25 Kasım 2024 Pazartesi

DEM Parti Yerel Yönetimler Çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı

Van'da gerçekleştirilen DEM Parti Demokratik Yerel Yönetimler Çalıştayı'nın sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, "Halkın evleri olan belediyelerimizi demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü anlayışımızla yönetmeye devam edeceğiz. Yerel demokrasinin geliştiği ve siyasetin toplumsallaştığı kentler yaratacağız" ifadeleri kullanıldı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 3-4 Ağustos'ta Van'da gerçekleştirdiği Demokratik Yerel Yönetimler Çalıştayı'nın sonuç bildirgesini açıkladı.

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde DEM Parti'nin 3 büyükşehir, 7 il, 58 ilçe ve 10 belde olmak üzere toplam 78 belediye başkanlığının eş başkanlık sistemi temelinde kazanıldığı ifade edilen bildirgede, 468'i kadın olmak üzere bin 424 belediye meclis üyeliği kazanıldığı ve toplam 144 belediye meclisinde DEM Parti temsiliyeti bulunduğu kaydedildi.

2024 yerel seçimlerinde Türkiye halkları açısından "yeni bir yol mümkün" düşüncesinin geliştiği kaydedilen bildirgede, "AKP-MHP iktidarının talana ve ranta dayalı yönetim anlayışı Türkiye'nin büyük bir kesiminde kabul görmemiş ve halklar AKP- MHP iktidarına yerel seçimlerde geçit vermemiştir" denildi.

Yerel seçimlerin "üçüncü yol" siyasetinin önemini gösterdiği belirtilen bildirgede, "75 belediyemizde toplumcu belediyecilik uygulamalarıyla üçüncü yol siyasetimizi büyütmenin ve güçlendirmenin aracısı olacağız. Kürt halkının diline, kültürüne, kimliğine yönelen her türlü inkarcı zihniyete karşı halkların dillerini, kültürlerini ve kimliklerini özgürce yaşayabilecekleri kentler inşa edeceğiz. Toplumu ve kentleri esir almak isteyen bu tek adam rejimine karşı 'Özgür yurttaşla özgür kentlere' ulaşacağız" ifadeleri kullanıldı.

'KÜRT HALKININ KENDİNİ YÖNETME TALEBİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ'
Yerel seçimlerde DEM Parti'nin kazanımlarının iktidar tarafından hedef haline getirildiği belirtilen bildirgede, Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan'ın mazbatasının gasp edilmesi girişiminin bu çabanın ilk denemesi olduğu ve halkın direnişiyle iktidarın geri adım attığı kaydedildi.

Ardından Hakkari Belediyesinin hedef alındığı ve belediye eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış'ın tutuklanarak belediyeye kayyum atandığı belirtilen bildirge, şöyle devam etti: "Kürt halkının uzun yıllardır saldırı altında olan kendini yönetme talebine sahip çıkacak, kazanımları koruyarak büyütmenin çabası içerisinde olacağız. Kentlerimizi talan eden, tahrip eden bu zihniyete karşı yeniden inşanın öncüsü olacağız. Kürt halkının dilini, kültürünü, kimliğini özgürce yaşayabileceği kentleri belediyelerimiz aracılığıyla yeniden var edeceğiz. Kayyum siyasetini ve temsilcilerini bu topraklardan gönderene kadar mücadelemize devam edeceğimizin sözünü bir kez daha yineliyoruz."

'EŞBAŞKANLIK VE EŞİT TEMSİLİYET VAZGEÇİLMEZDİR'
Eşit temsiliyete dayalı eşbaşkanlık modelinin ilk günden bugüne iktidarın hedefinde olduğu belirtilen bildirgede, "Kendisini tekçilik üzerinden var eden ve yaşamı teklik üzerinden ele alan her türlü anlayışa karşı durduk ve bundan sonra da durmaya devam edeceğiz. Demokratik yerel yönetimler alanında eşbaşkanlık sistemine karşı gelişen her türlü yönelimi özel savaş konsepti içerisinde değerlendiriyoruz. Bu saldırılara bilinçli veya bilinçsiz hizmet eden her türlü yaklaşımı da bu çerçevede ele alıyoruz. Tüm bu saldırılara karşı ne eşbaşkanlık modelimizden ne de kadın özgürlükçü belediyecilik anlayışımızdan taviz vermeyeceğiz" denildi.

Bildirgede, "Yönetim kademelerinde tekliği dayatan bu erkek egemen anlayışa karşı kadının ve erkeğin yönetime eşit katılımına olanak tanıyan eşbaşkanlık modelimizi büyütmenin ve yasallaştırmanın çabası içerisinde olacağız. Eşbaşkanlık modeli ve demokratik yerel yönetimlerde eşit temsiliyet bizler için vazgeçilmezdir" ifadeleri kullanıldı.

'YEREL DEMOKRASİNİN GELİŞTİĞİ KENTLER YARATACAĞIZ'
Türkiye'ye yayılmak istenen anti-demokratik uygulamaların yerel yönetimlerde daha yoğun hissedildiğine işaret edilen bildirgede, "Sayın Öcalan üzerinde sürdürülen mutlak tecrit ile hem Türkiye'nin demokratikleşmesi askıya alınırken hem de Türkiye toplumuna çoklu krizler yaşatılmaktadır" denildi.

İktidarın seçimlerde kaybettikleri belediyelere, merkezi iktidar gücü aracılığıyla intikamvari bir şekilde yaklaştığı dile getirilen bildirge, şöyle devam etti: "Belediyeleri işlevsiz kılan, yetkilerini daraltan, alanlarını kısıtlayan, ekonomik imkanlarını engelleyen bir yaklaşım söz konusudur. Bir yandan belediyeleri iş yaptıramaz hale getirme uğraşı var iken diğer yandan özel savaş uygulamalarıyla yerel yönetimler alanına ağır yönelimler gerçekleştirilmektedir. Özel savaşın bireyi ve alanı ele geçirme girişimlerine karşı kendimizi ve toplumu örgütleyecek, kentlerimizi koruyacağız. Yerel yönetimler alanı halkın kendini yönetme alanıdır. Bu bağlamda belediyeler de halkın evidir. Halkın evleri olan belediyelerimizi demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü anlayışımızla yönetmeye devam edeceğiz. Yerel demokrasinin geliştiği ve siyasetin toplumsallaştığı kentler yaratacağız."