21 Kasım 2024 Perşembe

Çelik: Ezilen bir ulusun stratejik müttefiki diğer ezilen uluslardır

Atılım yazarı Çelik, ACTIT'in düzenlediği panelde siyonist İsrail'in saldırılarını, işbirlikçi emperyalistlerin hedefine ilişkin sunum yaptı. Hamas-İsrail savaşı yalanına tepki gösteren Çelik, Filistin'in 76 yıldır direndiğini, 14 direniş örgütünün operasyon odasında yer aldığını anımsattı. Hizbullahsız bir Lübnan'ın emperyalizme sorun çıkarmayacak bir Lübnan olduğunu söyleyen Çelik, "Lübnan Hizbullahı 'dinci' olduğu için değil, Filistin'e destek verdiği için vuruldu" dedi. Çelik, "Ezilen bir ulusun stratejik müttefiki diğer ezilen uluslardır. Egemenlerle uzlaşı, müzakere vb. işbirlikleri ancak taktiksel olabilir. Taktikler stratejiye aykırı olamaz. Gazze dünya egemenleri ve ezilenleri arasındaki mücadelenin çekirdeği konumundadır" dedi. 

Fransa'nın Paris kentinde Türkiyeli Göçmen İşçiler Kültür Derneği (ACTIT) tarafından siyonist İsrail'in soykırım saldırıları, Filistin ve Lübnan halkının direnişine ilişkin bir panel düzenlendi. 

Panelde sunum yapan Atılım gazetesi yazarı Olcay Çelik, emperyalistlerin ve bölge gericiliğinin gerçekleşen savaş ve işgal karşısındaki tutumunu tartıştı. 7 Ekim 2023 tarihinde Filistinli direniş örgütlerinin başlattığı Aksa Tufanı hamlesinin ardından siyonist İsrail'in eşi görülmemiş bir soykırım yürüttüğünü hatırlatan Olcay, "Siyonist terör saldırganlığı Gazze ile sınırlı kalmadı. Filistin direnişine destek veren Lübnan Hizbullahı'na da saldırdı. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah katledildi. İsrail, Güney Lübnan'ı işgale başladı. Siyonist yayılmacılığın süreceğini bağıra çağıra ilan ediyorlar" dedi.

'SAVAŞ HAMAS-İSRAİL SAVAŞI DEĞİLDİR'
Siyonizmin savaşın başından beri çok güçlü bir propaganda savaşı yürüttüğünün altını çizen Çelik, direnişle dayanışmanın önüne geçen yalanları tek tek açıkladı. "Bu Hamas-İsrail savaşıdır" yalanına ilişkin, "Filistin'de 76 yıllık bir işgal ve direniş vardır. Yani ortada Hamas yokken dahi bu direniş vardı. Bugün en güçlü örgüt Hamas olsa da, aralarından FHKC'nin de olduğu 14 örgütün ortak operasyon odasının hamlesidir" dedi.

'DİNCİ BİR SAVAŞ DEĞİL EZİLEN ULUSLA, SÖMÜRGECİ İSRAİL ARASINDAKİ BİR SAVAŞTIR'
"Bu dinci bir savaştır" yalanını, "Bu savaş işgal altındaki ezilen ulusla yerleşimci-sömürgeci İsrail arasındaki bir savaştır. Filistin ve Lübnan halklarını dincilik mahvetti demek, onları ulusal direniş mahvetti demekle aynıdır" sözleriyle açıklayan Çelik, "İslamcı bir örgütün önderliği desteklenemez" yalanına ilişkin şunları söyledi: "Öncelikle, ezilen ulusun işgalciye karşı mücadelesinde (örgütlenme hakkı tanındığı müddetçe) önderlik sorunu tâlidir. Marksist leninistlere göre ilericilik kişilere/örgütlere değil, tarih içerisinde girilen ilişkiye göre belirlenir. Örneğin Şeyh Sait. Bu güçler ülkeleri içindeki ideolojik pozisyonları ile değil, işgale karşı ulusal direnişin gerekleri doğrultusunda hareket ettikleri ölçüde ilericidir ve esas olarak bu düzlemde, ezilenlerin sistem karşıtı mücadelesinin müttefikleridir."

'HİZBULLAHSIZ LÜBNAN, EMPERYALİZME SORUN ÇIKARMAYACAK LÜBNAN'DIR'
Siyonist İsrail'in katlettiği Nasrallah'ın düşmanlaştırılmak istendiğini belirten Çelik, "Hizbullahsız bir Lübnan, emperyalizme sorun çıkarmayacak bir Lübnan demektir ve sadece ABD'nin değil, Erdoğan'ın da en büyük hayallerindendir. Lübnan Hizbullahı 'dinci' olduğu için değil, Filistin'e destek verdiği için vuruldu. İsrail'e kuzeyden cephe açarken tek şart koştu: Gazze'de ateşkes. İsrail'in bölgedeki radarlarını, kameralarını, gözetleme kulelerini felç etti. Kuzeyde işgal altındaki topraklarda yaşayan 100 bin kadar yerleşimci evlerini terk etti. Sınırın İsrail tarafında fiilen 5 km derinliğinde bir tampon oluştu. Bu strateji İsrail birliklerinin üçte birini kuzeyde tutarak Gazze'ye yüklenmesini önlüyordu. Lübnan Hizbullahı, Lübnan somutunda iki temel sorun konusunda doğru tutum belirleyerek diğerlerinden ayrışmıştır. Birincisi; yaşanmakta olan iç savaşa karşı 'iç çatışmaya hayır, her şey ve herkes İsrail'e karşı direniş için' demiştir. İkincisi; dinsel mezhepsel gruplar esas alınarak bölüşülen devlet yönetimi yerine vatandaşlık esasının geçirilmesini savunmuştur" dedi.

'ABD VE İSRAİL FİLİSTİN DİRENİŞİNİ EZEREK ORTADOĞU'DA YENİ BİR BÖLGESEL SAVAŞ YÜKSELTME DERDİNDE'
ABD ve İsrail'in Filistin direnişini ezerek Ortadoğu'da yeni bir bölgesel savaşı yükseltme derdinde olduğunu dile getiren Çelik, "ABD ve AB emperyalizmi hem kapitalist durgunluk koşullarından, hem de bu koşullarda Rusya-Çin ekseninin artan gücünden zarar görüyor. Enerjide Rusya bağımlılığı, teknolojide Çin rekabeti onu saldırgan kılıyor. Ortadoğu politikaları bu anlamda hem Rusya ve İran'ı elimine edip enerji güvenliği ve maliyeti sorununu çözmeye hem de Çin'in bölgedeki genişlemesini sınırlamaya hizmet ediyor. Ortadoğu ve özellikle de İran bu açıdan odak noktasıdır. İran, Suudi Arabistan ve Rusya'dan sonra en büyük 3. petrol rezervine, Rusya'dan sonra da 2. büyük doğal gaz rezervine sahip" ifadelerini kullandı.

'ÖZGÜRLEŞMİŞ BİR FİLİSTİN ÖZGÜRLEŞMİŞ BİR ORTADOĞU'DUR VE BU KRİZDİR'
Doğu Akdeniz doğal gazının enerji kaynaklarının daha işlenmediği bu dönemde de gazın başta Avrupa olmak üzere dünya pazarlarına nasıl; hangi güzergah üzerinden sevk edileceği sorununun da henüz çözülmediğini söyleyen Çelik, "Özgürleşmiş bir Filistin, özgürleşmiş bir Ortadoğu'dur ve bu da kriz demektir. Bölgedeki burjuva devletler ve bazı ilerici, demokratik örgütler bu bölgesel savaşta 'doğru konumlanarak' kimi hedeflerine ulaşmayı amaç ediniyor. Türkiye, MGK'da alındığı anlaşılan bir kararla Kürt hareketine el uzatıyor. Bölgesel savaşta Kürtlerin siyonizm karşıtı eksene dahil olmamasını, işbirlikçi Türk burjuva devletiyle uyumlu hareket etmesini temin etmek amacındadır. Bu karar doğrudan ABD tarafından belirlenmiş durumda. Ezilen bir ulusun stratejik müttefiki diğer ezilen uluslardır. Egemenlerle uzlaşı, müzakere vb. işbirlikleri ancak taktiksel olabilir. Taktikler stratejiye aykırı olamaz. Gazze dünya egemenleri ve ezilenleri arasındaki mücadelenin çekirdeği konumundadır" ifadelerini kullandı.

Panel, soru ve cevaplarla son buldu.