25 Kasım 2024 Pazartesi

Diyarbakır'da Şengal saldırısı kınandı

Diyarbakır'da siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri Şengal'e yönelik gerçekleştirilen saldırıya ilişkin HDP İl binasında yaptığı açıklamada, saldırı kınanırken tüm halkların Êzidî halkıyla dayanışma ve birlik olma çağrısı yapıldı.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) öncülüğünde siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri tarafından TSK'nin Şengal'e saldırısına ilişkin Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl binasında basın açıklaması yapıldı.
 
İl binası önünde yapılmak istenen basın açıklamasına izin verilmemesi nedeniyle Vedat Aydın Konferasn Salonunda basın açıklaması yapıldı. Burada basın açıklamasını DTK Eşbaşkanı ve HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk yaptı.
 
Öztürk, "Uluslararası emperyal güçlerin himayesi, teşfiği ve göz yumması eşliğinde bölge devletlerinin Êzidî halkımıza karşı yürüttüğü soykırım politikaları ve uygulamaları sürekli güncellenerek sürdürülmektedir" dedi.
 
Mezhep ve din savaşlarının merkezi olan Ortadoğu'da, en fazla Êzidî halkı bu savaşların kurbanı olarak seçildiğini, 73 fermanla tarihin en acımasız ve vahşi katliamlarıyla yok edilmek istendiğini vurgulayan Öztürk, "Bundan dört yıl önce, uluslararası emperyal güçlerin göz yumması ve kimi bölge devletlerinin açık desteği ile DAİŞ çeteleri Êzidî Kürtlerin kutsal ve kadim şehri Şengal'e saldırmış, büyük bir katliam gerçekleştirmiştir. Binlerce Êzidî Kürt kadını DAİŞ çeteleri tarafından kaçırılarak köle pazarlarında satılmış, çok ağır sistematik işkencelere, tacizlere ve tecavüzlere tabi tutulmuşlardır. Bu zulüm bir insanlık suçu olarak tarihe kazınmıştır. Kaçırılan Êzidî Kürt kadınlarından binlercesinin akıbetinin hala ne olduğunun bilinmemesi de insanlığın bir ayıbı ve utancı olarak tazeliğini korumaktadır. Yüz binlerce Êzidî Kürt, kutsal ana vatanlarından Ortadoğu ve Avrupa'nın değişik ülkelerine göç etmek zorunda bırakılmışlardır. Gittikleri yerlerde de büyük trajediler yaşamaya devam etmektedirler" diye belirtti.
 
Yaşanan zulme rağmen Êzidî halkının direndiğini, kendi kutsal topraklarını savunduğunu ve özgürlüğünü sağlamak için de demokratik toplum inşası seferberliğine giriştiğini söyleyen Öztürk, Êzidî Kürt kadınlarının öncülüğünde DAİŞ çetelerinin Şengal'den tamamen temizlendiğinin altını çizdi.
 
Öztürk açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:
"Ortadoğu gericiliğinin, Êzidî halkımıza karşı yürüttüğü saldırgan politikalar farklı biçimler alarak sürdürülmeye çalışılmaktadır.
 
"Son bir yıldır, AKP-MHP milliyetçi ittifakının Şengal ve Êzidî halkımızla ilgili olarak yaptıkları saldırgan açıklamalar ve müdahale hazırlıkları uluslararası toplum ve halkımız tarafından yakından takip edilmektedir.
 
"Bu hazırlıklar, 15 Ağustos günü Koço köyünde yapılan katliamın yıldönümü anmasından dönen Êzidî konvoyuna Türk savaş uçakları tarafından saldırı düzenlenmesi bu hazırlıkların pratik olarak hayata geçirildiğinin de göstergesi olmuştur."
 
Öztürk, AKP-MHP ittifağının, gerçekleştirdiği bu katliam amaçlı saldırıyı şiddetle kınadıklarını ve protesto ettiklerini vurguladı.
 
Êzidî halkının önder siyasetçilerinden Mam Zeki Şengali'nin yaşamını yitirmesinden dolayı derin bir acı ve üzüntü yaşadıkalrını belirten Öztürk, "Êzidî halkımız başta olmak üzere, bütün Kürt halkına, yoldaşlarına ve ailesine başsağlığı dileklerimizi sunuyoruz" dedi.
 
Bu saldırının gerçekleşmesine izin veren veya göz yuman, uluslararası güçleri ve kendi topraklarına yapılan bu saldırıya onay veren Irak merkezi hükümetini şiddetle kınayan Öztürk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bilinmelidir ki, bu tür saldırılar, diğer bütün Ortadoğu halkları ve inançlarıyla demokratik ve adil bir yaşamı paylaşmak isteyen halkımızı direnme, mücadele etme ve özgürlüğünü  kazanma yürüyüşünden asla alıkoyamayacaktır.
 
"Bu saldırının; halkımızın ulusal birlik istencine, talebine ve çabalarına hızlandırıcı, pekiştirici bir etki yapacağına olan inancımızı vurgulamak istiyoruz.
 
"Yapılan saldırıyı;  hangi parçada olursa olsun Kürt halkının kazanımlarına ve özgürlük taleplerine karşı yapıldığı gerçeğini bütün Kürdistani yapıların bilince çıkarması gerekir. Bu bilinçle, Êzidî halkımızı sahiplenmek ve Êzidî halkımızı yeni fermanlardan korumak adına, büyük bir dayanışma içerisinde olmak bütün Kürdistani yapıların hayati derecede bir sorumluluğudur.
 
"Bu saldırı Rojava ve Şengal'da  yeşermeye başlayan, Ortadoğu halklarının barış, kardeşlik, adalet ve özgürlük taleplerine karşı yapılmış bir saldırıdır. Bu nedenle tüm Ortadoğu halklarının bu saldırının karşısında durması, Êzidî halkımızla büyük bir dayanışma içerisinde olması çağrısını yapıyoruz.
 
"Bizler bu saldırıyı; DAİŞ belasının insanlık için yarattığı tehdidi ortadan kaldırmak için bütün bir insanlık için mücadele veren, bu uğurda büyük bedeller ödeyen Êzidî halkı şahsında uluslar arası topluma yapılmış bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. Bu nedenle uluslar arası toplumu da Êzidî halkımıza karşı yapılan saldırılara karşı duyarlı olmaya, sahiplenme, dayanışma içinde olma sorumluluğunu hatırlatmak istiyoruz.
 
"Bizler, siyasi parti ve sivil toplum örgütleri olarak bu saldırgan politikaların ve Kürt düşmanlığının Türkiye devletine hiçbir şey kazandırmayacağını; bu yöntemlerle asla sonuç alınamayacağı gerçekliğini yüzyıllık inkâr ve imha politikalarının iflasından yola çıkarak bir kez daha açıklıkla dile getirme istiyoruz.
 
"Bu bilinç, duygu ve inançla, hiçbir saldırının halkımızın iradesini kıramayacağı gerçeğini büyük bir kararlılıkla tekrarlıyor, tüm halkımızı Êzidî halkımızla dayanışmaya ve birlik olmaya çağırıyoruz."