19 Nisan 2024 Cuma

'DAİŞ'i yok eden halklara sahip çıkılmalı'

Kobanê zaferinin 8. yılında Fırat Bölgesi Demokratik Özerk Yönetimi Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Nîhad Ehmed savaşı ve Türk devletinin işgal tehditlerini ETHA'ya değerlendirdi. Ehmed, "2014'de DAİŞ'e karşı nasıl direnişimiz kazandı DAİŞ yenildiyse bugün de halklar tekrardan değerlerine sahip çıkmalı" dedi.

Fırat Bölgesi Demokratik Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Nîhad Ehmed Kobanê zaferinin 8. yılını ve Türk devletinin Rojava devrim topraklarına yönelik işgal tehditlerini ETHA'ya değerlendirdi.

DAİŞ çetesi 2014 yılında Türk devletinin desteğiyle Kobanê'ye saldırmıştı. Savaş sürerken o dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan "Kobanê düştü, düşecek" açıklaması yaparak DAİŞ'e sunduğu desteği açıkça dile getirmişti. Erdoğan'ın açıklamasının ardından 26 Ocak 2015 yılında Kobanê YPG, YPJ, MLKP ve enternasyonal savaşçıların fedai direnişi ile kazanıldı. Kobanê'nin zaferi, DAİŞ'in yenilgisinin de başlangıcı oldu, Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye devrim toprakları DAİŞ'ten temizlendi.

2014 yılında YPG, YPJ, Enternasyonal ve komünist savaşçıların DAİŞ'e karşı savaşta yan yana savaştıklarını hatırlatan Ehmed "2014 yılındaki bu direniş örnek oluşturdu ve Ortadoğu'da bir değişim yarattı. Bu değişim özellikle Rojava Kürdistanı'nda, Kobanê kentinde başladı. Kobanê kenti bir semboldür. Kobanê'ye ağır saldırılar gerçekleşti. 19 Temmuz devrimi Kobanê kentinde açığa çıktı" dedi.

Türk devletinin sınırlarını açarak DAİŞ'e lojistik ve askeri destek sunduğunu vurgulayan Ehmed, "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan basının karşısına çıkıp 'Kobanê düştü, düşecek' dedi. AKP hükümeti DAİŞ'e destek sunarken, Türk devletinin bahsettiği milli sistemi, düzeni DAİŞ yoluyla gerçekleştirmek istiyordu. Bu mesele Musul'da kesinleştirildi. Çünkü Türk devletinin milli (Misak-ıMilli ) sistemi içerisinde Musul önemli bir noktadaydı" ifadelerini kullandı.

YPG, YPJ, gerilla, enternasyonal, sosyalist, devrimci güçlerin savaşta yer almasının direnişin kazanılmasında önemli bir payı olduğunu kaydeden Nîhad Ehmed şunları vurguladı: "Zaferimiz birçok şeyi beraberinde getirdi. DAİŞ'in yer aldığı birçok bölge Minbic, Tabqa, Rakka ve son olarak Dêrazor ile Baxoz da DAİŞ bitirildi. Direnişler ve Baxoz'da kazanılan zaferle DAİŞ'in sonunun geldiği ilan edilmiş oldu. Demokratik toplumun bahsettiği halkların kardeşliği sistemi kazandı. Bu sistemi biz bugün yaşıyoruz. Bu sistem Kuzey ve Doğu Suriye'de işliyor. Arap, Kürt, Süryani, Asuri, Çerkes, Türkmen bütün halklar bu bölgede kardeşçe, özgürce kendi sesi ve rengiyle yaşamını sürdürüyor. Bunların
hepsi Kobanê'de DAİŞ'e karşı yürütülen direnişin sonucu."

'BU ŞEHİR HALKIMIZIN, ÖZERK YÖNETİMİN EMEKLERİYLE İNŞA EDİLDİ'
Kobanê'nin savaşta yüzde 70 oranında yerle bir olduğunu hatırlatan Ehmed, "Kentte ve bölgemizde ağır bir savaş yaşanmıştı. Kentin ve toplumun inşasında gerçekten çok zorluk ve zahmet yaşandı. Uluslararası koalisyon yardım için verdikleri sözleri yerine getirmedi. HDP'li kardeşlerimiz belediyeler, biraz yardım etti diyebiliriz. Bu şehir halkımızın, Özerk Yönetimin emekleriyle inşa edildi. Bu kentler Baas rejimi döneminde de ihmal edilmişti. Baas, bu halka hizmet etmeyerek buradan göç ettirmek istiyordu. Bu bölge siyasi arenada bir engeldi, üzerinde ambargo vardı. Sonrasında DAİŞ savaşında ise bütün şehir yıkıldı. Bu yüzdende bu şehrin inşasında birçok zorluk yaşandı. Fakat bugüne kadar belediye, sağlık, enerji, su ve eğitim alanlarında büyük adımlar attık. Bu alanlarda yeni adımlar atmaya ihtiyacımız var. Halka hizmette hala birçok eksikliğimiz var. Bu eksikliklerin birçoğu Kuzey ve Doğu Suriye'nin resmileşmemesinden dolayı. Diğer bir taraftan düşman etrafımızda bizi ambargoyla kuşatıyor, 10 yılı geride bırakan Özerk Yönetimi yok etmek istiyor" dedi.

'AKP REJİMİ BİZİM ÜZERİMİZDEN PROPAGANDA YAPARAK OY TOPLAMAK İSTİYOR'
Faşist Türk devletinin, Rojava- Kuzey ve Doğu Suriye devrim topraklarına yönelik işgal tehditleriyle birlikte saldırıları sürdürdüğünü vurgulayan Ehmed, "Türk devleti SİHA'larla yoldaşlarımıza, öncülerimize saldırıyor. Türk devletinin, 2014 yılında Kobanê savaşında yok ettiğimiz DAİŞ'e ve diğer çetelere desteğini görüyoruz. Bu yenilgiden sonra Türk devleti doğrudan Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî gibi bölgelerimize saldırdı. Türk devleti bugün bir kez daha bölgelerimize yönelik saldırılardan bahsediyor. Bu iki anlama geliyor. Birincisi 2023 Haziranında Türkiye seçimleri yapılacak. AKP rejimi bizim üzerimizden propaganda yaparak oy toplamak istiyor. İkincisi Türk devleti halkların özgürlüğüne karşı. Ekonomik, siyasi ve güvenlik anlamında ciddi bir kriz içerisinde. AKP hükümeti Türkiye'nin içinde bir diktatörlük sistemi kurdu. Osmanlı saltanatını tekrardan kurarak sultan olmak istiyor. Rusya ise, Türk devletini göstererek bize, Özerk Yönetime, QSD'ye baskı yapmak istiyor. Baskı kurarak elimizden kazanımlarımızı almak istiyor" şeklinde konuştu.

'BU ÜLKE İÇİN DAHA ÖNCEDE KAN DÖKTÜK GEREKİRSE YİNE DÖKERİZ'
Kobanê'yi ve bölgeyi bırakmayacaklarını belirten Ehmed son olarak şunları vurguladı, "Kuzey ve Doğu Suriye özellikle Kobanê halkı olarak özgürlükçü, savaş istemeyen bir halkız. Hiç bir zaman savaştan yana olduğumuzu söylemedik. Biz barıştan, diyalogdan yanayız. Bu yüzden de çağrımız iki yönlü. Birincisi dünya halklarının desteğiyle 2014'de DAİŞ'e karşı nasıl direnişimiz kazandı ve çeteler yenildiyse bugün de halklar tekrardan değerlerine sahip çıkmalı. DAİŞ'i yok eden güce sahip çıkılmalı. Kuzey ve Doğu Suriye'deki bütün din, mezhep ve uluslara çağrımız Özerk Yönetimin etrafında birleşin, QSD'nin arkasında durun. Özerk Yönetiminize ve askeri gücünüz QSD'ye destek verin. Destek sadece askeri gücün yanında olmak değildir. Yönetiminizi destekleyin, kurumlarınızı düzgün işletin, kurumlarınızın arkasında durun. Biz bu ülkeye emek verdik. Bugüne kadar özgürlüğün temellerini atan 12 bin şehit ve 21 bin gazi verdik. Söylediğimiz gibi biz savaştan yana değil diyalogdan yanayız. Fakat
bir savaş olursa direneceğiz. Bu ülke için daha önce de kan döktük eğer gerekirse yine dökeriz."