yaşadı. Yeşil, sarı, kırmızı renkli bahçelerin peyzaj düzenlemesine bu ülkede, üstelik Ankara'da müdahale etmek istendi. Bu renkler yıllarca yasaklandı. Puşi, slogan, renkler yasaklandı. Trafik lambaları değiştirildi bu ülkede sarı, kırmızı, yeşil renkte oldukları için. Bugün ne yapılıyor? Van Büyükşehir Belediyemiz ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyemizin yaya trafiğinin yoğun olduğu caddelere yazdırdığı 'Pêşî peya hêdî - önce yaya yavaş' uyarı yazısı bir grup tarafından siliniyor. Ne garipse bu gruplar bulunamıyor, kimliği belirsiz kişiler oluyor ama halay çekenleri bulmakta çok mahir bir İçişleri Bakanı var. Ne yazılıyor? 'Türkiye Türk'tür, Türk kalacak'. Bunlarla yapılmaya çalışılanları gördüğümüzü, bunun farkında olduğumuzu bilmenizi isteriz. Bir kez daha hükümet yetkililerine ve iktidara sesleniyoruz: Bundan vazgeçin. Bugün ÖHD açıkladı, emniyet ifadelerinde müvekkillerine 'Kimler bu düğüne katıldı? Salonun sahibi kim? Halaya kimler müdahale ediyor? Halay çekenler arasında örgütle bağlantılı kimse var mı' şeklinde sorular yöneltilmiş. Bu yaz dönemi Kürdistan'da ve Türkiye'nin her yerinde düğünlerin en yoğun olduğu dönem. İnsanların evlendiği, halay çektiği, eğlendiği bir dönem. Bunun için düğün de yapmaya gerek yok. Herhangi bir eğlence için insanların bir araya gelip halay çektiği bir dönem. Bu dönemde böyle sosyal medya üzerinden yapılan bir operasyonla Türkiye'yi ve Türkiye'nin çok önemli gündemlerini görmezden gelip Kürtlere yönelik bu açık nefret söylemlerinden ve ırkçılık suçlarından vazgeçin. Kürtlerin kamusal alanda özgürce var olma haklarına ve bu haklarının düşmanlıkla ve ayrımcılıkla karşılanmasına karşı hiçbir şey yapmadan bunu destekleyen bir pozisyonda olmak ve buradan bir nefret dalgası körüklemeye çalışmak geçmişte olduğu gibi bugün de Türkiye'ye kaybettir. İktidar blokuna sesleniyoruz: Kendi iktidar kavganızı Kürtler üzerinden yapmayınız. Toplumu tehlikeli bir ayrışmaya sürüklüyorsunuz. Bu sürükleme halinden vazgeçin. Çözümsüzlük politikalarının peşinde sürüklenerek kendi sonunuzu yaratmayın."

'DEM PARTİ BELEDİYELERİ OLARAK YASAYI UYGULAMAYACAĞIZ'
Gözaltına alınanların ve tutsak edilenlerin derhal serbest bırakılmasını isteyen Doğan, "Şimdi yeni bir yasama yılında insanlar Meclis'e gelecek yasa tekliflerini düşünüyor. Çünkü dün nasıl kapattık? Sabah 4'e kadar insan haklarına aykırı bir şekilde milletvekillerini çalıştırarak, insanları sokakta nefeslerini tutmuş şekilde bırakarak, Meclis'ten bir katliam yasası mı yoksa hayvanları koruyacak bir yasa mı çıkacak merak ettirerek beklettiniz. Günlerdir insanlar ayakta, bu katliam yasasına ilişkin itirazlarını yükseltmeye çalışıyor. DEM Parti olarak, gündeme geldiği andan bugüne kadar bu yasa teklifine karşı hem Meclis'te hem sokakta mücadele ettik. Bu yasayı belediyelerimizin uygulamayacağını açıkladık. Buna rağmen Silvan'dan gelen bazı görüntülerle sosyal medyada DEM Parti'nin verdiği bu mücadele maniple edilmeye çalışılıyor, farklı bir şekilde gösterilmeye çalışılıyor. Buradan özellikle hayvan hakları aktivistlerine DEM Parti olarak bir kez daha söylüyorum. Biz bu yasaya karşı mücadelemize devam edeceğiz. Dün hayır oyu kullandık ve yalnızca oy kullanmakla sınırlı değil mücadelemiz. Belediyelerimizde bu yasayı uygulamayarak bu mücadeleye devam edeceğiz. O yüzden Silvan'da hayvanlar toplanıyor ve barınaklara götürülüyor şeklinde yayılmaya çalışılan ve özellikle sosyal medyada manipüle edilmeye çalışılan bu haberin doğru olmadığını söylemek isterim. Barınaklara tedavi için götürülüyorlar. Zaten ilgili arkadaşlarımız konuyla ilgili açıklama yapacaklar. Hem belediyemiz yapacak hem de Demokratik Yerel Yönetimler Kurulumuz bu konuya dair açıklama yapacak. Dün Meclis'te Grup Başkanvekilimiz ve Eş Genel Başkanlarımız ifade etti, biz de söyleyelim; DEM Parti belediyeleri adına kararımızı sizlere tekrar iletmiş olalım. Biz bu yasayı belediyelerimizde uygulamayacağız. Ne pahasına olursa olsun, bu uygulamaya karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Çünkü yaşamın herkes için bir hak olduğunu düşünüyoruz. Bunun için mücadele ettiğimizi, direndiğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim" dedi.