30 Ekim 2024 Çarşamba

DEM Parti Yerel Yönetimler Kadın Kurulundan çalıştay 

DEM Parti Yerel Yönetimler Kadın Kurulu, Van'da 2 günlük çalıştay düzenliyor. Çalıştayın ilk günü açılış konuşmasında, ağır bedeller ödeyerek eşbaşkanlık, eşit temsiliyet başta olmak üzere elde ettikleri kazanımlardan vazgeçilmeyeceğinin altı çizildi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Demokratik Yerel Yönetimler Kadın Kurulu, "Yerel Yönetimler Kadın Çalıştayı" için Van'da toplandı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu ile tüm DEM Parti kadın belediye eşbaşkanlarının katılımıyla yapılacak iki günlük çalıştay başladı.

ŞEDAL: 3 KADINLA BAŞLADIK YÜZLERE ULAŞTIK
Van Dedeman Otel'de gerçekleşen çalıştayın açılış konuşmasını Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Neslihan Şedal yaptı. Şedal, "Biz bu kazanımları kolay elde etmedik. Kürt kadınına yönelik kirli politikaların devrede olduğu bir dönemde direniyoruz. Bu politikalara karşı Kürt kadınları çok büyük bir irade ortaya koydu. Burada önemli kararlar alacağız. Yerel yönetimlerde 3 kadınla başladık yüzlere ulaştık. Bizim felsefemiz ve yerel yönetim modelimiz dünyaya örnek oldu. Kürt kadın direnişi artık dünyaya yeni bir model sunuyor. Bu model; demokratik ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmadır. Ne kadar kazanımlarımızı ayaklar altına almaya çalışsalar da yerel yönetimlerde çok önemli çalışmalar yapacağız ve kentlerimizi kadın kentleri yapacağız" dedi. 

'MESELE İMRALI TECRİDİNDEN BAĞIMSIZ DEĞİL'
DEM Parti Kadın Meclis Sözcüsü Halide Türkoğlu, "Kürt sorununda demokratik çözüm yerine savaş politikalarında ısrar edenler her geçen gün siyasi soykırım operasyonlarına devam ediyor. Biz biliyoruz ki bu mesele İmralı tecrit sisteminden bağımsız değil. Derinleşen tecrit sistemi bugün ülkede faşizm koşullarını da her geçen gün derinleştirmekte. Bugün geldiğimiz aşama sadece siyasetin sınırlarının çizildiği bir aşamada değil Kürtlerin ne giyeceği, nasıl konuşacağı, hangi dilde kendini ifade edeceği govendlerini, halaylarını nasıl çekeceğini, cenazesini, taziyesini nasıl yapacağına dair her türlü müdahalenin başladığını söylemek gerekiyor" ifadelerini kullandı.

'BİJİ SEROK APO DEMEK SUÇ DEĞİL'
Demokratik siyasetteki mücadelelerine devam edeceklerini belirten Türkoğlu, "Bijî serok Apo" demenin suç olmadığının altını çizdi. Türkoğlu, "Kürt halkının dili, kültürü de kriminalize edilemez, suç sayılamaz. Ama faşizm dünyada her türlü suçu barındıran bir meseledir" dedi.

'İRAN'DA VERİLEN İDAM KARARLARINI LANETLİYORUZ'
Ortadoğu'da hem savaş politikalarıyla hem de faşist iktidarların hedefiyle halklar ve kadınların soykırımın hedefi haline geldiğini söyleyen Türkoğlu, "Ortadoğu'da bütün ulus devletlerde bütün hükümet politikaları ayrımcılık ırkçılık ve milliyetçilik ve cinsiyetçilik üzerinden kendisini var ederken İran'da da bu resim kendisini daha farklı gösteriyor. Özellikle kadın gazeteciler ve aktivistlere yönelik idam kararları veriliyor. Verilen idam kararını buradan lanetliyoruz. Bir kaç gün sonra 3 Ağustos. 3 Ağustos 2014, 70'inci Êzidî fermanının kırımının bir devamı olan IŞİD eliyle ciddi bir soykırım devreye girdi. Şengal işgal edildikten sonra IŞİD tarafından, binlerce Êzidî kadın esir alındı, katledildi, köle pazarları kuruldu. O dönem hiçbir ulus devlet hükümet, IŞİD'e karşı mücadelede Şengal'i korumadı. Şengal halkı Kürt halkı kendi özsavunmasıyla IŞİD'e karşı mücadelesini kazandı. Bugün Şengal'da bir özyönetim alanı var. Halklar kendini koruyor ve bir özsavunma oluşturuyor. Özyönetim inşa ederken kendi demokratik yerel demokrasilerini hayata geçiriyor. Çünkü soykırım nereden geldiğini biliyor" diye konuştu. 

'GÜVENLİK ADI ALTINDA SALDIRILAR GERÇEKLEŞTİRİYOR'
Özyönetim, yerel yönetimlerini oluşturma, Rojava ve Şengal'de kendisini ortaya koyduğunu belirten Türkoğlu, "Ulus devlet aklı, başta Türkiye olmak üzere 'güvenlik' adı altında bu alanlara saldırılar gerçekleştiriyor. İHA ve SİHA'larla siviller katlediliyor, çocuklar hedef haline getiriliyor ve aslında bir ilhak gerçekleşiyor. Zorla yerinden göç ettirme ve oraları savaş haline getirme. Bu Rojava'da Şengal'de Federe Kürdistan'da yaşanıyor. Bizler bu savaş politikalarına karşı mücadeleyi yükselteceğiz ve bu savaş politikalarına biz kadınlar 'dur' diyeceğiz" vurgusu yaptı.

HATİMOĞULLARI: KAZANDIĞIMIZ EŞİT TEMSİLİYETTEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ
Son olarak konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, ağır bedel ödeyerek kazandıkları eşbaşkanlık, eşit temsiliyet sistemimizden asla vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi. Tüm belediyelerde kadın eşbaşkanların olduğunu ifade eden Hatimoğulları, Ortadoğu'da birçok kadın hareketinin eşbaşkanlık ve eşit temsiliyeti gündemine aldığını söyledi. Bu geleneğin bir günde oluşmadığını dile getiren Hatimoğulları, "Bizler bu çalışmaları başlattığımız zaman Türkiye kadın hareketi, Kürt kadın hareketi kotayı tartıştı bir dönem. Kadınların lehine pozitif ayrımcılığı tartıştı. Türkiye kadın hareketiyle Kürt kadın hareketinin ideolojik yaklaşımları, akılları ve pratiklerini birleştirmeleri bizleri bugüne taşımış oldu. Biz bunu partimizde yaşatabiliyorsak kadın hareketlerinin bundaki payı, taşıdıkları bilinç ve ideolojik yaklaşımlarının sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz" dedi.

'HER ADIMIMIZIN SORUMLULUĞUNU BİLİYORUZ'
Erkek egemen zihniyetin her yerde olduğunu kaydeden Hatimoğulları, "Erkek egemen zihniyeti ile mücadele ettik ve başardık diyebileceğimiz bir süreçte değiliz. Bizler sürekli başarmak zorundayız. Çünkü erkek egemen, iktidarcı anlayış bulduğu her alanda, bizlerin kadın hareketinin zayıfladığını hissettiği her anda karşımıza çıkar. Boşlukları iktidarlar çok kolay doldurur. Mücadelemizdeki diriliği sürekliliği canlı tutmak çok önemli. Bu konuda da yerellerde seçilmiş kadın eşbaşkanlar olarak da sanıyorum ki en büyük görev sorumluluk sizlerin üzerindedir. Çünkü sizler halkın iradesini kadınların iradesini temsil ediyorsunuz. Sizlerin her birinin pratik bir adımı o ilde belediyede örnek teşkil edecektir. Biz sadece biz değiliz. Seçilmişler sadece kendileri değildir, temsil ettikleri kadınlardır. O yüzden attığımız her adımın sorumluluğumun bilincinde davranmak gibi çok önemli bir görev ve sorumluluğumuz var" dedi.

'KADINLARIN KAZANIMLARINA TIRPANLAMAK İÇİN ATMADIKLARI ADIM KALMADI'
DEM Parti'nin kadın özgürlük mücadelesine ilişkin yürüttüğü politikalarının, başarılarının dünya halkları tarafından bilinmesini, örnek olmasını istediklerini söyleyen Hatimoğulları, Türkiye'de faşist iktidarın kadınların kazanımlarına vurmak istediği darbeye işaret etti. "İstanbul Sözleşmesinden bir gece ansızın çekilmeleri ve şimdi 9. Yargı Paketinde, 6284 sayılı kanunu şimdi geri çektiler ama öncelikle bunu tartışmak istemeleri, nafaka hakkını yani kadın hareketinin dişiyle tırnağıyla emek vererek kazanmış oldukları haklarını tırpanlamak için atmadıkları adım kalmadı" diyen Hatimoğulları, kayyum darbesine karşı kadınların yürüttüğü ve kazandığı mücadeleyi anımsattı. Hatimoğulları, bu nedenle eşbaşkanlık sistemine saldırıların sürdüğünü söyledi. 

Hatimoğulları, Behice Boranlardan, Şirin Tekelilerden, Severlerden, Pakizelerden aldıkları mücadeleyle bugünlere geldiklerini belirten Hatimoğulları, "Bizler Türkiye'de ve Kürdistan'da kadı hareketi gücünü elbette ödenmiş olan bu bedellerle, bu bedeller ödenirken sağlanmış olan fikri katkılar pratik deneyimler bizim açımızdan yol açıcıdır" dedi.

'BÜTÜN DİLLERE HİZMET SAĞLANMALI'
Hatimoğulları, son olarak şunları söyledi: "Son zamanlarda Kürtçe dil üzerine düğünlerde halay çekenler geleneksel kıyafetler giydikleri için alınıp tutuklananların sayılarının gittikçe arttığını ve böylesi bir farklı operasyonel yaklaşım içinde olduğunu görüyoruz. Buradan iktidara sesleniyoruz; anadilimizde konuşmaya, şarkılar türküler söylemeye, dans etmeye halay çekmeye, anadilimizde rüya görmeye, hislerimizi anadilimizle yaşamaya devam edeceğiz. Hiçbir güç bizi anadilimizden koparamaz. 30 milyona yakın halkın dilinin yasaklanması hiçbir anlayışın kabul edebileceği bir şey değil. Bu konuda bütün yerel yönetimlere çağrımızdır; o belediyenin sınırları içinde konuşulan bütün dillerle hizmet sağlanmasının çağrısını, o dillerle kültürel faaliyetlerin yerel yönetimler eliyle sürdürülmesinin çağrısını yapıyoruz."

Çalıştay basına kapalı olarak devam etti.