DEM Parti Kadın Meclisi: Onurlu barışı kadınlar öncülüğünde inşa edelim
DEM Parti Kadın Meclisi, 22 Aralık'ta gerçekleştirdiği toplantının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, "Gelin, hep birlikte savaş siyasetine karşı onurlu barışı kadınlar öncülüğünde inşa etmek için mücadeleyi büyütelim" çağrısı yapıldı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, 22 Aralık'ta Ankara'da gerçekleştirilen toplantının sonuç bildirgesini açıkladı.
"Kadınların her gün katledildiği, kadın yoksulluğunun derinleştiği, kazanımlarımızın hedef haline getirildiği, kayyum siyasetiyle eşitlik ve demokrasi hakkımızın çökertilmek istendiği bir savaşı kadınlar olarak yaşıyoruz" denilen metinde, kadınların bu yıl da sokaklardan ve mücadeleden vazgeçmediği vurgulandı. Kadına yönelik şiddetin boyutunun katliama vardığı ve iktidarın kadın düşmanlığında ısrar ettiği belirtilen açıklamada, kadınların da direnişi büyütmekte ısrar ettiği dile getirildi.
"Savaşta ve kutuplaştırıcı siyasette ısrar eden rejime karşı onurlu barış mücadelesinin sesini her yerden yükseltmeye devam ediyoruz. Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit, Kürt sorununun demokratik çözümüne engel olduğu gibi savaşın etkilerini de derinleşmektedir. Öyle ki, AKP iktidarının kadın düşmanlığı ve Kürt halkına yönelik 100 yıldır inkar politikalarıyla sürdürülen sistematik şiddet, iktidarın yayılmacı siyasetiyle artık sınırları aşmaktadır. İktidarın destek verdiği çeteler, kadınlara yönelik katliamlar gerçekleştirmektedir" denilen metinde, kadınların savaşın her halini hem ülkede hem de bölgede birebir yaşadığı kaydedildi.
'SAVAŞIN KADINLARIN YAŞAMLARINI ÇEPEÇEVRE SARDIĞI BİR EŞİKTEYİZ'
"İsrail'in Filistin halkına yönelik soykırım politikaları, Türkiye'de AKP-MHP iktidarının Kürt halkına ve kazanımlarına yönelik savaşı, Suriye'de yaşanan son gelişmelerle Baas rejiminin çöküşü ve HTŞ üzerinden bir geçiş sürecinin çelişkileri derinleştirerek sürmesiyle, savaşın Ortadoğu'da kadınların ve halkların yaşamlarını çepeçevre sardığı bir eşikteyiz" denilen metinde, Suriye'de yaşanan gelişmelere dikkat çekildi.
Metin, şöyle devam etti: "2014 yılından itibaren ne çetelerden ne de diktatörlerden yana durmak zorunda olmadıkları bir model Rojava'da kadınlar öncülüğünde inşa edildi. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, bugün Suriye'de yaşanan kaotik sürecin içerisinde çözümün asıl anahtarıdır. Statükocu ulus-devlete karşı bir çözümdür. Erkek egemenliğine karşı kadın özgürlüğünün inşasıdır. Mezhepçiliğin, milliyetçiliğin ve cinsiyetçiliğin soykırım politikalarına karşı onurlu ve birlikte yaşamanın ve barışın sözleşmesidir. Bu hakikatiyle de Ortadoğu'da paylaşım ve vekalet savaşı yürütenlerin hedefinde olduğunu biliyoruz. AKP-MHP iktidarının Kürt düşmanlığı üzerinden Suriye'de kadınların ve halkların devrimini hedef alması, çeteleri desteklemesi ve SİHA'larla sivil katliamları gerçekleştirmesi, buradaki devrime karşı rolünü de ortaya koymaktadır."
'KADINLAR NE DİKTATÖRLERE NE DE ÇETELERE İTAAT ETMEYECEK'
Kadınların Suriye'de kadınların ve halkların geleceğini hedef alan hiçbir politikayı kabul etmediği söylenen metinde, "AKP-MHP iktidarının savaşı derinleştirecek politikalarına karşı her yerde mücadele edeceğiz. Türkiye destekli SMO çeteleri tarafından katledilen kadın aktivistlerin özgürlük ve eşitlik mücadelesinin sesini tüm kadınlara ulaştırmak ve savaşa karşı ortak mücadeleyi büyütmek temel görevimizdir. Türkiye'den Suriye'ye, Filistin'den Afganistan'a savaş politikalarına karşı kadın mücadelesini büyütmenin vaktidir. Çünkü biliyoruz ki kadınların mücadelesi ne diktatör ne de çete rejimlere itaat etmeyecektir. Ortadoğu ve dünya kadınları için Rojava Kadın Devrimi 21. yüzyılın kadın devrimidir. Kadınların emekleriyle, mücadeleleriyle ve deneyimleriyle 21. yüzyıla bıraktığı mirastır, kazanımdır. İktidarların hiçbir planı ve savaş siyaseti bu gerçeği değiştiremez" ifadeleri kullanıldı.
'ROJAVA ETRAFINDA KENETLENELİM'
Tüm kadınların Rojava etrafında kenetlenmeye çağrıldığı metinde, "Kadın meclisimiz, savaş karşıtlığı için başta Türkiye olmak üzere, kadın örgütleriyle, akademisyenlerle, feministlerle, siyasetçilerle, sendikalarla, hak ve adalet örgütleriyle, emek örgütleriyle, halklar ve inançlardan kadınlarla ve ekoloji mücadelesi yürütenlerle bir araya gelecektir. Kadın yoksulluğu, ekolojik yıkım, kayyum rejimi, erkek-devlet şiddeti, özel savaş politikaları, göçmen ve mülteci düşmanlığı gibi iktidarın savaş siyasetinin kadınların yaşamlarını nasıl etkilediğini ve ortak mücadeleyi ortaya koyacak buluşmalar gerçekleştirilecektir" denildi.
Metin, şöyle devam etti: "Tüm kadınlara ve kadın örgütlerine çağrımızdır: Gelin, hep birlikte savaş siyasetine karşı onurlu barışı kadınlar öncülüğünde inşa etmek için mücadeleyi büyütelim. Suriye'de kurulacak sistemin yerel ve uluslararası meşruiyetini sağlayacak ve garanti altına alacak en önemli şartlardan biri de kadınların bu yeni sistemde ve onun kuruluşunda söz sahibi olmasıdır. Suriye'de kadın mücadelesi yürütenlerin sesini her yere ulaştıralım. Kuzey ve Doğu Suriye'de kadınlar öncülüğünde inşa edilen yeni yaşama yönelik saldırılar karşısında 'Jin Jiyan Azadî' felsefemizin etrafında kenetlenerek enternasyonal dayanışmayı yükseltelim."