22 Kasım 2024 Cuma

DEM Parti Diyarbakır'da halkla buluştu

DEM Parti Diyarbakır'da halk buluşması gerçekleştirdi. Buluşmaya katılan DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, tartışmalar bir sürece evrilmesini canı gönülden istediklerini, ancak ortada bir süreç olmadığını vurguladı. Bakırhan, çözüme evet dediklerini, ama tasfiyeye hayır dediklerini, onurlu bir barış istediklerini vurguladı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Çand Amed Kongre Merkezi'nde halk buluşması gerçekleştirdi. Toplantıya çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.

Buluşmada söz alan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, kapitalist emperyalist sistemin büyük bir kriz yaşadığını söyledi, bu krizlerin en önemli göstergelerinden birinin gelir dağılımı olduğunu belirtti. Büyük şirketin elde ettiği karın bir kıtada yaşayan insanların bütün gıda ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde olduğunu, insanlar açlığa sürüklenirken sermayenin karına kar kattığına dikkat çeken Bakırhan, kapitalist emperyalist sistemin krizini aşmak için şiddete, çatışmalara başvurduğunu söyledi. Bugün bu çatışmaların merkezinde Ortadoğu ve Kürdistan coğrafyasının durduğunu kaydeden Bakırhan, "Türkiye bu krizin hemen yanı başında, göbeğinde bulunuyor. Ortadoğu'ya baktığımız zaman bir savaş alanına benziyor. Sadece İsrail-Filistin arasında bir çatışma yok; Suriye'nin durumu ortada, Irak ortada, İran'ın durumu ortada, Türkiye'nin son 40 yılda yaşadıkları ortada. Savaşın neredeyse her yere sıçrama ihtimali var. Biz de hem Kürdistan coğrafyası olarak hem de Türkiye olarak bu savaş girdabının tam merkezinde yaşıyoruz. Son süreçte yaşanan tartışmalar bunun üzerinedir. Bu girdaptan kurtulmanın tek yolu toplumsal barışı sağlamaktır" dedi.

Rejimin bugüne kadar reddettiği, yok saydığı, yok etmeye çalıştığı Kürtlerle, halklarla ve inançlarla toplumsal barışı sağlaması gerektiğini söyleyen Bakırhan şunları söyledi: "iz hem Ortadoğu'daki bu çatışma ve kaosa hem de Türkiye'deki iktidar ve muhalefet arasındaki kutuplaşmaya karşı üçüncü yol fikriyatını öneriyoruz. Ortadoğu'daki bu çatışmalara ne kapitalist emperyalist sistemin enerji ve ticaret yollarını denetime alması ne de kendi ülkelerindeki halkları, inançları ve emekçileri yok sayan tekçi otoriter sistemler çözüm getirir. Ortadoğu'da halklar ve inançlar özgürce kendilerini yaşatmalılar, kendilerini yaşatacakları zeminlerin güvencesi verilmelidir."

'DEM PARTİ OLARAK ÇÖZÜMDEN YANAYIZ'
SİHA'lar, İHA'lar, sınırlardaki silahlı askeri güçlerle geliştirilen savaş siyasetine ihtiyaç olmadığını kaydeden Bakırhan, "Kürt-Türk ilişkilerinin demokratik bir zemine oturmasını savunuyoruz, destekliyoruz. Yakın zamanda bunun için çok önemli bir fırsat da ortaya çıktı. 43 aydır ailesi ve avukatlarıyla hukuksuzca görüştürülmeyen Sayın Öcalan'ın Milletvekilimiz Ömer Öcalan'la görüşmesi hem bizlerde hem de emekçilerde, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlarda, geçimini sağlayamayan esnafta büyük bir umut yarattı. Sayın Öcalan bu meselenin diyalog ve müzakere ile çözülmesini istiyor. Onun kurmuş olduğu parti olan KCK de üst düzeyde açıklamalar yaparak Sayın Öcalan'ı işaret etti. Kürtler, emekçiler, bileşenlerimiz, ittifaklarımız işaret ediyor. Bu zeminin doğru değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini hep birlikte göreceğiz. Bu toplantıları da tam da Türkiye'de yapılan son tartışmalar için yapıyoruz. Sizden bir şey kaçırdığımız yok. Halkımıza her zaman açığız, açık olmaya devam edeceğiz. Bu bizim için büyük görev ve sorumluluktur. Onun için bu tartışmaları birlikte yapacağız" diye konuştu.

Bakırhan, tartışmalar bir sürece evrilmesini canı gönülden istediklerini, ancak ortada bir süreç olmadığını vurguladı. Barışı toplumsallaştırmak gerektiğini söyleyerek, asıl barışı yapacak olanların Türkiye halkları olduğuna işaret eden Bakırhan, "Asıl barışı getirecek olanlar bu salonda oturanlar ve bu salonda oturanların ulaşacağı milyonlardır. Basınç oluşturmadan, kendi taleplerimizi duru bir şekilde ortaya koymadan, kendi partimize ve bu müzakere konusunda rol oynayacak aktörlere güçlü bir destek veremezsek, iktidarın iki yetkilisinin ağzından çıkanlarla yetinmek durumunda kalırız" dedi. Bakırhan, "Gücünüz, sözünüz ve örgütünüz kadardır" diyerek örgütlülüklerini güçlendirme ihtiyacına işaret etti.

Gençlere, kadınlara, ekolojiye yönelik saldırılara, işçi sınıfının mücadelesine seyirci kalmayacaklarını, bu mücadele ve direnişleri büyüteceklerini vurgulayan Bakırhan, "Nerede bir fabrikada grev varsa orada olacağız, nerede bir haksızlık varsa orada iktidarın politikalarını eleştireceğiz. Nerede bir insanımızın haksız ve hukuksuz yere hakkı gasp ediliyorsa onun yanında duracağız. Tekirdağ'da işçinin yanında duracağız. Karadeniz Hopa'da ovasını, suyunu, toprağını savunan Reşit'in yanında olacağız. Haksızlık hukuksuzluk karşısında geçmişten daha çok duracağız. Yani 'bir tartışma var oturup izleyelim' demek en başından halkın aleyhine çevirebilir. Onun için rehavete kapılmadan, bu tartışmaların bir sürece ve toplumsal barışa evrilmesi için anahtarın halklarımız olduğu bilinciyle hareket edeceğimiz önemli bir döneme girdik" diye konuştu.

'ÇÖZÜME EVET AMA TASFİYEYE HAYIR'
Yaşanan çözüm tartışmalarına ilişkin bir kez daha değerlendirmede bulunan Bakırhan, "Çözüme biz varız, elimiz çözüm ve müzakere için her zaman açıktır, ama kimse bu süreci iktidarı için, koltuğu için araçsallaştırmasın. Çözüme evet ama tasfiyeye hayır. Çözüme evet ama eğer onurlu bir barış olacaksa. Çözüme evet ama gerçekten demokratik bir Türkiye olacaksa, demokratik bir cumhuriyet olacaksa. Çözüme evet ama ezilen-ezen ilişkisinin pervasızca ezilenin aleyhine işlediği, ekonomik adaletin olmadığı bir Türkiye olsun istemiyoruz" dedi.

Umutlu ve güçlü olma çağrısı yapan Bakırhan, bugüne kadar diz çökmediklerini ve mücadele ettiklerini hatırlattı. Halk buluşmasına katılanlar arasında devletin sillesini yemeyen, hücresini görmeyen tek bir kişinin olmadığını söyleyen Bakırhan, "40 yıllık süren çatışmalarda bedel ödemeyen tek bir insanımız yok. Bunu bir sonuca ulaştırmanın önemli bir arifesindeyiz. Sonuca ulaştıracak olanlar bu bedeli ödeyenlerdir, emek verenlerdir. İşinden ve aşından fedakarlık yaparak gece gündüz halkın içinde olan, halkını örgütleyen, vazgeçmeyen sizlersiniz. Bu vazgeçmez tutumunuzun bizi olumlu bir noktaya götüreceğine inanıyorum" diye ekledi.